Ey sıcak sevenler! Ey güneşseverler! Ey memleketime denk gelen en sıcak aylar ve günler! Ey Haziran! Ey Temmuz! Ey Ağustos! Ey beni bitiren mevsim! Ey yaz! Ey günebakan çiçekleri gibi enerjilerini güneşten alan insanlar! Bense bir yeldeğirmeni misali enerjimi rüzgardan alan biriysem eğer, güneşe, sıcağa, bu durgun, esintisiz havalara asla uygun değildir ki benim bünyem! Durma hakkımı kullanıyorum! Elimde değil zaten! Duracağım biraz!... Bu çok hazin bir bahis değil aslında. Bilakis herkesin sevdiği bir mevsimdir Yaz. Ama ben...Ben... Bu sıcak havalara dayanamam. Rüzgara ihtiyacım var. Yoksa eğer bir esinti yada biraz rüzgar! Ozaman Durma hakkımı kullanıyorum! Durmak da insan haklarından biri değil mi yoksa?
Of...Of... Şu sonbaharın gelmesine daha çok var,değil mi? Daha çok var!
Vildan Hanımmmm e ben ne yapayım arkadaşım. Var mı memleketimden ADANAdan daha sıcağı. Yaşar Kemal'in Sarı Sıcak kitabını okuyun. O sıcakları belki hayalinizde canlandırabilirsiniz. Yok arkadaşım...Bu yörelet biz Adanalılar için yayladır-yazın çıkılıp en az 3 kalınan yüksek geçici konaklama köyleri-. Ben de soğuk havalı severim ama inanın burada sıcak yok:) Sevgiler...
YanıtlaSilHımm! Ne diyeyim Neslin ne diyeyim? Sıcak hava ile iyi değil aram maalesef! Hele güneş! O da benden hoşlanmıyor olmalı ki yüzüme lekeler basıyor hemen:( Şapkasız dolaşmam mümkün olmuyor!
YanıtlaSilİzmit'te şapkalı bir kadın görürseniz anlayın ki o benim:)
bende bu kıza neden kanım kaynar derim albenden de okadar bende sıcağı sevmeyenlerdenim kaç senedir yazlığa gitmiyorum didim çok sıcak köyü sevmemim bir nedenide havası en sıcak günlerin gecesinde üzerine bir şey almadan balkonda oturamassın öylese yaşasın serinliği sevenler diyelim
YanıtlaSilruhancım, sen serin köyünde otur çileklerinle:) bu hafta geleceğim sana ve fotoğraflayacağım seni,görsünler "çilek arkadaşımı" benim blogtakiler:))
YanıtlaSil