Özdemir Asaf ve en güzel aşk şiiri Lavinia... "Sana Gitme demeyeceğim / Üşüyorsun ceketimi al / Günün en güzel saatleri bunlar / Yanımda kal / Sana gitme demeyeceğim / Gene de sen bilirsin / Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim / İncinirsin / Sana gitme demeyeceğim / Ama gitme Lavinia / Adını gizleyeceğim / Sen de bilme Lavinia" Özdemir Asaf'a, bu güzel şiiri yazdıran kadın kimdir acaba diye hep merak ederdim. Adını açıkça söyleyemediği bir kadın. Kim?
Bir gün gazeteleri okurken, Özdemir Asaf, Oktay Akbal, İlhan Selçuk ve Öztürk Serengil fotograflarının altında "Lavinia hepsinin büyük aşkıydı" diye başlık atılarak kaleme alınmış, Gülenay Börekçi'nin bir yazısı vardı. Gözlerime inanamadım. Kıvır kıvır siyah saçları ve şahane gülüşüyle bir kadın resmi ve ismi... Mevhibe Beyat. Döneminin pek çok yazarının gönlünü çalan güzel kadın. Demek ki Lavinia Mevhibe Beyat'mış.
Haluk Oral'ın "Şiir Hikayeleri" diye bir kitabı çıkmış.Bu kitapta Orhan Veli, Özdemir Asaf, Nazım Hikmet, Necip Fazıl, Ahmed Arif'in eserlerindeki "giz"perdesini aralamaya çalışmış. Bu kitabı en kısa zamanda edinip okumalıyım. Özdemir Asaf'ın Lavinia'sı, İlhan Selçuk'un ilk eşiymiş. Ondan ayrıldıktan sonra da Öztürk Serengil'le evlenmiş. 2007 yaşamını yitirmiş. Daha üç yıl öncesine kadar yaşıyormuş demek ki. Keşke daha önce bilseydik. Bazen sevdiğim şiirin şairinin fotoğrafını görünce hayal kırıklığı hissederim."Bu fotoğraftaki kişi mi yazıyor bu güzelim şiirleri?" demek gibi bir gaflete düşmüş olduğum zamanlar vardır ne yazık ki. Nedense bazen ise şiire ilham veren kişinin fotoğrafı hayrete düşürür beni. Oysa aşığa maşuk gerektir. Ne aşığın ne de maşuğun siması bana ne gerek diyerek, şiirle hemhal olmam lazım öyle değil mi? Merak işte ne diyeyim bu da bendeki merak!
Lavinia şiirinin ilham perisi, beni bile büyüledi. "Bir erkeğin günün en güzel saatlerini gün batımından sonrasını geçirmek istediği kadındı, gitmesin, hep kalsın istenendi Lavinia.... Öyle nazlıydı ki güzel yalanlarla geçirmek isterdi ömrünü...Yalanların insanı en sert hakikatlerden bile daha çok inciteceğini unutarak..." diye başlamış Gülenay Börekçi gazetedeki yazısına. Teşekkürler hem bilmediğim bir kitabı tanıttığı, hem de Özdemir Asaf'ın Lavinia'sının kim olduğunu bildirdiği için...
"Sana gitme demeyeceğim / Ama gitme Lavinia / Adını gizleyeceğim / Sen de bilme Lavinia"
Yeni şeyler öğrenmemi sağladığınız için teşekkür ederim . Kitabı ben de arayacağım.
YanıtlaSilÖztürk Serengil ismi ilginç geldi bana, ne yalan söyleyeyim :)
YanıtlaSilSiz de bilmiyordunuz değil mi AZS? Lavinia'nın kim olduğunu öğrenmek sahiden heyecan verici:)
YanıtlaSilİşin tuhaf kısmı bu yazıyı çok önce yazmıştım. Hatta bir kaç kez yayınladım. Fakat bu kitabı halen almadım. Unutuyorum:) Umarım siz de benim gibi unutmazsınız.. Teşekkür ederim yorumunuz için.
Demek TC, Öztürk Serengil ismi size ilginç geldi:)
YanıtlaSilYorumunuzu okuyunca benim de aklıma Cem Yılmaz geldi. Hiç unutmam.. Bir gösterisinde "Büyük bir gazla çıktım sahneye" diye söze başlamıştı. Hepimiz gülüşmüştük.. "Gerçekten doğru söylüyorum. Büyük bir gaza getirdiler beni.." dedi. Kahkahalar yükseldi.. Şöyle devam etti: "Kadınlar kendilerini güldüren erkeğe bayılır dediler."
