Senelerdir haftada üç gün bizim köydeki aynı spor salonuna gidiyorum. Geçen hafta işten geç çıkınca, spora da geç kalmıştım. Heyecanla arabamı kullanıyordum. Bu sırada aklımdan ne geçiyordu bil bakalım? Murathan Mungan'ın o muhteşem dizeleri... Der ya hani... "Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını.. Takvim tutmazlığını... Aramızda bir düşman gibi duran... Zaman'ı... Daha o gün anlamalıydım... Benim sana erken... Senin bana geç kaldığını..." Hoppala ne ilgisi var şimdi bu güzelim şiirle benim spor dersimin değil mi? İyi de ben hafızama ya da hayallerime hakim olabiliyor muyum ki? Bu dizeler kendiliğinden düşüyorlar belleğime. Geç kalınca spora... Şair de sevgilisinin buluşalım şu saatte notunu geç alıyor ya şiirde... Buluşacakları yere gidemeyince sevgilisini kaçırıyor hani.. Ne bileyim? Sanki ben de elimde not varmış da kaçırmayayım diye koşturuyormuşum gibi hissettim. Kimi mi kaçırmayayım diye? Of, ne fesatsın? Spor kursunu tabii. O gün nedense, artık bu şiirin etkisiyle mi bilmiyorum spora geç kaldım diye nasıl heyecan yaptım anlatamam. Köyde yaşıyorum diye, rahat rahat araba park edecek yer bulurum sanıryorsun değil mi? Nerdeee? Arabamı park etmek için spor salonun etrafında iki tur attım yeminle. Park eder etmez indim arabamdan aceleyle... Spor çantamı kaptığım gibi, spor salonunun kapısından içeriye daldım. Üst katta bisiklete binen, yürüme bandında koşan, ağırlık kaldıranlara elimle bir Sadri Alışık selamı çakıp, hemen alt kata inmek için merdivenlere saptım. Merdivenin ikinci basamağına sağ adımımı indirmiştim ki kalakaldım.
Bir taş misali durdum olduğum yerde. Müziği dinledim. O gün pilates günüydü. İyi de kulağıma gelen ezgiler pilates müziği değildi... Allahım Yarabbim! Bu bir Latin müziğiydi... Sanıyorum o gün hayal kepenklerim sonuna kadar açık olmalıydı ki bu müziği duyunca bir heykel misali merdivende öylecee kalakaldım. Neden biliyor musun? Of, gene bana gülmeni istemiyorum. Şeyyy? En büyük hayalim şeyy benim... Ben Ernesto Che Guevera gibi motorsikletle Güney Amerika'yı dolaşmak istiyorum. Biliyorum, bana "Yok artık bu kadar da hayallerde yaşanmaz! Hele bu yaşta!" diyorsundur.. Hatta ardından koca bir "Pes!" ünlemesi ekliyorsundur... Ne var? Yapamasam bile hayal ediyorum... Gözlerimi kıstım. Kulaklarımı açtım. Usul adımlarla alt kata indim. Gözlerime inanamadım. Pilates yapmıyorlardı da dans yapıyorlardı spor salonundaki arkadaşlarım. Başka bir spor hocası vardı. Şaşırdım kaldım. "Ne oluyor?" diye etrafıma baktım. Artık haftada bir gün latin dansları yapacakmışız. Heyy! Ben bunu duydum ya hangi ara üstümdekileri çıkardım. Nasıl becerdim bilmiyorum. Saniyeler içinde spor giysilerimi giydim. Büyük bir hevesle ve nefes nefese yerime geçtim. Keşke jüri falan olaydı orada. Guiness rekoru kırardım gene valla. Efendime söyleyeyim sonra ben bir başladım latin dansları yapmaya... Görseydin beni, kesinlikle "Nenen mi İspanyol yoksa?" derdin bana... Şimdi her hafta ben bir Güney Amerika ülkesindeyim biliyor musun? Bu akşam Meksika'daydım mesela... Kendimi bir bırakıyorum hayallerimin peşisıra... Oluyor muyum sana Che Guevera'nın kadın versiyonu sonra... Atladığım gibi motorsiklete, müziğin ezgisine takılıyorum... Küba senin... Arjantin benim dolaşıyorum. O memleketlere gidemiyorum diye niye üzüleyim ki... Bak şahane bir fırsat ayağıma geldi. Spor yaparken hayalimin akordunu kuruyorum, marş marş Latin Amerika'ya... Ve Latin müziği eşliğinde memleket memleket dolaşıyorum. Oleeee!
