İki gündür Erkin Koray şarkılarına bir takıldım ki anlatamam. Of! Ne güzel sözler! Ve Yarabbim ne şahane bir müzik bu. Of, nasıl özlemişim Erkin Koray'ın şarkılarını meğer. Şimdi... Şu anda.. Ne dinliyorum biliyor musun? "aşktan yana şansım yok.. ağlıyorum derdim çok.. aşkımı kaybetmişim.. sordum sordum bulan yok.. dün gece çok aradım.. aradım bulamadım... kör olası çöpçüler... aşkımı süpürmüşer.." Bu şarkıyı bilirsin değil mi? Hemen dinlemelisin hemen... Of! Ne hoş bir şarkı bu sahiden! Kimbilir kaçıncı kez dinliyorum. Döne döne... Ya Yalnızlar Rıhtımı... Hani var ya... "bir ben miyim perişan.. gecenin karanlığında.. yosun tuttu gözlerim.. yalnızlar rıhtımında..." Yeni nesil bilir mi Erkin Koray şarkılarını acaba? Ne büyük kayıp bilmiyorlarsa...Yooo.. Dinlemek beni kesmeyecek.. Şimdi birşeyler okumalıyım Erkin Koray hakkında... Ama sanal ansiklopediden okumasam keşke diye düşündüm. İyi de Erkin Koray hakkında şu anda hangi kitaptan birşeyler okuyabilecektim? Heyy! İşte o anda Cumhur Canbazoğlu'nun Kentin Türküsü adlı kitabı aklıma geldi. Evet. Hemen buldum kitaplarımın arasından... İşte kitabın Anadolu Pop-Rock bölümünün Barış Manço'dan sonra gelen isim Erkin Koray. 108. sayfa. Hemen açtım ilgili sayfayı. Cumhur Canbazoğlu Erkin Koray hakkında beş sayfa yazı yazmış. Önce mutfağa gidip kahvemi aldım. Sonra Erkin Koray şarkılarını tekrar dinlemeye başladım. Hem okuyorum... Hem dinliyorum... Bu arada keyifle kahvemi içiyorum.
Cumhur Canbazoğlu "Hep"kendini söyleyen" ozan" diye bir başlık atmış. 1941 doğumluymuş Erkin Koray. Şimdi tam da bugün 70 yaşında öyle mi? Vay canına sayın seyirciler. Yıllar böyle hızlı geçer mi? İnanamıyorum. Şimdi hangi şarkısını söylüyor biliyor musun? "öyle bir geçer zaman ki.. dediğim aynı ile vaki.. birden dursun istersin seneler olunca mazi.. yollara bakarsın katı katı.. üzerine çekersin perde.. yoldan geçenler var da.. her akşam gelenler nerde.. öyle bir geçer zaman ki.. " Of! Ömrüne bereket... Çok yaşasın, çok söylesin Erkin Koray, e mi? Uzun uzun anlatmış Cumhur Canbazoğlu. Erkin Koray'ın eğitimini, askerliğini, müziğe nasıl başladığını, 1967 yılında sanatçıyı memleket çapında üne kavuşturan Kızları da Alın Askere adlı 45'liğini, müzikteki arayışlarını, Fransa'ya gidip gelişini, 1975 yılında Elektronik Türküler adlı ilk uzunçalar çıkardığını, halk müziğine yönelişini ve bu albümde ilk kez rock, beat, ve türküyü birleştirmeyi nasıl denediğiyle ilgili yazdıklarını zevkle okuyorum. Bu arada gitar, bağlama ve vurmalıların sürüklediği, Nazım Hikmet'in sözleri ve bestesi Ruhi Su'ya ait olan Türkü diye bir parçadan söz etmiş. Merak ettim. Hemen buldum sanal dünyadan. Hey! Bağlama vurdu gene beni... Hatırladın mı bu şarkısını? Hani der ya.. "Dört nala gelip Uzak Asya'dan... Akdeniz'e bir kısrak gibi uzanan.. Bu memleket bizim! Bizim dostlar... Bizim!" Hey! Nazım Hikmet ve Ruhi Su'nun yattıkları yer nur dolsun. Ne güzel bir müziktir, ne güzel bir parçadır bu..
