Çocukluğumda hatırlarım, annem evin bereketini arttırmak niyetiyle, odaların muhtelif yerlerine çöre otu serperdi. Özellikle kapı girişlerine. Daha sonraları, kimi zaman bize gelince de yapardı bunu. İstemezdim yapmasını aslında, ama sesimi çıkarmazdım. Annem bizden gidince, yerlere serptiklerini hemen süpürür silerdim. Fare pisliği sanılır zannederdim. Gençlik işte. Öyle Uzakdoğu felsefesi Feng Shui’ye göre, mor renk mum evde zenginlik ve bereketi artırır diyenlerden değilim. Pek ilgilenmem Uzakdoğu felsefeleri ile. Ama düşünüyorum da şimdi, annemin serptiği çöreotları serpildikleri yerde kalsalardı keşke. Ne olacaktı ki öyle değil mi? Şimdi çöreotları nereden mi aklıma geldi? Bilge Karasu’nun “Narla İncile Gazel” kitabını okuyordum. Yazar annesinin narla evin bereketini artırma törenini şöyle anlatıyordu:
25 Nisan 2010 Pazar
Narla Çörekotuna Gazel!
“Nar kentinde bir incir buldum. Narı da inciri de övmek isterim. Anam her kışın en karanlık noktasında, eve girerken bir nar atardı yere, bütün gücüyle; parçalanıp iyice dağılsın diye. Evin beti bereketi niyetine… Ardından hızla süpürüp silerdi ortalığı. Bir iki gün sonra,narın patladığı yerden çok uzakta incecik bir çıtırtı duyduğum olurdu ayağımın altında. Ne kadar dağılmışsa nar taneleri, o kadar iyiydi.Topladıktan sonra söylerdim anneme,sevinsin diye.”
Şimdi anneme ve annemle aynı yıl öte dünyaya giden Bilge Karasu'ya bir rahmet göndereceğim önce, sonra çöreotu sepeceğim evimin en mütena köşelerine. Kış gelince de eve girerken bir gün nar atacağım yere, bütün gücümle, parçalanıp iyice dağılsın diye... Her ikisini de yapacağım anneleri sevindirmek niyetiyle. Kaç kere tecrübe ettim biliyor musun, bereket gelir eve, anneler sevinince.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Annem de ben evlendiğimde çeyizlerimin arasına çöreotu serpmişti. Ama fayda yerine zarar getirmişti bu işlem çünkü eşimin tarafı bu çöre otlarının büyü için serpildiğini düşünmüşler ve huzursuz olmuşlardı.
YanıtlaSilonların huzursuzluğu bana da yansımıştı doğal olarak. Sonuçta birileri suçlanmış, birileri savunmuş, birileri üzülmüş..çöreotları ise toplanıp atılmış ama yıllar sonra konusu bugüne kısmet olmuştu.
Sevgiler
Hımm! Çöreotundan büyü olur mu güzelim:) Sizinkiler de alemlermiş vallahi. Nebileyim, hani yarasa kanı, kurbağa gözü,timsah dişi, kara kedi falan değil midir büyülerde kullanılan malzemeler:) Demek ki çörekotları da kullanılıyormuş büyü işinde öyle mi? İnan bazan şaşırtıyor beni böyle insan halleri... Dilek saftoriğim diye, kafa bulmuyorsun benimle değil mi:))
YanıtlaSilyok gerçekten de böyle sandılar..bir şeye iyi dua okudunmu hayra.. kötüsünü okuyup üfledinmi büyüye dönmezmi. Önemli olan niyet ve bardağın neresinden baktığın.
YanıtlaSilŞimdi ancak düşünüyorum da..Geçmişte ne yaşamışlardı da tedirgin oldular.
Zavallı kırlarda kendi halinde yaşayan çöreotu. Bak insanlar sana iyisiyle kötüsüyle neler neler yakıştırdılar.
Peynirli poaçanın üzerine ne de yakışırsın.
sevgiler
Oy Dilek oyy! Şimdi yorumunu okuyunca, gözümün önünde börekler, poğaçalar dolanmaya başladı. Şöyle bol çöreotlusundan, susamlısından hemde!
YanıtlaSilKardeşim yapma böyle... Yaz geliyor zaten. Durup dururken aklımı çelme benim. Bir tane börek veya poğaça yetmez bilirsin bana. Şimdi bir başlarsam yemeğe, yaza kalmaz gürbüz bir hatun olabilirim:))Olmıyimm... Dilek.. Yiyip yiyip hip hop dansı ile form tutmaya çalışıyorum zaten. Hip hop un ileri versiyonuna geçmek zorunda kalmayayım lütfeen!
Şimdi bu yazıda börek poaça yazıyor mu Allahaşkına? Nerden çıkardın poaçayı kardeşim. Aaahyaaakkk yani! Lütfen:))
Haklısın tüm rezonanslarımızı en aza indirgemeliyiz. O yüzden bundan sonraki yemek isimlerini tersten yazacağım haberin olsun.
YanıtlaSilNe zaman evhak'ye geliyorsun canım ?
Sevgilerimle :)