Hey!.. Yukarıdaki haberi okuyunca nasıl sevindim anlatamam. Sonbaharın gelmesiyle üniversitelerin Edebiyat sempozyumları gene başlayacak demek ki. Ne güzel! Ben bu haberi işlerimin tam da en debdebeli anında okuyunca... Hımm... Gene bana güleceğine eminim. Olsun varsın. Anlatacağım işte. Ben ne olmayı hayal ettim bil bakalım? Hayao Miyazaki'nin şahaseri Cadı Kiki. Cadı Kiki olunca, beni uçuracak süpürgem de olacaktı tabii. Çantamı atacaktım sırtıma... Çantamın içinde müşterilerimin poliçeleri olacaktı ayrıca. Ben uçarak hem müşterilerime uğrayarak işlerimi yapacaktım, hem de sempozyumlara gidecektim. Of, ne hoş hayal bu! Keşke Cadı Kiki olabileydim. Hayali bile güzel valla!..
Ne yalan söyleyeyim, ömrümde ilk kez geçen sene gittim bir edebiyat sempozyumuna. Geçen sene gene bu zamanlardı. Kadir Has Üniversitesi'nde, iki günlük Tezer Özlü konferansı olacağını okumuştum. Ne yapmış etmiş, köyümden kalkmış, Haliç'teki Kadir Has Üniversitesi'nin ilk günkü konferansına dinleyici olmuştum. Nasıl olacağını bilmediğim için, bir gün bana yeter de artar diye düşünmüş, ikinci gün tekrar gitmek isteyeceğimi akıl edemediğim için, ertesi gün işimle ilgili önceden planladığım randevularımı iptal edememiştim. Tezer Özlü Sempozyumunun ilk gününe katılmıştım sadece. Ve bayılmıştım. O kadar sevdim ki bu edebiyat sempozyumlarını, daha sonra duyduğum sempozyumların hepsine, işlerimi ayarladım ve gittim. Yeditepe Üniversitesi'nde düzenlenen Vüs'at O. Bener sempozyumunu, Mimar Sinan Üniversitesi'ndeki Sevgi Soysal, Tomris Uyar, Masumiyet Müzesi Sempozyumlarını tüm merakımla ve iştahımla izlemiştim. Bu hafta gene çok yoğun iş koşuşturmalarım var. Henüz hafta başı... Kadir Has Üniversitesi'ndeki Yusuf Atılgan Sempozyum'una gidebilir miyim emin değilim. Şimdilik "hayal et, olur elbet," demeliyim. Ardından... "Kısmet... Kısmete hizmet!" diye lakırdımı sürdürmeliyim. Du bakalım. Bugün kendimi sempozyumlar cadısı ilan ettim:)
Ne yalan söyleyeyim, ömrümde ilk kez geçen sene gittim bir edebiyat sempozyumuna. Geçen sene gene bu zamanlardı. Kadir Has Üniversitesi'nde, iki günlük Tezer Özlü konferansı olacağını okumuştum. Ne yapmış etmiş, köyümden kalkmış, Haliç'teki Kadir Has Üniversitesi'nin ilk günkü konferansına dinleyici olmuştum. Nasıl olacağını bilmediğim için, bir gün bana yeter de artar diye düşünmüş, ikinci gün tekrar gitmek isteyeceğimi akıl edemediğim için, ertesi gün işimle ilgili önceden planladığım randevularımı iptal edememiştim. Tezer Özlü Sempozyumunun ilk gününe katılmıştım sadece. Ve bayılmıştım. O kadar sevdim ki bu edebiyat sempozyumlarını, daha sonra duyduğum sempozyumların hepsine, işlerimi ayarladım ve gittim. Yeditepe Üniversitesi'nde düzenlenen Vüs'at O. Bener sempozyumunu, Mimar Sinan Üniversitesi'ndeki Sevgi Soysal, Tomris Uyar, Masumiyet Müzesi Sempozyumlarını tüm merakımla ve iştahımla izlemiştim. Bu hafta gene çok yoğun iş koşuşturmalarım var. Henüz hafta başı... Kadir Has Üniversitesi'ndeki Yusuf Atılgan Sempozyum'una gidebilir miyim emin değilim. Şimdilik "hayal et, olur elbet," demeliyim. Ardından... "Kısmet... Kısmete hizmet!" diye lakırdımı sürdürmeliyim. Du bakalım. Bugün kendimi sempozyumlar cadısı ilan ettim:)
Altı nokta körler derneğinin sempozyumlarını da katmalısın bence :)
YanıtlaSilSigorta acentelerinin de toplantılarına bir nevi sempozyum dersek..
Hayatın sempozyum olmuş kardeş sanki :))
Bir ara buluşsak hayal kahvem..
Olduğun gibi katıl komşu sempozyumu düzenlesek.
:)) sevgiler..
anladım diloş, pijama sempozyumu istiyorsun sen:) tamam. pijamalarımı giyip, gelirim hemen:) kahveler benden:))
YanıtlaSil