Arkadaşımın evinde, sehpanın üzerinde bir kitap gördüm. Yeni bir kitap görünce dayanamam, mutlaka elime almam gerekir. Aldım kitabı elime. Yazarın adını daha önce hiç duymamışım. Aylin Sökmen... Kitabı bir kadın yazmış... Kitabın adı "Salt Okunur". Yazar enteresan bir kitap adı seçmiş. Daima merakımı celbeder, kitap adını ve kapağını acaba yazarı mı seçer? Bu kitabın adını seçenler, " Bu kitabı sadece okuyacaklar alsınlar ellerine, okumayacak olanlar dokumasınlar bile" mi demek istemişler? Ön kapağın alt yarısına muhtelif insan yüzleri resmedilmiş. Dikkat ettim gülümsemiyor hiçbiri... Hımm... Bu eğlenceli bir kitap değil demek ki, felsefi bir kitap olabilir... Hiç dert değil!Bu kitabı Pupa Yayınları çıkarmış. Düşündüm Pupa Yayınlarından başka hangi kitabı okudum diye. Aklıma gelmedi. O halde şimdi kitabı incelemeye pupa yelken devam etmeli!
Arka kapağı çevirdim. Yazarın küçük bir fotoğrafı konmuş. Güzel bir genç kadın belli. Fotoğrafın yanına şöyle bir yazı eklenmiş: "Salt Okunur, zekice kurgulanmış bir oyun alanı. Anlatıcının sürekli devrede kalarak varlığını hissettirmesi sözü edilen oyunun alanını genişletiyor. Kitabın sonuna kadar ipleri elinden bırakmayan Aylin Sökmen, metinlerin arasında soluk alıp veren, düş ve arzularla hareket eden kahramanlarıyla gerçekleri sağaltırken,gerçek yaşamda olmayan bir bütünsellik yaratıyor." Hımm! Yok, bu yazı beni çok etkilemedi. Kitabın başına dönmeliyim. "Annem'e, Babam'a ve kardeşim Ali'ye," Aylin Sökmen bu kitabını ailesine ithaf etmek istemiş. Demek ki aile bağları kuvvetli bir genç yazar modeli.
İşte bir sonraki sayfa beni bitirdi. Neden? Koca bir sayfada sadece şu iki cümle yazılmış:
"Bunun hayatımın sonu olduğunu anladım. Oysa ben evime dönmek istiyor,yeni bir boyuta geçmeyi, ölmeyi, hiç ama hiç istemiyordum." Of!... Peki bu kimin, hangi kitabından bir alıntı:
"Orhan Pamuk,Yeni Hayat". Son zamanlarda yayınevleri bana kitaplarını okutmak için işbirliğine mi giriştiler? Hayret bir şey? Eğer bir kitap içinde Orhan Pamuk adı geçiyorsa, okumam şart olmuştur. Mümkün değil ki başka bir şey! Ayrıca yazar da Orhan Pamuk hayranı olmalı ki kitabın başına onun cümlelerini ekleme gereğini hissetmiş. Bu aynı ne gibi gelir bana biliyor musunuz? Hani bazen şarkı söylemeye başlamadan önce sanatçı orkestraya döner ve bir nota sesi çıkarmalarını ister. "Bana bi "mi" verir misiniz?" der misal. Orkestra da o " mi" notasını seslendirince, sanatçı o notanın melodisiyle şarkısını söylemeye daha kolaylıkla başlar. Eğer Aylin Sökmen'de Orhan Pamuk'un bu sözleriyle kitabını yazmaya girişmişse, Orhan Pamuk'un kelimelerinin melodisiyle yazmış olabilir kitabını...Böyle düşünüyorum işte! Arkadaşıma seslendim: "Oya, sen bu kitabı nereden buldun?" Bir tanıdığının kızının kitabıymış. Yeni basılmış. Aaa!Ne kadar güzel! Kitap arsızlığım vardır maalesef. Dedim Oya'ya: " Ben bu kitabı alacağım senden!" Cevabını beklemeden devam ettim: "Hatta aldım bile!" " Tamam!" diye bir ses duydum galiba. Çoktan sahiplenmiştim bile!
Bir sonraki sayfa içindekiler... 11 tane öykü ismi ve ilgili sayfaları yazılı... Şimdi kitabın sayfalarını hızlı hızlı bir taramalı... Çok Yaşa adlı öyküsünün başında bir alıntı var Sylvia Plath'tan... Yazarla müşterek zevklerimiz çoğalmakta... Şimdi sıra kitabı koklamakta... Kokladım! Gencecik bir yazarın, taptaze bir kitabı gibi kokmakta... Misafirlikteyiz... Yemek yemişiz... " Oyaa! Sana yardım etmesem masayı toplamaya... Ben başlasam kitabı okumaya... Hani Salt Okunur demiş ya Aylin kitabına... Hem de tanıdıkmış bak sana da... Hani şimdi okumadan elimden bıraksam ayıp olmaz mı yazana! " diye seslendim. "Tamam!" diye bir ses duydum galiba. Oya, canım arkadaşım benim! Çoktan köşeye çekilmiş ve okumaya başlamıştım bile... Çünkü kitabın adı "Salt Okunur" du! Okunmadan bırakmak uygun olmaz ki! Yazar böyle istemiş demek ki! Salt okunmalı bu kitap. Hatta okumaya, kitaba adını veren 44.sayfadaki salt okunur öyküsünden başlamalı dedim kendi kendime. "Tamam!" diye bir ses duydum galiba. Başladım bile!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder