6 Haziran 2011 Pazartesi

Çocuklara Kıymayınız, Kıymayı Mıncıklatınız!


Profesör Şiir Erkök Yılmaz'ın Homo Economicus adlı öyküsünün bazı bölümlerini öykünün kahramanı Bay X değil de benmişim gibi Hayal Kahvem'e yazmıştım. İşte burada... Bu hafta kendi kendime Yemek Film Festivali düzenledim. Hep yemekle ilgili filmleri seyretmeye niyetlendim. Dün ilk olarak bir Yunan filmi olan Bir Tutam Baharat'ı seyrettim. Oyuncuları arasında Türkler de var. Filmin yemek, özellikle baharat muhabbetlerine bittim. Tek kelimeyle bittim. Yoo.. Filmin konusunu anlatmayacağım. Zaten konusunda değil  filmin baharatlı köfte tariflerinde kaldı aklım. Şimdi biraz köfteyle ilgili birşeyler yazacağım. Bak şimdi. Şiir Erkök'ün öyküsünün bir yerinde müthiş bir  köfte karıştırma taktiğinden söz edilir.  Gerçekten tespit  fevkaladedir.  "Bay X faktör alışkanlığı yüksek bir emekçi, bir seyyar köftecidir. Bisikletinin arkasına bağladığı arabaya küçük kızını yerleştirir." Öykünün en enterasan bölümlerinden birini yazacağım. "Yavrucağın önüne kıymaları sürer. Böylece çocuğun karıştırma ve mıncıklama yeteneğini gayet üretken bir alana yatırmış olur. Kıymalar, geceden ıslatılmış ekmek içleri çocuğun en yaratıcı organı olan elinin, avucunun içinde köfteye dönüşür. Bay X ayrıca işçi çalıştırmaz artık. İşçi de sermayedar da, girişimci de kendisidir." Düşünebiliyor musun, çocuğun önüne köftelik malzemeleri koy. Her çocuk bayılır mıncıklamaya zaten. Niye boşa harcasın çocuk bu enerjisini? Kara mizahın en güzel örneklerinden biridir bu öykü. Mutlu mutlu bırakalım kıymayı mıncıklasın yavru değil mi? Homo economicus vaziyeti gereği yani...


Bir Tutam Baharat adlı filmde de köfte yapımıyla ilgili yapılan muhabbetlerde bu kez baharat mevzusu giriyor devreye... Ki... Ben... Of... Çok uykum geldi... Kısmetse yarın devam edeceğim. Artık yarın ola hayrola... Ruh vaziyetime göre tabii:)

9 yorum:

  1. Köfte mıncıklayan çocukta bağarsak kurdu olma riskini düşündün mu? Ben başka bir malzeme düşünün derim:))

    YanıtlaSil
  2. Defne, çocuğun ellerine eldiven geçirmeye ne dersiniz:) Bayılmaz mı? Hamur yoğurmaya da tabii:)) Her türlü yoğurma, mıncıklama işi mutlulukla yaptırılır:))

    YanıtlaSil
  3. :)Bak aklıma ne geldi yazını okuyunca.
    Evimize misafirler gelmiş. Beş aileyiz. Herkesin de birer çocuğu var küçük küçük.
    Bilirsin ne çok azarlar ve düz duvara tırmanırlar çocuklar evin içinde sıkıntıdan.
    Bir zaman sonra kavga ederler..bir bağırış çağırıştır gider. Anneler babalar da ne oturduklarından anlar ne konuştuklarından.
    Hatta çocuk kavgası yüzünden aileler bile küsüşebilirler. Çok gördük bunları.
    Ama benim evde bunlar hiç yaşanmazdı.
    Nedenn????
    Çünkü onlara hemen un ve suyu karıştırıp Hamur yapar.. Masaya oturtur..önlerine koca topaklar bırakırdım. Kimi adam yapar..kimi kelebek.. kimi araba.. Olmadı boz başka yap. Ne rahat ederdik allahım.
    Evet çocuklara çok iyi gelirdi mıncıklamak. Streslerini atarlar..konsantre olurlar..hayal dünyalarına dalarlar..ailelerinin takdir ve teşvikleri ile agresiflikleri kalmazdı.
    Sonra benden hamuru nasıl yaptığımın tarifi alınırdı ( genciz hepimiz..daha börekler açmayı bilmiyoruz ya.)
    eski anıları hatırlattığın için teşekkürlerimle arkadaşım. Sevgiler

    YanıtlaSil
  4. :)) Heyy! Hiç yabancı gelmiyor bana bu manzaralar hiçççç:))

    YanıtlaSil
  5. köfte mıncıklamaya dair çok tatlı bir örnek ve çok tatlı bir film : )

    YanıtlaSil
  6. Nefis bir öykü ve nefis bir film gerçekten Marilyn Curie:)

    YanıtlaSil
  7. Dileğin komşusu7 Haziran 2011 19:30

    Pardon ..
    her misafirsen sonra bize yolladığınız o lokma tatlıları nasıl oluyordu.
    Yoksa cocukların mıncırdırdığı hamurdanmıydı???
    ????

    YanıtlaSil
  8. Ehem..
    şey..kem..küm :(

    YanıtlaSil