23 Ağustos 2011 Salı

Bu Gece Yıldızlara Dikkat Ettin Mi Bilmem?


Bazan tahammül eşiğim düşüyor biliyor musun? Nedense günüm günüme uymuyor. Bakma… Bana yapılan katakullilere adamsendeciyimdir aslında. Hissederim bir şeyler mesela... Ne bileyim...  Epeyce gün yaşamışlığım var ya  şu ölümlü dünyada.  Anlarsın... Başa gelen pek çok durum olabiliyor.… Ne yalan söyleyeyim... Vardır tecrübem muhtelif insanlık hâlleri bâbında… Denk gelince… "Benim yok mu kusurlarım?" diye düşünürüm..  Çokkk. Asıl derdim kendimle ya… “Bu sana ders olsun. Aman ha, sen sen ol, sakın böyle vaziyetlere düşme!” derim kendime...  İnsanların  kötü niyetli  bile olsa dalaverelerine aldırmam o nedenle. Olur böyle haller derim demesine ama… Beynimdeki cırcırböceği susmuyor ki… Cır cır da cır cır… Uzatmayayım...  Ne kadar teselli etmeye çalışsam da kendimi...  Gene iyi niyetimin kurbanı olmuştum. Bugün fenaydı vaziyetim.  Sonra beni gülümsetiveren bir öykü aklıma geliverince toparlanmıştım.  Çok şükür, okuyup hafızamın çekmecelerine istiflediğim, hayatımı eşsiz kılan öykülerim, şiirlerim vardır benim.  Neyse… Öyle işte...

Yemekten sonra balkondaydım. Ilık yaz rüzgârı nazlı nazlı esiyordu. Balkon demirlerine dayanmıştım. Avucumla kavradığım  kız belli bardaktan, koklaya koklaya çay içiyordum. Bir an başımı gökyüzüne çevirdim ki... O ne? Of!  Yıldızlar var ya ah o yıldızlar...  Bu gece dikkat ettin mi bilmem... Yıldızlar olağanüstü güzellikteydiler.  Büyülendim. Sarhoş oldum o tiril tiril görüntüden...  Başım döndü...  Elimi uzattım gökyüzüne... En parlak yıldıza “Elimden tut yoksa düşeceğim.” diye seslendim. Dayanamadım sonra… Fırladım sokağa... Yürüdüm… Yürüdüm... Kendimi bizim köyün sahilinde buldum birden... Ayakkabılarımı çıkardım. Elime aldım.  Kumsalda yalınayak yürüdüm. İskeleye çıktım. Tahta iskelenin ucu sıra yürümeyi sürdürdüm. Ağustos böcekleri var ya… Of!.. Ağustos böcekleri  cır cır  ötüyorlardı.  Olur  mu hiç? Ne işleri var deniz kıyısında? Benim bildiğim... Cırcır böcekleri, denize, suya değil; ağaçlara, yapraklara aittirler...  Hey!.. Yoksa öten beynimin içindeki cırcır böceği miydi? Bilemedim. Deniz… Karanlıkta bulanık göründü gözüme… “Tamam!” dedim. “Acele et! Tam vakti....” Bu kez bir şairin dizelerine dayadım sırtımı şööyle...  Şair sözünü her daim hakikat belledim. Şimdi… “Beynimdeki o yaralı cırcır böceğini… Usulca elime alıyorum… O bulanık sulara atıyorum.” dedim kendi kendime… Attım… Oh! Sustu...  Kurtuldum işte... Bitti.   



23 yorum:

  1. Sana bir resim verip hadi yaz.. hikayesini demeli.

    YanıtlaSil
  2. Hımm.. İnandırıcı olmamış belli:)

    YanıtlaSil
  3. Neyse Avram.. Sevindim. İyi bari:))
    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  4. Bayılıyorum sana, mutsuzluğa düşsende, moralini bozsalarda hemen, hikayeler üretiyorsun kafanda , mutsuzluğu silmeye çalışıyorsun sanki. ben tam tersiyim, olan durumun en beter halini düşünürüm, umutsuzluğa kapılırım ve dibe batarım.

    YanıtlaSil
  5. Yaralı cırcır böceğini veterinere götürseydin keşke
    hiho..hiho :)

    YanıtlaSil
  6. Şair sözünü her daim hakikat belledim. ne ne güzel bir sözdür...

    YanıtlaSil
  7. yaşayarak okudum...
    hep şuna inanırım, bir şeyi okurken kafamda eğer bir film yaratıyorsam eğer, o okuduğum şey başarılıdır..
    başarılı!!!

    sevgiler...

    YanıtlaSil
  8. Buket senin o kitaplığının derli toplu halini görüp benim kitaplığımın derbederliği bir kez daha şamar gibi çarpınca yüzüme.. kendime gelemedim henüz haberin olsun..
    ne öykü ne şiir.. hakgetire öyle söliyim yani:))

    YanıtlaSil
  9. dido.. attım.. bitti. ne fenayım di mi?

