Bu yaz arkadaşımla Bükreş'e gitmiştik. Arkadaşımın oğlu ve eşi Bükreş'te yaşıyorlar. Onlar olmasalar merak eder gidermiydik bilmiyorum. Aslında Romanya ilginç geçmişi olan bir ülke.1989 yılında yaşanan halk devrimden sonra yirmi dört yıllık Çavuşesku dikatatörlüğüne son verilmiş,Cavuşesku, karısı Elena ile birlikte tutuklanarak idam edilmişlerdi. 2007 Ocak itibariyle de Romanya Avrupa Birliği'ne girdi.
Romanya uzun yıllar kapalı rejim ülkesi olduğu için çok tanınan bir ülke değil. Gittiğimizde ilk dikkatimizi çeken şey, Bükreş tam bir şantiye şehir görünümündeydi. İnşaat halindeki şehri gezdikçe,geniş bulvarları, büyük parkları, suni gölleri, görkemli meydanları ve devasa binalarıyla şaşırtmıştı bizleri. Hele Çavuşesku'nun kendi ailesi ve akrabaları için yaptırdığı inanılmaz boyuttaki sarayının,Pentagon'dan sonraki dünyanın en büyük ikinci binası olduğunu öğrendik ya merakla gittiğimizde , görünce büyüklüğünden dehşete düştük Böyle zevksiz, mermer bir bina inşa edip, neden oturmak ister ki insan? Üstelik ülkesi borç içindeyken...Halkı yokluk çekerken.. İnanılmaz devasa bir bina. İşte fotoğrafı yukarıda. Buyrunuz!
Şehri gezerken, sanki memleketimizin yirmi yıl önceki haline ışınlanmışız gibi hissettik kendimizi. Ayrıca renksiz, gri bir şehir ve yüzü gülmeyen insanlar. Biz Akdeniz ırkının tam bir örneğiyiz. Gürültücü ve neşeli:) Sanki şehir durmuştu. Sadece biz konuşuyor, gülüyor ve hareket ediyorduk. Sanki onlar hayretle bizi seyrediyorlardı. Bir kaç gün yaşamlarını renklendirdik insancıkların fena mı?Ama bir beş yıl sonra gelirsek Bükreş'e göreceğimiz odur ki muhteşem bir Avrupa başkenti çıkaracaktır ortaya. Hem de bizim mühendisler! Türkler yeni baştan inşa ediyorlar Bükreş'i.
Şimdi gelelim 4 ay, 3 hafta, 2 gün adlı filmimize. Film 1987 yılında Romanya'da geçiyor. Henüz devrim yapılmamış. Komünist Romanya zamanları. Devrim iki yıl sonra gerçekleşeceğine göre demek ki Çavuşesku rejiminin son yılları.
Üniversitede okuyan iki genç kız, okul yurdunun aynı odasını paylaşmaktadırlar. Kızlardan biri hamile kalmıştır. Kürtaj yasal değildir. İki kızın yasal olmayan yollardan kürtaj yaptırmak için yaşadıkları trajik durumları anlatan bir festival filmiydi seyrettiğim. Bu film tersninja'da sinema yazarlarının en beğendikleri filmler arasında yeralıyordu. Bulunca filmi hemen alıp seyrettim.
2007 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü almış. Filmin konusu kürtaj. Kadınlar elbette tek başlarına hamile kalmıyorlar. Ama sorunlarının çözümünde yanlarında erkek arkadaşları yok.Filmde kadınların muhteşem dayanışmaları ile kendi başlarına yaptıkları çabalar anlatılıyor. Yasal olmayan yollar ve gayri sihhi bir ortam. Ders alınacak ve etkilenilecek bir film. Filmin sonundaki yemek sahnesini unutmak mümkün değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder