22 Nisan 2009 Çarşamba

Çok Bir Şey De Getirmez Ama Eli Boş Da Gelmez!

Her bayram öncesi annelerimiz, kardeşlerimiz için çam sakızı çoban armağanı hediyeler alırım. Herkes büyüklere çikolata veya tatlı alır bayramlarda yada ziyaretlerinde. Bense öyle bir şey almalıyım ki bitmemeli, kullanışlı olmalı, hep eline gelmeli, işine yaradıkça memnuniyetle adımı anmalı. Yenip bitirilecek yiyecek yada koklanıp atılacak çicek değil de, genelde mutfakta kullanılacak bir gereçtir aldıklarım. Elma şeklinde komik bir komposto takımı mesela, birbirine sarılan romantik bir tuzluk karabiberlik yada, bir cam sürahi veya salatalık kasesi ama pratik mi pratik, hiç olmadı süzgeç bile olabilir plastik... Hediyenin azına çoğuna bakılmaz. Bilinmelidir ki ama asla boş olmaz!

Bizde adet böyledir. Bu ailemin kadınlarından bana intikalen geçmiştir. Anneannem , annem ve şimdi de ben. Böyle gördüm, bu adet böyle gidecek. Çok küçükken yadırgardım annemi. Misal, yolda aklımıza geldi ve annemin bir arkadaşının evine gireceğiz ayaküstü. Boş gitmek olmaz ama. Mümkün değil! Etrafta bakkal varsa bir paket çay, bir paket kesme şeker belki yada bir kutu pötibör bisküvi, fırın varsa etrafta bir yada iki tane ekmek bile alıp götürürdü. Nasıl utanırdım! Böyle şeyler hediye diye götürülür mü? Annem götürürdü. Göğsünü gere gere girerdi eve, hiç aldırmazdı. Girdiğimiz evde de, nasıl hora geçerdi götürdüğümüz hediye inanamazdım. Hemen çay yapılırdı misal, "Çay yanına evde başka bir şey kalmamıştı vallahi !"deyip bizim bisküviler konurdu. Nasıl da yerdik iştahlı iştahlı, anneme hayretle bakardım. Ne rahattı!!

Bende de vardır aynı huy şimdi. Besbelli ki geçmiş genlerle. Bayramlar özel tabi, ama gene de çok büyütmem gözümde. Elime ne gelirse, ne uygunsa keseme, içime ne sinerse, karınca kararınca mutlaka alırım bir hediye. Boş gitmem kimseye... Mümkün değil! Bazen arkadaşıma giderken alırım bir paket kahve yada halama giderken ekmek bir yada iki tane, amcama uğrayacağım baktım misal, vitrinde saplı büyük bir bardak var, ne olacak rahatça su içsin diye; hiç aldırmam alırım ve götürürüm göğsümü gere gere... Eğer yeni tanıdığım birilerine, böyle bir hediyem denk geldiyse, gülerler götürdüğüm hediyelere önce, sonra şaşarlar nasıl da hora geçti diye, ayrıca gıpta ediyorlardır nasıl yapıyorum diye...Eminim, kesinlikle! Bilirim bazı arkadaşlarım, bebek yada ev nedeniyle,hayırlı olsun demeye gidemezler, ellerinde iyi bir hediye yok diye... Bebek büyür, ev eskir, bizimki halen bir hediye beğenememiştir. Ben bebek mi oldu? Yol üstünde varsa bir eczane, alırım bir paket çocuk bezi. Ne var? Komik mi şimdi? Kaç bebekli arkadaşıma denk gelmişimdir. Tam bezleri bitmiş, ne yapacaklarını bilemezken, ben elimde çocuk bezi paketiyle ile salına salına gelmişim. Hem çok şaşırmışlar hem de sevinçlerinden havalara uçmuşlar! Hala anlatırlar!
Bizim için şöyle derler : "Çok bir şey de getirmez ama eli boş da gelmez!" Bu geleneği bozamam ben! Üzgünüm arkadaşlar... Çok bir şey de getirmem ama eli boş da gelmem!!... Böyle işte!!