    YanıtlaSil
  10. Yaşam Pınar'ım.. Siz yaşam pınarımısınız sahiden:)
    Çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  11. İrat, beğenmenize sevindim:)Sağolun.

    YanıtlaSil
  12. Hikayeni çağıl çağıl akan bir ırmak gibi kurgulamışsın. Çok hoşuma gitti arkadaşım.
    Ben kıyılarda takıldım kaldım..o ise aktı gitti yetişemedim. Kalemine yüreğine sağlık.
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  13. Yorum yazmasamda her bir yazınızı okuyorum. Bir şeyler ögrenerek, sizden bir şeyler alarak. Bende içimdeki cırcır böceklerini böyle susturabilirmiyim?

    YanıtlaSil
  14. Oy oy oy! Dilek ne hoş şeyler yazmışsın! Sağolasın:)

    YanıtlaSil
  15. Sahi mi Aslı! Çok teşekkür ederim. Peki, o halde ben de itiraf edeyim. İlgiyle okuyorum sizi:)

    İçinizdeki cıcır böceğine gelince.. Neden olmasın Aslı? Herşey kafada bitiyor öyle değil mi? Yaralı cırcır böceği içinizde cır cır edip can çekişiyorsa.. Hani atları da vururlar ya acı çekmesin diye.. Atın denize.. Bitsin.. Gitsin.. O hesap yani. Bilmem anlatabildim mi?

    YanıtlaSil
  16. Aslı,

    “Beynimdeki o yaralı cırcır böceğini… Usulca elime alıyorum… O bulanık sulara atıyorum.”

    Etiketlere yazmıştım ama gene yazmak ihtiyacı hissettim. Ahmet Erhan'ın bir dizesidir...

    "“Elimden tut yoksa düşeceğim.”ise Attila İlhan'ın elbette.. Yağmur Kaçağı.. Müthiş bir şiirdir.

    YanıtlaSil
  17. Can çekişirse ölücek demektir, kurtulucam demektir, ama hayır hala öyle derin nefes alıyoki, sanki ben ölücekmişim gibi..şimdi bu yazdıgınızı okuyunca kendimi tutamadım ya aglamaya başladım...

    Elimden tut yoksa düşeceğim..Çok iyi bilirim bu şiirini..

    YanıtlaSil
  18. Hey, Aslı... Ağlamak güzeldir:) Ağlamak, ağlayabilmek en insani hallerden biri. Niye ağlamayalım ki... Ağlayalım birlikte...
    Biliyor musunuz, can çekişen cırcırlar suları hiç sevmezler...

    Siz ve ben biraz zenciyiz Aslı… Ne demiş siyahderililer… “Güneş bir gün parlayacak arka kapımda - Bir gün arka kapımda - Ve rüzgar yön değiştirecek - Hüznü üfleyip götürecek.” Bitecek. Teşekkür ederim duygularınızı paylaştığınız için. Bakın bir tıklama uzağınızdayım… Koskoca Attila İlhan haybeye yazmamış ki Yağmur Kaçağı’nı…
    Elini uzat Aslı… Tutacağım… En yürekten hislerimle benden size sevgiler…

    elimden tut yoksa düşeceğim
    yoksa bir bir yıldızlar düşecek
    eğer şairsem beni tanırsan
    yağmurdan korktuğumu bilirsen
    gözlerim aklına gelirse
    elimden tut yoksa düşeceğim
    yağmur beni götürecek yoksa beni


    geceleri bir çarpıntı duyarsan
    telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
    sarayburnu'ndan geçiyorum
    akşamsa eylül'se ıslanmışsam
    beni görsen belki anlayamazsın
    içlenir gizli gizli ağlarsın
    eğer ben yalnızsam yanılmışsam
    elimden tut yoksa düşeceğim
    yağmur beni götürecek yoksa beni

    YanıtlaSil
  19. Sizi neden bu kadar geç buldum ben :) çok tsk ederim çok..

    Ve üzgünüm bendeki yorumunuzu okuyamadım..

    YanıtlaSil
  20. Selam Aslı,
    Akşam korkuttunuz beni biliyor musunuz:) Öyle bir panik oldum ki telefonumu, mail adresimi yazdım yorum hanenize:) Sonra sildim. Ama düşmüş olmalı e-posta kutunuza diye düşündüm:) Neyse.. iyi olmanıza sevindim:)

    Tanıştığımıza da çok sevindim tabii Aslı. Her daim beklerim:))

    YanıtlaSil
  21. Tmm dır :) sizi korkuttugum içinde inanın çok üzgünüm ama duygu patlaması işte. Bazen olurya hani :)

    YanıtlaSil
  22. Olur böyle vakalar:) Dediğiniz gibi.. Bazen olur ya hani:)

    YanıtlaSil