Kıvırcık Salata Eylül ayında geri gelen bir Alpay şarkısıydı...Ben mevsimi gelip kıvırcık salataları gördüğüm zaman aynen şöyle olurdum... Eylül'de gelirdi. Görenler dönmüş hem de mutlu derlerdi... Ağaçlar başıma konfeti gibi yaprak dökerlerdi...
Böyleydim işte... Salata için çıldırırdım... Halen de deli eder beni... Ne yani? Olamaz mı?Koskoca Orhan Veli Kanik söylememiş mi şu güzelim dizeleri:
"Deli eder insanı bu dünya; Bu gece,bu yıldızlar,bu koku, Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç"
İnsanın içinde sevgi olsun yeter... Herşey deli edebilir insanı herşey... Bazen deli etmek için insanı bir "kıvırcık salata" bile yeter...
Ya domates, ya maydanoz, ya yeşil biber, ya roka.... Hepsi benim için salatayı ifade ederdi. Şimdiki gibi değildi benim çocukluğumda. Her mevsime ait sebze ve meyveler vardı. Okulda mevsimleri öğrendiğimiz zaman, sınıflandırırdık durmadan... Yaz sebzeleri... Kış sebzeleri... Yaz meyveleri... Kış meyveleri... Her birini sadece mevsiminde yiyebilirdik. Mevsimi geçerken özleyeceğimizi bilirdik ya, ardından seslenirdik. Misal, yaz geliyor ve artık lahana, karnabahar, ıspanak, marul, pazı, roka, pırasa, soğan, sarmısak gibi kış sebzeleri ve portakal,mandalina,elma, muz, nar, armut gibi kış meyvelerini artık göremeyeceğiz Eylül'e kadar... İnanın böyleydi... Şimdiki gibi her mevsim göremezdiniz bu sebze ve meyveleri,tiplerini bile unuttuğunuz olurdu.
Ben de ayrılacağımı bildiğimden arkalarından şarkı söylerdim:
Tatil geldiği zaman Ağlarım ben inan Gidiyorsun işte Arkana bakmadan Nasıl geçer bu yaz Ne olur bana yaz Sen sen sen Sen bir ömre bedel Yok yok yok Gitme gitme gel Eylülde gel
Bu yazdıklarım saçma gelebilir yeni nesile.. Ben çok eskiyim.. Bizim zamanımızda her şey mevsiminde yenirdi. Özlenirdi... Kavuşunca koklanırdı... Hangi meyve yada sebze ise kendisine has bir kokusu vardı... Hiç aklınıza geliyor mu şimdi elinize aldığınızda limonu koklamak? Ya domatesi... Ya maydanozu.. Ya portakalı... Ya çileği... Ya kahveyi içerken...Ben koklardım ama... Hala koklarım... Eski alışkanlık! Hem de yemeden önce koklamak,o nebata saygıdır... Koklarım mutlaka...
Şimdi , kendi usulüm olan salata tarifimle sözüme nihayet vereceğim...
İstediğiniz kadar kıvırcık , domates, biber,roka, maydanoz, tereotu, taze soğan ve arzu ettiğiniz tüm yeşillikleri itinayla doğrayıp bir derin kaseye doldurunuz. Herkes aynı şekilde yapar salatayı öyle değil mi? Benim salatamın sırrı şudur:
Eğer bir yeşil salata yapıyorsanız, mevsim sebzeleriyle renlendirilen salatanızın, limonunu eli bol'a, zeytinyağını cimri'ye koydurunuz.
Ama asıl büyük sır şudur bu salatada, eğer benim gibi lezzetli salata yapmak istiyorsanız: "Lütfen salatanızı bir deliye karıştırınız yada bir deli gibi karıştırınız!" Eğer sadece üzerine döküp bırakırsanız yağını,limonunu ve tuzunu, onlar öylece havada kalırlar. Oysa bir deli çılgınca karıştırırsa, herbiri aşk ile birbiriyle hemhal olurlar. Eee sevgi ile yapılan bu işleme, bir tutam şefkat iki tutam da ilginizi katarsanız, muhteşem bir salata yaparsınız! Deneyin...Farkı fark edeceksiniz!
Vildancığım..güzel arkadaşım.. alemsin ya. Yine döktürmüşsün.
YanıtlaSilGün geçmiyor ki sayfanda hoşbir yazınla karşılaşmiyim. Kızım bu ne hız. Şimdi sayacaktım yaptıklarını ama nazar olmasın diye vazgeçtim. Sen crazy degil ama çılgınsın. Tüm dahiler biraz cılgındır ya..yoksa sen dahimisin..Aaaaa....ne güzel dahi bir arkadaşım varr..
Ama arkadaşım bu yaptığın hiç hoş degil. Bu yazdıkların bana şu muhteşem mantı tarifini anımsattı..canım istedi.gecenin bir yarısında mantı yapmak olmazdı.. yapsam ev ahalisi kokusundan rahatsız olurdu. onun yerine tarifindeki fotograflardan oluşan bir salata yaptım kendime..ekmek de kızarttım yayına. Lİmonunu cimriye..sızma zeytin yagını elibola..tuzunu da eli açıka serptirip kekik aroması eşliğinde bandırmaca yaptım. Çok da güzel oldu :)
Sevgili arkadaşım bundan sonraki tariflerini lütfen sabahtan yayınla.. Ben şimdi bir hazım ilacı aramaya gidiyorum.. Sevgiler
Dilekcim..Yıllardır aynı evde oturuyoruz.Komşularım artık kardeşim gibi.Sen de onlardan birisin canım benim..
YanıtlaSilBalık yaptığımız zaman mutlaka yan komşuma verirdim.Oğlu vardı Can...Piştiği zaman malum, etraf balık kokardı. Hımm..Bilirsin canı çekerse,bir yeri şişebilirdi oğlanın:)--Off canım benim ya..O da şimdi çok uzaklarda..Taa Abu Dabi de bizim delifişek oğlan-- Balık varsa tabi ki salatamız da olurdu.. Ben bir tabağa balık yanına da salata koyar Can'a verirdim. Can nasıl sevinirdi. Sağol Vildan Teyze der atlardı tabağa. Balık seviyor ya, verdim balık diye mutlu olurdum..
Yıllar yılları kovaladı..Bu böyle devam etti..
Büyüdü artık.Bir gün ne dedi bana biliyor musun:
- Vildan teyze, bana hep balık salata verirdiniz ya, ben sizin salatanıza bayılırdım..
İnanamadım..Oğlum ben balık seviyorsun zannederdim dedim... Balık da tamam ama salatanız ne kadar lezzetli olurdu!Salatayı hep kendime ayırırdım,dedi.Bilseydim her akşam verirdim. Balık pişirmeyi beklemezdim öyle değil mi?
Yaaa... Böyle işte! Yiyenler bilirler benim salatamın lezzetini!!Şimdi de sırlarımı vereyim de herkes bilsin ve nasiplensin istedim:)