Belki Lavinia biraz da gülmek istemiştir. Kim bilir:))
Ama aynı Cem Yılmaz bunun doğru olmadığını kendisi itiraf etmişti, öyle hatırlıyorum :))
YanıtlaSilÖztür Serengil ile ilgili bir belgesel/biyografi izlemiştim. Orada Serengil'in civa gibi bir adam olduğunu, etkileyemediği kimse nerdeyse hiç olmadığından bahsediliyordu. Epeyce de evlenmiş, ayrılmış bir adammış. Lavinia da gülmek istemiş olsa da, sonu galiba hüzünlü biten bir hikaye...
Cem Yılmaz'ın söylediğinin doğru olmadığını, sonradan kendisinin itiraf etmesini doğrusu hatırlamıyorum:) Bir huyum vardır. İşime geleni hatırlarım. İşime gelmeyeni hatırlamam.. Belki hatırlamamam bu huyumdandır:)
YanıtlaSilÖztürk Serengil kimmiş hiç oralara girmiyorum. (Ama bilgilendirdiğiniz için teşekkür ediyorum.) Şunu biliyorum ki Lavinia'yı etkilemiş.. Belki sonu hüzünle bitmemiştir TC.. Dostça kendi yollarına gitmişlerdir.. Umalım öyle olmuştur.. Hoş her ikisi de bu dünyayı terk etmiş.. Yerlerinde huzur içinde uyusunlar diyelim..
Hikaye bu ya.. Yaşanmış hayat hikayelerinden biri daha.. Herşey çoktan olmuş bitmiş.. Bizlere de hikayelerini konuşmak düşmüş:))
Özdemir Asaf. Nasıl da severin her bir şiirini ayrı ayrı. Halbuki şiir merakım yoktur. Ama Asaf başkadır. Çok hitap eder bana tarzı bana.
YanıtlaSilAzdır..özdür.
bir der..pir der
süsleyip püslemez.
Ağdalandırmaz..kopürtmez.
öğlesine deyiverirmiş gibi yapar.
derinlere çeker.
Bir yazıda okumuştum. Mesela dört satırlık bir şiir için önce duygularını sayfalara döker.
Sonra sadeleştire sadeleştire olabildiğince az dize ile şiirini tamamlarmış.
Keşke daha çok yaşasaydı. Şiirlerinden mahrum kaldım.
Sevgilerimle.
Heyy! Dilekcim hoş geldin Hayal Kahvem'e.. Özlemişim seni.. Sen Özdemir Asaf için yazmışsın ya.. Ben de senin yorumlarından mahrum kaldım:))Sevindim şimdi.. Mutluluk bu işte:))
YanıtlaSilAman efendim :)
YanıtlaSilustaların arasında nacizane benimkiler.
Siz deyiniz;
ben girizgahsız makamsız mırıldanırım.
Bu arada yeri değil ama;
Bildiğin iyi bir fayansçı varmı???
:))
Fayansçı mı? Off! Dilek bu çok ciddi bir soru..
YanıtlaSilSahiden.. Sana bir şey söyleyeyim mi, eğer ustasına denk gelmezsen var ya, fayanslara milyon döksen, işçilik yoksa, mümkün değil fayans kendini göstermez.. Amaa bir de ustasına denk düşersen var ya, öyle bir dizer ki fayansları duvarlara.. Oyy! Gören duvarda mücevher damarı buldun zanneder:)Hemen Durak Usta'nın telefonunu vereyim ben sana.. Ne dua edersin bana sonra:) Çünkü hem şahane bir ustadır.. hem de evi tertemiz teslim eder.. Bu konu da çok önemli.. Kaç kişi biliyorum.. Fayansçılar çıktıktan sonra, kaç gün inşaat temizliği yaptılar.. Yapamam asla.. Bizim Durak Usta'dan şaşma:))
geldim, okudum, öğrendim.
YanıtlaSilyetmedi bir de üstüne mutlu oldum.
teşekkürler.
Ben teşekkür ederim, Jane Jones:) Ne güzel bir yorum:))
YanıtlaSil