10 Ağustos 2012 Cuma

Ve Teras Ve Terasın Akla Düşürdükleri...


"............
bu kavurucu günlerde neden ansızın aklıma düştüğünü sordum kendi kendime.
.........."
Murathan Mungan


Bizim ofis çalışanları için bugün haftanın son çalışma günü.  Ne güzel!.. İşimi elbette seviyorum ama...  Hafta sonu çalışmayacağım ya, ne yalan söyleyeyim, seviniyorum.  Eve erken geldim. Hımm.. Bugün epeyce acıktığımı söylemeliyim. Oruçluyum. Allah günah yazmasın, itiraf etmeliyim ki tüm ibadetler arasında en çok orucu seviyorum...  Nedenini anlatmayayım şimdi. O meselem uzun.  Az önce tuhaf bir şey oldu, onu paylaşmak istiyorum. Bak şimdi. İşten eve dönmüştüm tamam mı? Rutin koşuşturmalar. Akşam yemeği için hazırlanmalar. Ve falan ve filan... Baktım balkonda hoş bir esinti var. Hemen Kafekitap'ın yolladığı kargo kutusunun içindeki kitaplardan birini kaptığım gibi, terastaki  şezlonga attım kendimi.  Ah! Teras diye yazdım ya şimdi... Görüyor musun, aklım  Murathan Mungan'ın Terastaki Havlu adlı şiirine gitti, iyi mi? Du bakayım nasıldı?  "O akşam terastaydık gene. Gün çoktan batmıştı. Çamaşırlar asılıydı, uzaktan şarkılar geliyordu ve kekik kokuları. Nedense her zamankinden başka bakıyordun bana" Yooo... Dalmamalıyım şiirlere falan... Gene şiirlere dalarsam eğer, bilirsin  halim duman olur! Duman! .Neyse...  Elimdeki kitabın  kapağına baktım. Tuhaf bir kapak resmi vardı. Yazarı kimmiş? Milorad Paviç. Ömrümde duymamıştım.  Kitabın adı ise Hazar Sözlüğü'ydü. İşte bu kitap adı ansızın aklıma düştü. Acaba nerede okumuş ya da duymuştum? İnan hatırlamıyorum. Nereden işittiğimi hatırlamasam bile, ilk denk geldiğimden beri, sözlük şeklinde olduğunu düşündüğüm bu romanı çok ama çok  merak ediyordum. Kafekitap'a sipariş verirken, hazırladığım listeye, Hazar Sözlüğü'nü  yazdığımı çok iyi biliyorum. Kitabın rastgele bir sayfasını açtım. Gözümün ilk değdiği cümleleri okumaya başladım.  Ne yazıyordu bil bakalım? "Sözlükçü gözlemlerini yemekten önce yazacak, okuyucu da bunları yemekten sonra okuyacaktır." Hoppala! Yapılır mı şimdi bu bana? Yooo... Şaka mı yoksa? Daha ezanın okunmasına  vardı. Tekrar gözlerimi kitaba diktim. Cümlenin devamını okumaya devam ettim: "Böylelikle, açlık, sözlükçüyü kısa kesmeye zorlayacak, doymuş olan okuyucu da ön bilgileri çok uzun bulmayacaktır."  Yazarın sözünü dinledim Kitabı yemekten sonra okumaya karar verdim. Kapağını kapattım. Kitaptan o anda ayrılamadım da, usulca dizlerimin üzerine bıraktım. Etrafıma baktım. Yalnızca terasta unuttuğum havlu çırpınıyordu rüzgârda. Gün çoktan batmıştı. Tatlı bir ezan sesi geliyordu segah makamında.
 

NOT:Şu cümlenin doğrusu  "Yalnızca terasta unuttuğun havlu çırpınıyordu rüzgârda." dır. Murathan Mungan'ın dizesidir.


12 yorum:

  1. o kitabı tekrar açtığında ne yazacağını çok merak ediyorum :> Allah kabul etsin

    YanıtlaSil
  2. hos bir tesadüf olmus :)

    YanıtlaSil
  3. Yazdıklarınızı ben de yemekten sonra okuyorum. Kitaplardan çıkıp geliveren bu tefavukları pek bir severim doğrusu. Sizinki de çok hoş olmuş. Şu anda siz de yemekten sonra sözlükçünün yazdıklarını okuyor olmalısınız.
    Kelimlerin ahengine sevdalı bu kalfa ayarındaki okuyucuya takip etmesi için tavsiye edeceğiniz bloglar varsa sevinirim.Selamlar...

    YanıtlaSil
  4. Benisev, kitap gizmelerle dolu. Alıp okunmalı:))

    YanıtlaSil
  5. Şafak, bana çok denk geliyor böyle tesadüfler:) Hayat çok şakacı oluyor bazen... Çokk.

    YanıtlaSil
  6. Estağfurullah Bahar Nefesi, benim yazdıklarım tamamen acemilik:)

    Turgut Uyar "Efendimiz acemlik" der. Ve acemilik üzerine güzel sözler söyler...

    Niye böyle der peki:)Durun Hayal Kahvem'e bir ara yazmıştım. Alıp yapıştırayım sizin için buraya..

    "Halbuki acemilik. Efendimiz acemilik. Bir taş alacaksınız, yontmaya başlayacaksınız. Şekillenmeye yüz tutmuşken atacaksınız elinizden. Bir başka taş, bir başka daha.. Sonunda bir yığın yarım yamalak biçimler bırakacaksınız. Belki başkaları sever tamamlar. Ama her taşa sarılırken gücünüz, aşkınız, korkunuz yenidir, tazedir. Başaramamak endişesinin zevkiyle çalışacaksınız."

    Ne hoş değil mi?

    O halde hepimiz "Efendimiz acemilik" demeliyiz. Siz ne dersiniz:)

    YanıtlaSil
  7. Ne diyeyim ! En halis muhlisinden bir "Eyvallah" derim. Amenna efendim amenna... Efendimiz acemiliğin önünde saygıyla eğiliyorum.

    YanıtlaSil
  8. Güzel bir tesadüf olmuş kitabı da merak ettim gerçekten diğer satırlar neler acaba :)

    YanıtlaSil
  9. Slince, ne oldu biliyor musunuz? Dün gece yemekten sonra kitabı elime alamadım. Az önce okumaya niyetlendim ki... Yapamadım.

    Çünkü gene açım:))

    YanıtlaSil
  10. Slince, ne oldu biliyor musunuz? Dün gece yemekten sonra kitabı elime alamadım. Az önce okumaya niyetlendim ki... Yapamadım.

    Çünkü gene açım:))

    YanıtlaSil
  11. Slince, ne oldu biliyor musunuz? Dün gece yemekten sonra kitabı elime alamadım. Az önce okumaya niyetlendim ki... Yapamadım.

    Çünkü gene açım:))

    YanıtlaSil