6 Nisan 2012 Cuma

Mutluluğun Paylaşmakla İlgisi Olmalı.


Sanıyorum geçtiğimiz Ramazan ayı günlerinden biriydi. Babamdan dönüyordum. Arabamı hemen evin önüne değil, bir sokak ilerideki çıkmaz sokağa park etmiştim.  Telaş içindeydim. Bir an önce ofise gitmeliydim. Çıkmaz sokağın köşesindeki simitçi  her zamanki yerindeydi.  Simide asla dayanamam.  Kesin akşam simidiydi bunlar… Dumanı tütüyordu çünkü…  Of!.. Buram buram taze gevrek simit kokusuna nasıl içim gitmişti... Oruçluydum. Akşam ezanının okunmasına üç saat vardı. Bünyem çekti bir kere… Görmezden gelemezdim. Simitçi tezgahının önünde  bir süre durup simitleri seyrettim. Yalan söyleyecek değilim. Kendimi alamıyor, imrenerek simitlere bakıyordum. Onu farkettim. O da durmuş aynı benim gibi simitlere bakıyordu.  Gözgöze geldik. Aynı anda birbirimize gülümsedik. Gülünce güneş karası yüzü aydınladı sanki. Sevimli bir yüzü var...  Nasıl zayıf, kuru bir şey anlatamam. Şairin “Çöp gibi bir oğlan ipince” dediği türden… Kafamızı aynı ahenkle simit tablasına çevirdik. Ben simitlere gözümle yermiş gibi baktım. Ona döndüm. “Aç mısın?” dedim. Öyle başını büküp Küçük Emrah pozu vermedi. Sadece sustu ve tekrar gülümsedi. Gülümseyince dudağının sağ yanı, yanağına doğru diğerinden daha fazla kıvrılıyor. O kıvrımın hemen bitiminde minik bir gamze beliriyor. Üstündeki giysiler abisinin olmalı… Renkleri solmuş… Üzerinden dökülüyor. Sırtında boyacı kutusu var. Ayakkabı boyacısı belli. En son ne zaman ayakkabılarımı boyattığımı düşündüm… İnan aklıma gelmedi. Marketlerden satın aldığım süngerlerle işimi gördüğümden beri ayakkabı boyacılarını unutmuşum. Tuhaf!  Hiç mi denk gelmedim? İşim olmayınca farketmiyorum demek ki…  Simitçiden satın  aldığım simidi uzattım.  “Ben yiyemiyorum. Benim yerime sen ye bari.” dedim. Hiç tereddüt etmedi. "Teşekkür ederim" dedi. Aldı. Hemen ağzına götürdü. Kocaman ısırdı. Sırtını döndü.  Şehrimin asırlık çınar ağaçları altında seke seke  yürüdü. Arkasından bakakaldım.  Az ilerledi. Durdu. Başını geriye çevirdi. Bana baktı. Gülümsedi. Minik elini salladı.  Elimi kaldırım.  "Hoşçakal çocuk" dedim.  Aklıma Orhon Arıburnu’nun bir şiiri geldi…

“Ne gam kalırdı
 Ne kasavet
 Bir de simit ağacı olaydı
 Bizim sayılırdı saadet.”

Böyle bir ağaç var mı? Yok tabii… Nedense mutlu bir doygunluk hissettim. Arabama doğru umutla yürüdüm. 

20.08.2011

17 yorum:

  1. ne kadar mükemmel bir yazı..

    YanıtlaSil
  2. Ne kadar güzel yazmışsın. İçimi hem ısıttı hem ürpertti bu satırlar...

    YanıtlaSil
  3. çok iyi bir konu çok iyi bir yazış tarzı.. ne diyeyim. muhteşem.

    YanıtlaSil
  4. Bende o çocukla beraber gülümsedim.İnsanın içinde naif duygular uyandırıyor.

    YanıtlaSil
  5. bazen okuyorum seni,'ne guzel yazmıssın' demek istiyorum.Sonra diyorum ki,belki bı yerden alıntı yapmıstır!
    O kadar guzel yazıyosun yani,soylemesem anlamıcaktın sanki!Neyse uzatmanın anlamı yok,zatan geldi yatma vakti:)

    YanıtlaSil
  6. Hem duygulandım,hem de çocuk mutlu olunca gülümsedim..Ne güzel yazmışsınız.
    Sevgiyle kalın:)

    YanıtlaSil
  7. Selam Semmma, teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  8. Selam Berlin'in Nar Çiçeği, beğenmenize sevindim:)

    YanıtlaSil
  9. Selam Dayatılanla Yaşamak, sahi mi?
    Güzel gören gözler, güzel görürmüş:)

    YanıtlaSil
  10. Selam Zaman!Eriyor, o çocukları çok seviyorum. Çocukluklarını çalışarak yaşayan, emekçi çocuklar onlar..

    YanıtlaSil
  11. Selam Berna B., alıntı yapsam yazmaz mıyım alıntı diye... Yazarım elbette.
    Çok naziksiniz. Teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  12. Selam Noyumberry, eğer yazım dediğiniz gibi duygu geçirebildiyse,
    kendimi bahtiyar hissederim:))
    Sağolun.

    YanıtlaSil
  13. Sevgi her yerde, her şekilde var olabiliyor, sadece üslup değiştiriyor ama bitmiyor. Çok güzeldi çocuğa bakışmanız.

    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
  14. Moria, bazen gözler ne güzel anlaşırlar değil mi? Konuşmaya gerek kalmaz.. Gözler kalbin aynasıdır diye haybeye söylememişler:)
    Sağolun.

    YanıtlaSil
  15. Güzel bir şey yaşamışsın, ama bunu bir de güzel anlatmışsın. İnsanın içini ısıtıyor. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  16. Hey, Şule teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  17. sıcacık bir hikae insanlar artık o kadar duyarsız oldu ki içim ısındı :)

    YanıtlaSil