Çok eski günlerdi. Epeyce ufaktım bu günlere göre tabi. Ya orta birdeyim yada iki. Radyo günleri çocuğuğum ben.En sevdiğim radyo programı Orhan Boran ve Yuki. Daha televizyon her evde yoktu ki. Üst kat komşumuz amca bir astsubay. Denizci. Siyah beyaz televizyon getirmiş, bir deniz aşırı memleketten evlerine... Tatlı cadı Sementa veya varsa o gece Arsen Lüpen, evden kaçıyorum Zerrinler'e. Üst kat komşumuzun kızı Zerrin, yaşı da bana yakın, bu dizi filmleri seyrediyoruz birlikte. Uzaktan kumanda var mı ki, nerdeee? Ses açılıp kısılacağı vakit bakıyoruz birbirimize, diyoruz 'Eee, haydi şimdi sıra sende!' Annem az sonra farkedecek evde olmadığımı, kızacak bana biliyorum. Diyecek ' Gene mi kaçtın, gene mi?' Evet, gene. Ne var yani? Dövsün isterse valla, ben bayılıyorum televizyona. O zamanlar ergenlik var ya serde, işime gelince annemi dinlerim, gelmeyince kafamın dikine giderim modundaydım herhalde.
Bugün köyümden giderken İzmit'e, Göksel'in son cd'sini dinliyordum. Bir şarkı söylemeye başladı eskilerden. Aaa! Bunu ben çok iyi biliyorum. Kim söylüyordu düşünüyorum. 'Benden sorsan ummanlardı derdim, Hani gözlerin var ya, Bülbülleri susturup dinlerdim, Tatlı Sözlerin var ya, Bir ilk bahar yağmuruydu sanki, Ardından güneş açar ya' diye başlayıp, ıslıklarla devam eden bu şahane şarkıyı kim söylerdi? Buldum. Füsün Önal! Bayılırdım hem bu şarkıya hem de Füsün Önal'a... Mini etekler giyerdi, sarı bukleli saçlarını sallaya sallaya ne güzel dans ederdi! Off! Ne günlerdi? Birden o günlere ışınlandım oturduğum yerde. Dayımlar Almanya'da yaşardı. Her yaz memlekete geldiklerinde ailece bizde kalırlardı. Üç kuzenim var yaşlarımız yakın... Adları Jale, Hale, Lale... Valla doğru söylüyorum. Şaka sanmayın sakın!İlk teyp ve kasetleri dayım Almanya'dan getirdiğinde, kuş olup uçacağım sanmıştım...Demiştim' Beni tutun, şimdi sevinçten kanatlanacağım!' İşte biz dört kız bir araya geldiğimizde, hele kimse yoksa evde, takıp takıştırırdık. Füsün Önal'a eşlik eder, çılgınca dans ederdik. Yorulunca iyice, ne yapalım şimdi diye birbirimize bakardık...O zaman işte, bu şarkıyı söyler, kendi sesimizi kasede kaydederdik. Jale'nin sesi güzeldi. Şarkıyı Jale söylerdi. Biz de nakarat kısmını tekrarlar, vokal yapardık... Bakın şöyle: ' Senden başka, senden başka Gözüm görmez hiç kimseyi Senden başka, senden başka Duyamam ben hiç kimseyi' Ah, ne günlerdi? Şimdi bugün araba kullanırken dinliyordum ya, yoldan geçenlere aldırmadan, bağıra bağıra bu şarkıyı söyledim gene. Şaşırdım. Yıllar geçtiği halde üzerinden, unutmamışım. Hatta bir ara bir elimi çektim direksiyondan, iki parmağımı ağzıma sokup, ıslık çaldım kimseye aldırmadan!Üüüffft! Üüüüfffff! Üüüüüüfffff!
nasıl unuturum bu şarkıyı....senden başka,senden başkaaaa..yıl 1974 ilk flört-sevdiceğinin kibrit kutusu şeklindeki murat 124 -arabası,kasette bu şarkı,kavuşma hayalleri..yıl 2009(binli sayılardan ,ikibinli sayılara gelince,birden arada bin yıl geçmiş gibi geldii)eşim olan o sevdiceğimle gene senden başka senden başkaaaaa,lay layda layyy..
YanıtlaSilHey! Nostaljik takılıyoruz, öyle mi? Tamam...Hatırla bakalım eski günleri..
YanıtlaSilArada iyi olur öyle değil mi?Oya, Muammmer'le olayınız var ya? Hani.. Bilirsin! Yazasana,bloguma koyayım ben de..Sen kağıda yaz.
Ben geçireceğim bilgisayara..Söz!