Göbek bağı düştüğünde, nereye gömersen yada koyarsan, oraya çeker bebeği diye bir düşünce vardır ya hani... İyi okulların bahçelerine, bir kitap içine... Ne bileyim hayırlı bir yere hani... Bir arkadaşım üşenmemiş gitmiş, taa Amerika'da okuduğu üniversitenin bahçesine gömmüştü biliyor musun, kızının göbeğini... Pes vallahi! Benim göbeğimi ise ailem yollarda düşürmüş olmalı ki, o kadar çok severim yolla ilgili herşeyi... Tuhaf değil mi? İlla bir yere gitmem önemli değildir. Kendi kendime oturduğum yerde, iç aleme, rüya alemine, hayal alemine giden yollar bile daima ilgimi çekmiştir. Nereye gitmeye niyetlenmişsem oraya gitmek değil de, yola çıkmanın bizatihi kendisi heyecanlandırır beni. Gitmeden insanın içinde rüzgar estiren, burda değil de orda olmayı hayal edebilme sürecidir bir kere. Sonrası çok önemli değildir. Hani artık dilimize girdi ya yüreğinin götürdüğü yere gidersin yada gidemezsin... Hayal ettiğin gibi çıkar yada çıkmaz, yolun sonundaki yer yada kişi... Gitmeden bilebilir misin ki? Sadece hayal eder yada farzedersin! O nedenle yola çıkmayı düşündüğün süreçtir aslolan.. Galiba yolculuk meselesinin asıl güzelliği burda... Niyetlenmekte...
Öyle bir adet mi var? İlk defa duyuyorum doğrusu. Arkadaşınız da bayağı azimliymiş bu konuda :) Benim göbek bağımı yatakta unutmuşlar demek. Uykuyu çok seviyorum da... :)
YanıtlaSilAaa! Bilmiyor musunuz Mit? Hemen annenize sorun. Bilecektir mutlaka. Sorun bakalım sizin göbek nereye gömülmüş:)
YanıtlaSilBenim yazdığıma bakmayın. Hayali yazıyorum ya:)
Abim o kadar yaramazmış ki, 6 yaş var aramızda,
ben uslu olayım diye benim göbeği saksıya ekmiş annem.. Saksı gibi oturduğum yerde durayım da yaramazlık yapmayayım istemiş. Öyleymişim gerçekten. Bırakırlarmış beni.. Öyyylee otururmuşum kıpırdamadan.Aynen bir saksı gibi:) Anneannem bu çocuk aptal mı olacak ne dermiş:) Gelen gideni incelermişim, insanların suratlarına uzun uzun bakarmışım:) Sonra karşı komşumuz bir denizci ailesiymiş. Tayinleri çıkmış. Giderlerken annem hatıra olsun diye bir saksı çiçeği hediye etmiş. Aradan zaman geçmiş.Ben başlamışım ele avuca sığmamaya.. Deniz gördüm mü giysilerimle atlamaya mesela... Ya da hep çıkmak istiyormuşum sokağa.. Annem anlam verememiş bu halime epey bir süre.. Sonra aklına benim göbeği gömdüğü saksı gelmiş. Bir bakmış ki yok yerinde. Hatırlamış komşuya verdiğini.. Çok pişman olmuş ama iş işten geçmiş tabi..O gün bu gün... İşte.. Ne diyim? Böyeyim:))
Ablacığım,
YanıtlaSilSen benim kişisel tarihime tanıklık eden en yakın kişilerden birisin.Ne dersin,annem benim göbek bağımı ne yaptı acaba?
Kardeş! Senin göbek bağını ben yemiş olabilirim:) Öyle kıskanıyordum ki seni...
YanıtlaSilYedim mi acaba? Bilmiyorum ki:)))
:)valla ikiniz de cok tatlısınız. Demek yemiş olabilirsin ha.. çok kıskançlık hikayeleri okudum ama böylesini hiç duymamıştım :))
YanıtlaSilbugun ilk defa şimdi güldüm valla saat: 23:30
Allah razı olsu iyiki varsınız
Bak şimdi Dilek, bugün ilk olarak güldüm nasıl dersin? Bari bana deme ablacım ya! Bugün sen gelmedin mi benim büroya? Geldin. Peki sarılıp sarsınca seni kahkaha ile gülmedin mi? Güldün.
YanıtlaSilPeki çantandan çikolataları çıkardın bana verdin. Teşekkür ettim. Çok sevindiğimi söyledim. Biri senin diğerleri kızların dediğinde, olmaaazzz ssuuuss, duymasınlar hepsi benim demedim mi? Dedim. Bunun üzerine ayyy alemsin vildan, deyip kıkır kıkır gülmedin mi? Güldün. Daha devam etmeyeyim.
Ben senin bugün kaç kere bana güldüğünü gördüm. Eeee! O zaman niye böyle yazıyorsun?
Yaaa... Bir dakika Dilek.. Sen neden hep bana gülüp duruyorsun:)))
Varılacak yerdense yolun kendisi ve yolda olmaktır heyecan veren.
YanıtlaSilVay canına sayın seyirciler! Ne eski yazımı bulmuşsunuz:)
SilAynı fikirdeyim.