27 Temmuz 2010 Salı

"BAŞ" lı Deyimlerle Bir Deneme


Bıçak kemiğe dayanmıştı a dostlar! Bıçak kemiğe dayanmıştı sahiden! Nedir bu çilem? Hergün sabah kalk, çocuğu, eşi besle; gönder derse, işe. Sonra yemeği koy ocağa. Ben de çalışıyorum ama kime ne? Başına vur, ağzından lokmasını al bir insan olunca ben, başlarına taç etmeyecekler ya beni, yerden yere vuracaklar işte böyle!.. Keşke baştan savma iş yapmayı becerebilsem... Nerdeee? İlla her gün evi baştan aşağıya silmem gerkiyor. Bu hep ablamın başının altından çıkıyor. Yoo! Ablamı severim, yanlış anlaşılmak istemem. Ablamın başımın üstünde yeri var. Ama beni küçükken alıştırmış bir kere. Kendisi temizlik hastasıdır da üzerinize afiyet! Korkuyorum bu temizlik koşturması bir gün benim başımı yiyecek. Temizlik ve yemek. Bitse. Sonra da doğruca işe. Gün boyunca inanın başımı kaşıyacak vakit bulamıyorum. Üstüne bir de ofise misafir gelmiyor mu? Yumuşak yüzlüyümdür, işim var deyip, başımdan savamıyorum kimseyi... Gelenlerin çoğu ev hanımları. Başlarında kavak yelleri esiyor. Bitirmişler ev işlerini, şimdi canları muhabbet istiyor. Başımla beraber, ne demek? Ben de severim kahve eşliğinde muhabbeti.. İyi ama işim bitmiyor ki! Ama bu hanımlar var ya başlarına devlet kuşu konmuş bilmiyorlar. Ohh! Ne güzel keyif yapabiliyorlar!.. Başlarına buyruk dolanıyorlar. Ben işten güçten baş alamıyorum ki! Hem ev, hem ofis, vallahi ne kafa kaldı ne beyin! Artık başedemeyeceğim. Kaderimin önünde boyun eğmek istemiyorum. Sanki bende bir isyankar ruh başgöstermeye başladı son günlerde. Alıp başımı gitmek istiyorum okyanus ötelere... Evet.. Evett! A dostlar! İsyan edeceğim kaderime ve başımı alıp gideceğim.. Ne? Başımdan büyük işlere mi kalkışıyorum? Böyle mi düşünüyorsunuz sahiden? Durduk yerde başımı belaya sokmayayım mı? Bu halim benim başımı mı yiyecek? Hangi düşünceler mi beni baştan çıkarıyor? Bu yaştan sonra başıma bir hal mi gelebilir? Hiç umrumda değilsiniz a dostlar, hiç umrumda değilsiniz! Arkamdan istediğiniz kadar başbaşa verin ve beni çekiştirin! Başımı alıp gidiyorum ! Hemen!...Şimdi... Haydi bana! Baş!.. Baş!..

NOT:Deyimler Sözlüğü'mden bu kez "BAŞ"ile ilgili deyimlerle bir deneme yazdım. Buradayım. Başımı alıp bir yere gitmedim. Hımm.. Diyeceksiniz ki ne ilgisi var o fotoğrafın bu yazıyla peki? Hani en üstteki.. Bu yazıyı yazarken aklıma nilüfer çiçeği geldi iyi mi? Nilüfer çiçeği gibi hissettim kendimi.. Hani yazarın dediği gibi... "Hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir havuzun içinde bir yere gitmeden yaşıyorlar" Öylee.. Hanım hanım oturuyorum.. Merak Etmeyin! Böyleyken böyle...

4 yorum:

  1. Aman gitmeyin ne olur. Sizi yeni yeni tanımışken kaybetmek istemem doğrusu. Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  2. Yooo.. Bir yere gitmiyorum ki.. Dedim ya bir nilüfer çiçeği gibi hissediyorum kendimi.. Hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve hürüm sanki.. Ama küçük havuzun içinde bir yere gitmeden yaşıyorum.. Galiba Mit, ben "gidebilme ihtimali" ni seviyorum:)

    YanıtlaSil
  3. İhtimalleri sevmek ne güzeldir ama. Siz deyince düşündüm şimdi de pek bir hoşuma gitti bu lakırdı. ( lakırdı da nerden çıktı şimdi. Söz demek daha güzel değilmi türkçede )
    yani..kafeste bir kuşsun mesela yemin suyun var bakılıyorsun ama kafes kapın açık..kaçmıyorsun..kafesinin etrafında tur atıp güvenli yerlere konup yine kafesinde uyuyorsun.
    Hani bir şarkı vardır.
    # gönül kapım açıktır #
    # sormadan gir içeri #
    Bu arada tüm sevdiklerin zaten senin mekana ziyarete geliyorlar.
    Ben başka türlüsünü yapamazdım.
    Zaten sıfırdan bir hayat sanırım öbür dünyada başlanır.
    Ay ben ilgili ilgisiz neler yazdım böyle. Oldu bir kere düzeltemem. Yolliyim gitsin.

    YanıtlaSil
  4. Dilek bu yazını okudum ya gülmekten gözümden yaş geldi inan ki:) Ne demişsin sen sahi:))

    YanıtlaSil