"Bir de o zamanlar Ramazan'da oruçlu olmak ne bir ayrıcalık ve gurur nedeniydi,
ne de oruçlu olmadığı belli olanlar üzerinde baskı kurma nedeni.
İstanbullu Müslümanlar "Oruçlu musun?" diye sorulduğunda bile
"Allah bilir" diye cevap verirlerdi."
İlhan Eksen/Çoklültürlü İstanbul Mutfağı
Malum Ramazan ayındayız. Yalan söyleyecek değilim, inandığım
Rabbim aklımdan geçeni bilir çünkü... Bu ay yemeklerle ziyadesiyle haşır
neşirim. Acaba yemek videolarına, tariflerine, foroğraflarına
bakarak doyduğumu mu zannediyorum? Yooo... Ramazan ayı dışında, istediğim
zaman, istediğim kadar yemeği yiyebilmenin, ince belli bardakta, kokusu aklımı
alan, mis gibi çay içmenin şahaneliğine şükrediyorum. Bu da bir nevi ibadet
sayılmaz mı? İbadetin bindir çeşidi var denir ya hani... Bu yaptığım, misal bu
ya, göz zikri olamaz mı?
Az önce kitaplarımın önünde dolanıyordum ki, incecik bir
kitabın bir adım öne çıkmış olduğunu gördüm. Usulca çekiverdim. İlhan Eksen'in
Çokkültürlü İstanbul Mutfağı adlı bir kitabı değil miymiş? Sel yayıncılıktan 2001 yılında
basılmış. Ne zaman aldım acaba? İnanın bilemedim. Sonra... İhmal ettiğim bir arkadaşımı selamlamlamış gibi içim pırpırlandı. Yüreğimin şenliğiyle
gözlerimi kapatıp, ya nasip, diyerekten, bir sayfasını araladım. Başlık,
"Kılıç, Kalkan"... Hemen okumaya başladım.
"Profesör İlber Ortaylı Türklerin balıkla geç tanışmış
olmaları nedeniyle hemen hemen bütün balık isimlerinin Rumca ve İtalyanca
olduğunu belirterek "Türklerin isimlerini koydukları iki balık vardır:
kılıç ve kalkan" der.
1950'li yıllarda İstanbulluların evlerindeki tek eğlenceleri
olan radyoda sesle çizgiler üstadı Celal Şahin bütün balıkların hamsi ile olan
yakınlığını bir Lâz'ın ağzından gülmece tarzında anlatırken kılıç balığı için
"hamsinin savunma bakanıdır" derdi. Balık meraklıları, yılların
alışkanlığı ile, palamut ve lüferden sonra yaza doğru kılıç balığını
beklerlerdi."
Okuduklarıma bayıldım. Durur muyum? Kılıç, kalkan balıklarını
gugılladım. Muhtelif fotoğraflarını uzun uzun seyrettim. Hamsiyle olan
akrabalıklarını hayal ederek gülümsedim. Yaradanın sanatına hayret ettim. Bu
aciz kuluna sanatından nasip etmesi için dua ettim.
"Profesör İlber Ortaylı Türklerin balıkla geç tanışmış olmaları nedeniyle hemen hemen bütün balık isimlerinin Rumca ve İtalyanca olduğunu belirterek "Türklerin isimlerini koydukları iki balık vardır: kılıç ve kalkan" der.
YanıtlaSilBu bilgi hoşuma gitti. Teşekkürler...
O bilgi benim de çok hoşuma gitti Recep. Ben teşekkür ederim.
YanıtlaSil