İşte döndüm. “Mola” demiştim ellerime. “Durun bakalım şöyle!” demiştim. Hiç durmadan yazıyorlardı ya biteviye. El mi yaman ben mi yaman! Görsünler istemiştim. Böyle işte. Ben ne zaman ve ne istersem yazmalıydım. Uymamalıydım ellerimin hevesine. Bu eller var ya bu eller… Beni tuhaf bir şekilde sürüklüyorlar peşlerinde. Enteresan bir kudrete sahip görünüyorlar. Kendi meşreplerine beni de uyduruyorlar. Hesapsız kitapsız yazıyorlar. Neyse… Bu bir kaç günlük moladan sonra, şimdilik dalgalanmış da durulmuş görünüyorlar.
Lakin eğer devam ederlerse eski hallerine… Gene yazmayı sürdürürlerse kafalarına göre…Üzgünüm ama kalem kıramam… Tekrar molaya göz yumamam. Eee, ne olacak? Kararım müebbet olacak demek ki! Müebbet! Dur durak yok demektir o zaman... Eskisinden de beter... Hep yazı yazılacak! Çünkü ellerime mola dedim ya.. Off! Yazmayı yüreğimle özledim. Pes derim… Pes ederim… Ne demiş ünlü bir yazar “Yazabilenlerin kaderi, ödülü ve lanetidir yazmak... Ölene kadar...” Müebbet muhabbete devam o halde! Sonuna kadar!
Lakin eğer devam ederlerse eski hallerine… Gene yazmayı sürdürürlerse kafalarına göre…Üzgünüm ama kalem kıramam… Tekrar molaya göz yumamam. Eee, ne olacak? Kararım müebbet olacak demek ki! Müebbet! Dur durak yok demektir o zaman... Eskisinden de beter... Hep yazı yazılacak! Çünkü ellerime mola dedim ya.. Off! Yazmayı yüreğimle özledim. Pes derim… Pes ederim… Ne demiş ünlü bir yazar “Yazabilenlerin kaderi, ödülü ve lanetidir yazmak... Ölene kadar...” Müebbet muhabbete devam o halde! Sonuna kadar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder