haydar ergülen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
haydar ergülen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ocak 2021 Salı

Edebiyat Akrabalığı - Haydar Ergülen


Arkadaşımın gönderdiği kargo paketini açtığımda, içinden sürpriz kitaplar çıkınca ne sevindim anlatamam. 

Hepsini kucaklayasım, tadasım, koklayasım, yiyesim geldi. 

Şimdi ben böyle hissettim ya... Durdum bi... Dedim, bu sözlerin benzerlerini ben nerede okudum?  Zihnimden yuvarlanan sözler  tanıdık çünkü...

Hey! Hatırladım. Durur muyum? Hemen Bavul'un bu ayki sayısını elime aldım. Pürtelaş sayfaları çevirdim. İşte buldum. Oğuz Alkan'ın sorularını, bir kaç ay önce Nişanlılar İçin Şarkılı Alfabe adıyla deneme kitabı yayımlanan Haydar Ergülen cevaplamış. 

- Nasıl çıktı bu denemeler, diye sorunca, demiş ki:

- Yazmak ve okumak. En çok sevdiğim şeyler. Hatta okumak daha önde. Okudukça yazasım, yazdıkça okuyasım geliyor. Böylece ortaya pek çok yazı, sonucunda da kitap çıkıyor. 

Kitaplar da tıpkı şiir gibi doğanın parçası adeta.  Üzüm gibi, elma gibi, ceviz, zeytin gibi geliyor bana. Besleyici, geliştirici, güçlendirici, renkleri, biçimleri güzel. Tadları, lezzetleri apayrı. Hepsini tadasım, koklayasım, yiyesim geliyor desem şaşırma!"

Murathan Mungan, "Edebiyat akrabalıkları, hiçbir zaman buluşup bir kahve içemeyeceğiniz insanların yeryüzüne dağılmış varlığını hatırlatır size. Gene de asıl buluşmanın edebiyat olduğunu bilirsiniz." demiş ya... 

Haydar Ergüden'le sanki akrabalığım varmış gibi hissettim.  Yazdıklarını aynen yaşıyorum çünkü. Çok haklı... Her kitabın tadı, lezzeti apayrı. Hepsini tadasım, koklayasım,  yiyesim  geliyor desem şaşırmayın:)

Edebiyat akrabalığına inanıyorum. Edebiyata inanıyorum desem de şaşırmayın:D


20 Kasım 2019 Çarşamba

Online Gezinti:)


Ne diyeceğim...
Udemy üzerinden online Ot Yaratıcı Yazarlık Dersleri'ne başladım. Yazar olmak hevesiyle değil elbette.... Hakan Bıçakçı, Murat Menteş, Selçuk Erdem, Ali Lidar, Haydar Ergülen. adlarını görünce hemen atladım. Oldum bittim hayranlıkla okuduğum yazarlar. Tekmilini bir arada bulmak  dalgasız denizde sırtüstü yatmak gibi:)

Tüm paket ücreti 100.-TL idi sanıyorum.  İyi ki girişmişim. Konuları nasıl hap gibi toparlamışlar anlatamam. Hatta o haplar şifa veriyor bünyeye. Öyle şahane. Bayıldım. 

Şu anda ofisteyim. İşim başımdan aşkın... Lakin...  Bir mola vereyim ve sizlere duyurayım istedim.  Hayat paylaştıkça güzel:) 

Hararetle tavsiye derim.   Hiç  değilse bi inceleyin isterim.   LİNK


25 Temmuz 2015 Cumartesi

Eli Çenesinde Yazarlar


 
 
 

1- Reşat Ekrem Koçu
2- Orhan Pamuk
3-Adalet Ağaoğlu
4-Füruzan
5-Haydar Ergülen
6-İsmet Özel
7-Sema Kaygusuz
8-Ece Temelkuran
9-Ahmet Arif
10-Murat Menteş
11-Latife Tekin
12-Perihan Mağden
13-Halil Gökhan
14-Nazım Hikmet Ran
15-Elif Şafak
16-Şebnem İşigüzel
17-Murathan Mungan

