1921 yılında Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklal Marşı resmi marş olarak kabul edildiğinde, ilk bestesini Ali Rıfat Bey yapmış ve bu beste 1930 yılına kadar kullanılmış. Daha sonra Osman Zeki Üngör'ün batı tarzındaki bestesi ile milli marşımız bugünkü şekliyle okunmaya başlanmış. Şimdi durup dururken,nereden geldim ben buralara... Bugün radyo dinleyesim tuttu. İnanmayacaksınız ama Münir Nurettin Selçuk, Tereddüt adlı şarkıyı söylüyordu. Unutmuşum. Ne kadar güzel bir şarkıymış. Merak edip kimdir Tereddüt'ün sözlerinin yazarı ve bestecisi diye dalınca sanal aleme... Buralara geldim işte... Şimdi youtube'dan hem dinleyip hem de bu satırları yazıyorum madem... Ali Rıfat Bey'in bestelediği ve sözlerini bilmiyorum hangi gizemli sevgiliye yazmış ama, mahçup biri olduğu belli olan Orhan Seyfi Orhon'un Tereddüt adlı şarkısındaki dizeleriyle bugünkü yazıma nokta koymak istiyorum... Tereddüt uzun zamandır kullanmadığım, ne güzel bir kelime!.. Bakar mısınız şu dizelerin zarifliğine...
TEREDDÜT
"Sarahaten, acaba, söylesem darılmaz mı?
Darılmak adeti, bilmem ki çapkının naz mı?
Desem ki: 'Ben, seni...' Yok, dinlemez ki, hiddet eder!
Niçin? Bu sözde ne var? Sanki hiddet etse ne der?
Desem ki: 'Ben, seni pek...' Ya kızar, konuşmazsa?
Derim: 'Bu çektiğim insaf edin, eğer azsa...'
Desem ki: 'Ben, seni pek çok...' Hayır, kızar bilirim,
Tereddütüm acaba hiddetinden az mı elim?
Desem ki: 'Ben, seni pek çok...' Sakın gücenme emi,
Sakın gücenme, eğer anladınsa sevdiğimi"
Mükemmel sözler.Ne varsa eskilerde var.
YanıtlaSil