"garip bir ağustos tadı damaklarımda
hiç yaz gibi değil bu mevsim
yaz ben gibi değil...
ya ağustoslar bozuldu
ya ağzımın tadı."
Ceyhun Yılmaz
Ağustos ayı deprem yaşayan biz Gölcük'lüler için hüzünlü bir aydır. 17 Ağustos 1999 da meydana gelen, yaklaşık 50.000 kişinin ölümüne, 100.000 kişinin yaralanmasına ve 600.000 kişinin evsiz kalmasına neden olan bu büyük faciayı içinde bizzat yaşayan biri olarak, aradan on üç yıl geçse de unutmam mümkün değil. Ne kadar geçti gitti gibi düşünülse de, hayatın hiç akla gelemeyen sebeplerle, bir anda alt üst olabileceğine bizzat şahit olmak, yok olmaz bir etki bırakıyor insanın bünyesinde.. İnsanlar bir anda yakınlarını, evlerini barklarını yitirebiliyor. Ömür denilen süreçte insan pek çok acıyı bir anda yaşayabiliyor. Bunca yıl geçti ya, depremin sancıları bitti sanma sakın.. Yakınlarını kaybetmekle birlikte halen bürokratik dramlarla uğraşan arkadaşlarım var ne yazık ki.
Okuduğum bir çizgi romandan bahsetmek istiyorum. Yalınayak Gen-Hiroşima'nın Hikayesi. Gene bir Ağustos ayı. Bu kez Türkiye'de değil, Japonya'dayız. Kocaeli'de değil, Hiroşima'dayız. Bir doğa olayı değil de, bir insanlık katliamı... Resimli Roman'ın çizeri Keije Nakazawa. Türkçeleştiren Levent Türer. Tudem yayınlarından çıkan harika bir çizgi roman.
6 Ağustos 1945 sabahı saat 8:15'de Hiroşima'nın 600 metre üstünde atom bombası patlar. Keiji Nakazawa, bombanın patladığı yerden yaklaşık bir kilometre uzakta, ilkokulunun arka kapısındadır. Altı yaşındadır. Korkunç bir rüzgar ve kavurucu bir sıcaklıkla sarsılır. Hayatını okulun beton duvarına borçludur. Annesi sekiz aylık hamiledir. Patlamada evleri yıkılır. Kız kardeşi bu yıkıntı altında kalır ve ölür. Babası ve erkek kardeşi çığlıklar içinde alevlerin arasında kalırlar. Annesi kocasının ve oğlunun çığlıklarını asla unutamaz ve erken doğum yapar. Doğan kız bebek dört ay sonra ölür. Babası bir vernik ustasıdır ve geleneksel boya sanatıyla uğraşmıştır. Nakazawa'nın babası tam bir savaş karşıtıdır ve bu sebeple hapis dahi yatmıştır. Babasının etkisi ile küçük yaşta çizmeye başlayan Nakazawa, ıssızlaşan Hiroşima'da çizgi roman çizerek mutlu olmaya çalışır. 1961 de Tokyo'ya taşınır ve profesyonel çizgi romancı olur. Hastalıkla geçen yıllardan sonra annesi 1966 da hayata gözlerini yumar. Annesinin küllerini almak için, krematoryuma giden Nakazawa, savaşı başlatan Japon askeri kanadını ve bombayı kafalarına atan Amerikalıları asla affetmeyeceğine dair kendi kendine yemin eder. Atom bombası hakkında çizgi romanlar çizmeye başlar. Yeni hikayesi Yalınayak Gen adında bir dizi çizgi roman kitapları olarak yayımlanır. Gen Japonca'da birden çok anlama gelmektedir. Bir şeyin kökü yada başlangıcı, aynı zamanda canlılık ve mutluluk kaynağı demektir. Hiroşima'nın yanmış kalıntıları üzerinde, savaşa ve nükleer silahlanmaya karşı sesini yükselten bir çocuktur Gen. Belki de yazarın kendisidir ve onun hayatıdır. Yalınayak Gen adlı çizgi romanda, hikayenin genç kahramanı Gen, bomba öncesi ve sonrası yaşamlarını, esprili bir dille anlatıyor. Çocuklar için hazırlanmış bir çizgi roman olarak düşünülmemeli. Kesinlikle küçük büyük herkesin okuyabileceği bir kitap. Son derece sürükleyici ve etkili. 1.kitap Gen'in yeni kardeşinin doğumu ile bitiyor. Devamını da mutlaka okunmalı..
140 bin kişinin ölümüne, onbinlerce insanın radyasyondan ağır şekilde etkilenmesine neden olan bu sahici olay, Hiroşima'nın yüzde 60′ını haritadan siliyor. Hiroşima'ya atılan bombadan üç gün sonra da, 9 Ağustos 1945 de Amerika, bu kez Nagazaki şehrine bomba atıyor ve ilk anda 100 bin kişiyi öldürüyor. ABD tarafından Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları, toplamda 360 bin kişinin ölmesine, onbinlerce insanın da kalıcı yaralar edinmesine neden oluyor. ABD, atom bombalarını Japonya'nın 7 Aralık 1941'de Pearl Harbor Limanı’na yaptığı ve 2.400 Amerikan askeri ile 68 sivilin öldüğü baskının intikamını almak ve İkinci Dünya Savaşı’na son vermek için kullandığını açıklıyor. Nükleer silahları kullanmanın hiç bir bahanesi olamaz. Nükleer silah kullanmak ve savaşmak bir insanlık ayıbıdır. Yalınayak Gen, atom bombasını ve sonrasını, bir çocuğun gözünden anlatan harika bir çizgi roman. Yakın dünya tarihini bilmek ve savaşın masum insanlara yaşattığı acıları unutmamak adına bu çizgi romanlar çocuklara okutmalı ve küçük büyük herkes tarafından okunmalı.
NOT: Başlıktaki dize Melih Cevdet Anday'a aittir.
NOT: Başlıktaki dize Melih Cevdet Anday'a aittir.
2011
o günleri unutman ve hiç yaşamaman dileğiyle...
YanıtlaSilgeçmiş olsun
O gün olanları unutmak için kendimi ne kadar zorlasam da, sesler hep kulağımda yankılanıyor. Çevremdekiler deprem hakkında konuşmamaya özen gösteriyor, o gece uyuyamayacağımı biliyorlar çünkü. Değişik bir psikoloji, yaşamayan bilemez, Allah kimseye yaşatmasın.
YanıtlaSil99 depremini çoğunlukla bende hatırlamak istemem.Çok zor günlerdi, ömrüm boyunca unutmayacağım.
YanıtlaSilUnutulmaması gerekenler hatırlanmayan bir anı oldu herkesin yaşamında.Oysa o hataların tekrarlanmaması gereken yanlarından ders çıkarılması lazımdı,en çok bunu unuttuk birde.
Sağol Emrah. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilSuihomesui,deprem adeta bir milat benim için biliyor musunuz? Depremden sonra tuhaf oldum. Tuhaf biriyim artık.Öyle işte.
YanıtlaSilAsortik Krep, Büyükannem ""Rabbim, bilmediklerimizden emin kıl, umduklarımıza nail eyle bizi." derdi.
YanıtlaSilO duayı hatırladım şimdi.