Erkin Koray bir söyleşisinde türkünün geçmişinde elektrikli aletlerin yeri olmadığını, türkülerde daha çok doğal denilen seslerin hakim olduğunu, bu durumun da türkülerimize özgü hoş ve karakteristik bir hal olduğunu, ancak Türkülerimizin güzelliğini ve doğal dokusunu kaybetmeden elektonikleştirmeye gayret ettiğini bunun da son yıllarda gelişmekte olan akımlara yol göstereceğini söylemiş. Sürekli arayış peşinde olan sanatçı bir ara Hindistan'a gitmiş. Dönüşte mucidinin kim olduğu hala tartışılan elektro bağlamayla iyice arabeske yönelmiş. Ve bu türde tamamen kendi tarzında bir ekol haline gelmiş. Tüm birikimleriyle ortaya o güzelim şarkıları çıkarmaya başlamış. Bilirsin hepsini mutlaka.. "Arkası gelmez dertlerimin bıktım illahlah! Biri biterse öbürü başlar vermesin Allah!" Hatırladın mı? Fesuphanallah! Sonra.. Estarabim.. Şaşkın... Sevince.. Gönül Salıncağı... Yalnızlar Rıhtımında... Heyy... Arap Saçı peki? Atilla Atalay'ın Ebekulak adlı öyküsünde geçer hani... "gönlüm söz dinlemiyor.. sevdiğimi ver diyor.. kim görse şu halimi.. bir daha sevme diyor.. aaah aşk yüzünden.. arap saçına döndüm.. çivi çiviyi söker.. budur bunun ilacı" İki sevgili küsmüşlerdir hani eften püften bir sebepten. Kimse kimseden af dilemez. Aradan zaman geçer. Üç yıl sonra karşılaşırlar. Bir çay bahçesinde otururlar. Birbirlerini halen sevdiklerini belli etmeyecekler ya öyle muhabbet ederler ki sürekli birbirlerini acıtırlar. Hep biri diğerinin pes edeceğini umar. İkisi de pes demez. İkisi de içindeki zaiyatı belli etmez. İşte tam bu sırada, onların şarkısı Arapsaçı çalmaya başlar. İkisinin hali de çok tatlıdır. Şarkıdan etkilenmemek için çocuk içinden "gün doğdu hep uyandık.. siperlere dayandık" marşını söylerken, kız ise kafasını daldırıp çantasında birşeyler ararmış gibi rol keser. Ya da çocuk öyle zanneder. Neyse, öykünün devamını merak eden isterse işte buradan okur. Şarkılar ne kadar önemlidir hayatımızda öyle değil mi? Bazı şarkılar nasıl ruhumuza işlemiştir. Cumhur Canbazoğlu yazısının sonunda söylediği gibi "Erkin baba" sevabıyla günahıyla sıcacık işler yapmış ve dağarcığındaki her şeyi dinleyicileriyle paylaşmış bir sanatçıdır. Ve o güzelim şarkılarıyla halen dimdik ayaktadır. İşte büyük bir beğeniyle dinliyorum şarkılarını şu anda. Bana göre şarkıları lezzetinden bir şey yitirmiyor. Bilakis ben yaş aldıkça onun şarkıları gençleşiyor.
Cumhur Canbazoğlu'nun yazdıklarını okumak çok hoşuma gitti. Kentin Türküsü: Anadolu Pop-Rock adında iyi ki böyle bir başvuru kitabı hazırlamış. Bence bu tip başvuru kitapları çok önemli ve çok değerli. Keşke pek çok alanda böyle başvuru kitapları olsa. İlgisi olanlar faydalansa. Ben müzikle çok ilgili biri değilim. Keşke yeteneğim olaydı da müzikle ilgili bir iş yapaydım. Nerdee? Son zamanlarda karınca kararınca bağlama çalmaya ve türkülerin menzilinde dolanmaya heves ettim. O kadar. İyi de peki ben bu kitabı acaba neden almıştım? Bak şimdi.. Bu kitap Aşık Veysel, Barış Manço, Fikret Kızılok, Hümeyra, Yunus Emre, Cem Karaca, Üç Hürel, Edip Akbayram, Karacaoğlan, Ruhi Su, Haluk Levent, Volkan Konak, Kurban, Neşet Ertaş benzeri memleketimizde gelenekseli evrensele taşımaya emek sarfetmiş isimlerin müzik serüvenlerinden bahsediyordu. Ve çok doğru bir kitaptı, fark etmeyi sağlıyordu. Bu kitabı okuyunca anlamıştım ki, ben belki türküyü bağlamadan dinlememiştim ama türkünün Cumhur Canbazoğlu’nun dediği gibi Anadolu- pop halini, yani Türk folklor temaları, şiirleri ve çalgılarıyla Pop müziğin elektronik olanaklarının kaynaşmasından doğan şehir türküsü halini yıllardır sevmiş ve dinlemiştim. İşte galiba şimdi aslına döndüm. Orijinal haline. Bazı türküler hiç yabancı gelmiyor. Üstelik bağlamanın sesi, yüreğimi derinden etkiliyor. Sanıyorum Anadolu ezgilerini zamanında bana sevdiren Erkin Koray gibi sanatçılar nedeniyle şimdi türkülerin menzilinde dolanmaktan hoşlanıyorum. Anadolu Pop Rock mı denir, Anadolu Pop Rock Arabesk mi denir bilemeyeceğim ama Erkin Koray'ın şarkılarını hep sevdim. Biliyorum, ömrüm oldukça hep seveceğim.