Senin yüzünden Murathan Mungan serisi hazırlamaya başladım.
YanıtlaSilYazılarını seviyorum, fikirlerine güveniyorum.
Daha bir ısınmaya başladım sayende Murathan Mungan şiirlerine.
Sevgiyle :)
Aklına şiirlerden dizeler gelmesi ne güzel...
YanıtlaSilSürprizlere bu şekilde, "dans ederek" karşılık vermen ne güzel...
Cümlelerin, onları birbirine kolaylıkla bağlaman ne güzel.
Pembe Deniz, Murathan Mungan şiir ve deneme kitaplarının hastasıyım.
YanıtlaSilBazı şiirleri var ki, sallar, silkeler, çiviler, sarhoş eder beni. Öyle böyle değil. Herkes aynı hazzı alabilir mi? Almaz elbette. Şiirden haz alan bir bünyeye sahip olmam, Allah'a şükür sebeplerimden biridir.
Eğer Murathan Mungan şiirlerine bir nebze ısınma sebebiysem, kendimi büyükannemin deyimiyle
bahtiyar hissederim:)
Yeni Türkü'nün pek çok şarkı sözünün Murathan Mungan'a ait olduğunu bilirsiniz değil mi? Durun bi... İyisi mi sırf Pembe Deniz için eski bir yazımı yukarıya ekleyivereyim. Geliyor...
Az sonraaa:)
Hande, siz böyle "ne güzel" diye cümlelerinizi bitirince, aklıma Atilla Atalay'ın bir öyküsü geldi.
YanıtlaSil"Negzel Pembe"
Çok güzel bir öyküdür. Okumadıysanız,Mecnun Kuleleri adlı kitabının sondan bir önceki öyküsüdür. Biz şimdi birlikte ne güzel, negzel pembe diyoruz ya, öykü şu ölümlü dünyada, insanın insana yaptığı zalimliklerden ziyade, reklamlardan nasıl etkilendiğimizi kara mizah tadında anlatıyor.
Şu benim hafızam var ya sahiden çok tuhaf bir kutu. Nerden aklıma geldi o öykü şimdi görüyor musunuz? Neyse Hande.
Çok teşekkür ederim. Haydi hep birlikte "Negzel Pembe" diyelim:)
Sevgiler.
Che Guevara 'Tekrar Yollarda' günlüğü vardı elimde. velakin araya başka kitaplar girince okuyamamıştım. yazın sayesinde yeniden aklıma düştü. aldım elime bakalım, Latin Amerika'yı Che'yle gezmek nasılmış ((: hayal etmek güzeldir.
YanıtlaSilPostlarında hayalerinde çok güzel bence hayatı masal tadında yaşayanlardansın sen :)
YanıtlaSilGEB, Che Guevara benim gibi haybeye gezmeyi hayal etmemiş elbette değil mi? Onun hayali büyük.Meselesi olan bir adammış Che... Olsun varsın, onun yolunu izlemek meselesine de bulaşrırır diye hayal etmekteyim ben:)
YanıtlaSilSlince, hayal etmek hoştur sahiden.
YanıtlaSilHer şeyi gerçek dünyada mümkün kılamıyorsak, hayallerimizle yaşayalım bari öyle değil mi? Hem kim söyleyecek bana hangisinin daha sahi olduğunu? Kim bilecek? Masallara inanırım ben:))
Very nice post. I simply stumbled upon your weblog
YanıtlaSiland wished to mention that I have truly enjoyed surfing around your blog posts.
In any case I will be subscribing in your feed and I am hoping you write once more soon!
Also visit my web blog ; seo consultant