8 yorum:

  1. Ne güzel adetlerin var Misiz Vildan abla! Vallahi gıptayla izliyorum seni:) Çok da hoşuma gidiyor ne yalan söylemeli:)

    YanıtlaSil
  2. Hey! Gerçeten mi Ninja Bebek!! Gerçekten mi?
    Ben de seviyorum bu rahatlığı. Ama benim bir bahanem var diyorum ki gülenlere, bizde adet böyle, bozmam... " Çok bir şey getirmem ama elim boş da gelmem!":))

    YanıtlaSil
  3. Vildan Hanım bu çocuk bezi ama süper. 40 yıl düşünsem gelmez aklıma. Ne güzel bir huy aslında. Hani aman iyisini yapayım diye zaman geçirip tadını kaçırmaktansa böyle doğaçlama bir şekilde hediye alıvermek de oldukça yaratıcı ve yararlı...Ben de doğaçlama ve böyle esip gelen fikirlere artık daha çok kaptırmak istiyorum kendimi. E yaş 40 olunca bir rahatlamak istiyor insan. Hani dönüp bakınca zamana hükmedemidiğin hatta zamanın sana hükmettiğini fark ettiğim bu yaşta artık elimden geldiğince ve becerebildiğimce içimden geldiği gibi olmak konusunda çok daha cesaretlenmeye başladım. O sebepten yeni doğanın evine 1 paket bebek beziyle gitmek fikrine bayıldım.
    Not: Bir kaç gündür işte yoğundum. Yarının tatil olması rahatlağıyla bu gece vakti oturdum bilgisayarıma. hatta oğlumun ÇROP için fotoğraflarını çekip postaladım. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Aaa! CROP a çok sevindim... Hediyeleri siz kapacaksınız demek ki:)) Vallahi şahane haber bu Neslin! Ellerinize sağlık ne diyeyim!!

    Ayrıca bu benim hediye fikirlerim okadar rahatlatir ki insanı. Mutlaka deneyin derim. Beni bahane edin.. Çok bir sey de getirmez, eli boş da gelmez diyen bir tanıdığım var da, ben de bir deneyeyim dedim deyin:)) Deneyin!!

    YanıtlaSil
  5. Demez miyim derim elbette...Aslında ben hediye vermeyi çok seviyorum. Hele bu boncuk takılarımı beğene olursa dayanamıyorum. Blogumda zaten daha yaparken hediye olarak yaptığım takılarım göreceksiniz. ÇROP ödülünü kazanmak istiyoruz elbet:)Doğu tüm gece poz verdi:)Sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. Vildancığım benim de senin gibi bir başka arkadaşım daha var aynısını uygulayan..ikinizden aldığım cesaretle geçenlerde eski mahalleme giderken orada oturan yaşlı ve dul komşularıma neler götürdüm dersin..süt ve yogurtlar..elma ve ıspanaklar :) .. ekmekler..bir hafta cıkmayıversinler pazara bu yağmurda diye.. nasıl iyi etmişmiyim?..Valla sağolun.
    Ayrıca oğlum büyüme çağını hep senin hediye ettiğin coraplarla geçirmedimi :). Yine sağolasın :) Eminim kulaklarını bundan sonra daha da çınlayacak arkadaşım :) sevgiler..
    İyi ki varsın.
    Dilek

    YanıtlaSil
  7. Dilekcim maşallah market, pazar işlerini halletmişsin komşularının:) Çorap mı alıyordum?
    Yok ya! Valla hatırlamadım...Ne güzel?

    YanıtlaSil
  8. evet tam isabet bir yazı olmuş,senin getirdiğin kahve bitmek üzere arkadaş, yüreğine,kesene bereket canim...

    YanıtlaSil