Selam Vildan,
YanıtlaSilÇok güzel bir çalışma olmuş eline sağlık... Yazının adıyla da bağlantılı düşündüm, gençse gençtir biri yaşlıysa her zaman yaşlı, yaş bedenle ilgili bir şey, ideali böyle olmalı, tinsel yaşıysa kişinin nasıl baktığına göre değişir dünyaya, güzel bakıyorsa güzel kalır, bir güzelliği olur, güzel bakışlarla dolu bir dünya olsun yaşadığımız dünya, sevgiler...
erkin koray dinlediğin birkaç yerli sanatçıdan biri. senin de söylediğin gibi şarkıları çok anlamlı.
YanıtlaSilben de 'anma arkadaş' isimli parçasını paylaşmak istiyorum. erkin koray 'ın bütün şarkıları güzel ama bu parçanın bendeki yeri bambaşka.
http://www.youtube.com/watch?v=hDgXwS7E5C8
Selam Nessuno, beğenmenize sevindim. Teşekkür ederim. Yazdıklarınıza tamamiyle katılıyorum. Bazı insanların yaşı olmuyor. Bilakis yaş aldıkça gençleşiyorlar. Sağol Nessuno...
YanıtlaSilSelam RY, ne iyi yapıp hatırlatmışsınız. Ben de çok severim "anma arkadaşı".. Of, nasıl severim anlatamam... Her bir şarkısı ayrı hikaye... Hayatımıza anlam katan sanatçılardan biri Erkin Koray... Çok yaşasın... Sağolun ry... Hemen ekledim.. Final "anma arkadaş" la olsun:)
YanıtlaSilVildan,
YanıtlaSilBu arada profil resmin çok ilginç, o kuşların peşinden koşan sen misin ve o kuşların cinsi nedir acaba, merak ettim de, hadi biraz da ben sorayım :))
ne güzel yazmışsın Erkin Koray çok yaşasın çok çok söylesin :)
YanıtlaSilErkin Koray'ın Çöpçüler şarkısının bestecisinin kendi yorumu. Orjinal halidir.
YanıtlaSilhttp://www.youtube.com/watch?v=ZjUZELZIekE
Ehemm... Profil resimindeki yelkovan kuşları peşinde koşan benim elbette:) Eee... Hazır yelkovan kuşlarını anmışken, Orhan Veli hatırlanmaz mı? Şöyle...
YanıtlaSilGÜN OLUR
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...
ORHAN VELİ KANIK
Böyleyken böyle:))
okuryazarnaneşekeri, şeker tadındaki yorumunuz için teşekkür ederim:)
YanıtlaSilEskiler daha kaliteli duygu yüklü
YanıtlaSilSelam rocker_tr, yıllar önecesine götürdünüz.
YanıtlaSilTeşekkürler:)
Şahanedir Erkin Koray şarkıları Gamzegül..
YanıtlaSilBütün gün dinledim:)
ihtiyar delikanlı:)
YanıtlaSilerkin koray'u çok severim babam hayranı blki de o yüzden nerrdeyse tüm şarkılarını bilirim.
YanıtlaSilçok güzel hazırlamışsın yazıyı, bayıldım!
Evet, Tolga.. Dediğiniz gibi:)
YanıtlaSilTeşekkürler Mia, Beğendiğinize sevindim:)
YanıtlaSilŞu ada senin, bu ada benim, evet kesinlikle, teşekkürler...
YanıtlaSilYelkovan kuşlarının peşi sıra...
YanıtlaSilErkin Koray gibisi yok. Böyle tesadüfen görüverdim Erkin Baba'yı ve kayıtsız kalamadım.
YanıtlaSilYazı da güzel bu adam da! Hem bu adam öyle bir adamdır ki, buradan okumamış olanlara hatırlatmak isterim. Kendi elleriyle yazdığı "Mezarlık Gülleri" kitabını herkes okumalı...
Memleketin ahvalinden, anılara, müzik yaşamından kimi "şey"leri ne zaman ve neden yaptığına dair direkt değil ama sohbet havasında yazıları var...
Otobiyografik anı kitaplarını çok sevdiğimi söyleyemem. Ama bu kitap yazanından ötürü okunmalı.
Ne diyeyim ben bu adama bilmiyorum ki, en yakın zamanda bir Erkin Koray yazısı yazmalıyım blogta.
Bu arada küçük bir not: Ola ki bu yazıyı okuyan bir görme engelli arkadaşımız varsa ya da Erkin Koray hayranı bir görme engelli tanıdığınız varsa, bahsini ettiğim kitabı GETEM'e sesli kitap olarak okumuştum bir-iki yıl önce... Dinlemek isteyen arkadaşlarıma bu vesileyle duyurayım. Dur hatta blogta bunun üzerinden bir yazı yazayım. Bu sayede bir işe yaramış olurum:)
Yazı ve bu hatırlatma için teşekkür ederim.
Sevgiler.