16 Mayıs 2009 Cumartesi

Emine Işınsu ve Küçük Dünya


1938 doğumlu Türk Edebiyatının değerli yazarı Emine Işınsu, Ankara Dil Tarih Cografya Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı ve aynı okulun Felsefe bölümünü bitirmiş. Okurken bir dönem AFS bursuyla Amerika'ya gitmiş. 17 yaşındayken ilk şiir kitabı İki Nokta basılmış. 1963 senesinde en tanınmış romanı Küçük Dünya yayımlanınca artık romana yönelmeye başlamış. Romanlarında insan psikolojini öne çıkaran yazar, romanlarını daha çok kadının tutsaklığı ve Türklerin tutsaklığı konularında yazacaktır. Son dönem yazdıklarında ise tasavvufun ünlü simaları Yunus Emre, Hacı Bayram Veli, Niyazi Misri'yi ele almış.


En sevilen kitabı Küçük Dünya'da; kendi küçük dünyasında , annesinin baskısını üzerinde fazlaca hissederek yaşamaya çalışan Nur, üniversiteyi bitirir bitirmez kendisini çok seven Ferit ile evlenir ve Şanlıurfa'ya gelin gider. Şehrin otantik ve mistik havası Nur'u çok etkiler. Örf ve adetlerin fazlaca hayata tesir ettiği bu şehirde gene daralmaktadır. Kocasının arkadaşı Murat'la iyi bir arkadaşlık kurar. Bu arkadaşlık zamanla aşka dönüşür. Ancak hiçbir zaman kelimelere dökülmeden yaşanan bir aştır bu. Bu kitap Türk Edebiyatının en güzel romanlarından biridir. Kitabın arkasında şöyle bir not yazmaktadır:
"Gidip de dönmez baba bir gün, yarım kalır, kalış o kalış...Delicesine bir yağmur yağıyordur, birden bir şimşek çakar, karar verilir, veriliş o veriliş... Hayal kırıklığının dile gelemeyeni, hem de gurura bulananı beterdir, biliniş o biliniş... Cebreder gündelik hayat, nefessiz bırakır, boğuntu o boğuntu... Yanı başındadır, dokunamazsın, lal dilini çözemezsin, arafta kalırsın temelli, duruş o duruş... Sorular yerli yerindedir de hep, cevaplar muallâktadır nedense, ahval o ahval..."

Küçük Dünya'dan başka, Azap Toprakları, Tutsak, Sancı, Ak Topraklar, Çiçekler Büyür, Canbaz, Kaf Dağının Ardında ve son olarak önce televizyon için senaryo, daha sonra romanlaştırılan Atlı Karınca adlı kitapları mevcut olan Emine Işınsu'yun Küçük Dünya adlı ilk romanı Osman Sınav tarafından televizyona aktarıldı.


"Rahmet,bolluk ayıdır Nisan. Her düşen damla bereket demektir. Ya gönüle düşen damlalar? Bir sedefkarın elinde vücut bulur kimisi, kimi bir neyin nağmelerinde ya da bir resimde... Meryem bir nevi usta-çırak ilişkisi içinde "sedefkar dost"unun yanında yepyeni bir dünyaya adım atıyor. Bencillikten,yalandan uzak, samimi,gerçek bir dünya! Nisan Yağmuru ,Işınsu'nun güçlü kadın karakterleri arasına Meryem'i de ekeleme imkanı bulacağınız,bir solukta okuyacağınız bir roman..."


4 yorum:

  1. lise yıllarımda bir çok kitabını severek okuduğum bir yazardı

    YanıtlaSil
  2. Hangi kitaplarını okudun? Yorumlarını uzun uzun yazıver öğretmenim:)

    YanıtlaSil
  3. hayatım lise yıllarımda fikir yazılarını TÖRE dergisinden beğeniyle takip ederdim ayrıca SANCI TUTSAK eserlerini çok beğenmiştim

    YanıtlaSil
  4. Çiçekler büyur harıka bir kıtap kesinlikle okuyun

    YanıtlaSil