9 Haziran 2011 Perşembe

Kahve Molası - Kağızman'a Ismarladım Nar Gele/ Bu Akıl Da Bu Kafaya Dar Gele


Tamam. Bugün erkenden  kahve molası vereceğim. Kaç gündür arazide çalışmıştım. Bugün ofisteyim. Hem kahvemi hüpletip hemde birşeyler yazmaktır niyetim. Şimdi başlığı görünce "hayrola" diyorsun değil mi?  Bu bir türkü sözü... İnan bana kaç gündür dilimden düşmüyor bu türkü. "Kağızman'a ısmarladım  nar gele nar gele/ Bu akıl da bu kafaya dar gele dar gele" Bilirim bu türküyü. Eskiden  tek kanallı televizyon zamanlarında türkü programları olurdu. Başka seyredilecek bir şey yok tabii. Karşımıza hangi program çıkarsa seven sevmeyen mecburen mecburiyetten her birini izlerdik. İyi ki de izlemişiz. Hafızamın türkü kutusuna istiflenenlerden biri olmalı ki, Haydar Ergülen'in yazısında okuyup tozlarını silkeleyip  hatırlayınca  ne yalan söyleyeyim hoşuma gitti. Kağızman'ın neresi olduğunu bilemedim iyi mi? Açtım elektronik coğrafya ansiklopedisini de sordum. "Kağızman nere?" Hooop. Cevap... "Kağızman Kars ilinin bir ilçesidir."  Geçmişte yaşayan insanlar bu kadar kolay bilgiye ulaştığımızı görseler ne kadar şaşırırlardı bize kim bilir? Kağızman'nın en çok neyi meşhurmuş biliyor musun? Balı. Evet ya! Kars balı meşhur değil midir? Meşhurdur elbette.Saf Kafkas ırkı arıları ve sadece Kağızman'da yetişen Tüteye çiçeği ve diğer çiçeklerlerden elde edilen bal, polen ve arı sütü dünyaca meşhurmuş.  İyi ama Kağızman'ın nar'ı da ünlü olmalı ki türküye konu olmuş. Ne hoş!


Şimdi ne düşündüm biliyor musun? Edebiyat sayesinde ne çok şehir ne çok ülke dolaştım. Gitmeden, görmeden gezindiğim ne çok şehir var. Misal Kars'a ömrümde bir kez bile gitmedim. Çok görmek isterim. Allahtan Orhan Pamuk'un Kar adlı romanını okudum. Bilirsin Kar Kars'ta geçer. Ve okuyunca sadece Kars'ın sokaklarında dolaşmakla kalmaz, şehrin ruhunu iliklerinde  hissededersin. İyi edebiyatın öyle bir geçirgenliği vardır ki sadece akla değil hislere de tesir eder.  Kar yağdığında Kars'ın büründüğü o şiirsel atmosferi insan orada olsa belki  hissedemeyebilir ama edebiyat oturduğu yerde hissettirir insana... Ve dahası  böyle şiirselliklerin olduğunun farkına vardırır. Ve karlı bir havada Kars'a düşerse yolum o şiirselliği arayacağıma ve  işiteceğime adım gibi eminim. İşte memleketimin taa ucunda, sınırında, kenarında bir şehir var. Kars... Kar'ı okuduğunda Kars'ın kenarda kalmış halini, dertlerini, insanlarının psikolojilerini, sevdalarını yazarın bize tuttuğu ayna üzerinden anlamaya girişmiştim.

Hoş bir durumdur edebiyat yoluyla bir şehri gezmek. Gerçekten şahanedir. Sanırım edebiyat düşkünü olmam sebebiyle yeni bir şehre gittiğimde turistik yerlerden ziyade sokak aralarında dolaşmayı, şehrin kokusunu, ruhunu içime çekmeyi, salaş lokantalarında yemek yemeği, pazarlarında dolanmayı, insanlarını seyretmeyi severim.

Heyy! Bir dakika.. Ben ne zaman Kağızman'dan Kars'a geldim. Aaaa! "Ben Kağızman'a dar gele" türkü sözünü nerede okumuştum? Haydar Ergülen'in bir yazısında. Kızının adı Nar'mış. Hatta kendisine Nar'ın babası diyorlarmış. Sevimli bir yazıydı. İçinde nar geçen şarkı isimleri arıyormuş. Bulduklarından bir tanesi de işte bu türküydü işte. 

İyi ama ben bunların hiç birinden bahsetmiyecektim ki. Ah! Söyler misin? "Bu akıl bu kafaya dar gele dar gele" demiyeyim de ne diyeyim şimdi kendime? Ben.. Ben hani trenleri severim bilirsin. Tamam işte. Haydar Ergülen'in bir kitabını satın aldım. Adı  Trenler de Ahşaptır. Of! Kitapçıda bu kitabı görünce var ya üstüne atladım ne yalan söyleyeyim. İçinde tren olan herşeyi severim. Çünkü içinden tren geçen bir şehire aitim. Bak ne öğreniyoruz. Demek ki yaşadığı şehir trenle ilgili olan bazı insanlar trenle ilgili  her şeyi çok severler. İzmit'lilerin psikolojisi böyle demek ki. İyi ama daldan dala atladım. Kitapla ilgili bir şey yazamadım. Şşşiittt! Telefon geldi.  Kahve molam bitti. İşe dönmeliyim. Allahım.. İyi ki Semih Kaplanoğlu'nun o güzelim üçlemesinden Bal'ı yazmaya girişmedim... İnan ki işim olmasa ballandıra ballandıra anlatırdım. Yooo.. Tamam. Kahve Molam BİTTİ. Gitmeliyim.



4 Mayıs 2011 Çarşamba

Nereye Bu Gece Vakti? Güzel Tren, Garip Tren...


o bir çay istemişti, trenin içinde
biz tren yolcusuyduk, çölün içinde
ben yalnız kalmıştım, senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!
Haydar Ergülen




Ah! Yolcu olamadım, bari mektup olaydım ona!
Haydar Ergülen




 NOT: Konu başlığı Cahit Sıtkı Tarancı'nın dizeleridir.