"ama rastlayabileceğin en yaman düşman kendin
olacaksın daima,
mağaralarda ve ormanlarda sen pusu kurarsın
kendine. "
friedrich nietzsche / böyle buyurdu zerdüşt
friedrich nietzsche / böyle buyurdu zerdüşt
Bu sabah aynaya baktığımda yüzüm hiçç aşina gelmedi bana. Ne fena! İnanır
mısın, aynadaki görüntümden korktum da, avaz avaz "kimsin seeen?"
diye bağıracaktım az kalsa. Başımı yana çevirdim. Sonra korkarak gene baktım
aynadaki suratıma... Bu ben miydim? Bendim elbet... İyi de niye tanışık
olmadığım birini görür gibiydim? Gözlerimi iyice açtım. Aynaya dikkatle baktım. Önce derin derin... Olmadı... Sonra geniş geniş... Hatta enine
boyuna ve de çaprazlama baktım. Emindim. Her zaman aynada gördüğüm ben
değildim. Farklıydım. İyi ama niye kendimi her zamankinden farklı
görmekteydim? Düşündüm... Düşündüm... Bilemedim. Korktum. Ağlamama ramak kalmıştı.
İnsanın kendini tanımaması ne feci!.. Acaba içimdeki zerdüşt mü böyle
buyurmuştu ki? Bakar mısın, adeta en yaman düşmanım kendim olmuştum.
Tamam... Mağarada ya da ormanda değildim. İşte burada... Banyoda..
Nietche'nin dediği gibi, ben mi kendi kendime pusu kurmuştum yoksa bilemedim. Of! Ne
diyordum kuzum ben? Bu saçmalamalar okyanusunda bir kaç kulaç daha atarsam
boğulacağımı hissettim.
Birden yüzümüzde 44 kas olduğunu okuduğum yazı aklıma
geldi. Gülümsedim. İlgimi çeken yüzdeki kas sayısı değildi elbette.
Vücudumuzdaki kasların çoğunun kas kemiklerine bağlı olduğu için hareket alanı
kısıtlıyken, yüzümüzdeki 44 kasın kemiğe bağlı olmaması ilgimi çekmişti.
Böylece yüz kasları serbestçe hareket ediyordu. Yazıya göre bunun sonucunda,
her bir insanın 60.000 kadar farklı yüz ifadesi olabiliyordu. Düşünsene,
yeryüzünde ikizler de dahil kimsenin yüz ifadesi sahiden kimseye benzemiyordu.
Demek ki herbirimizin 60.000 tane ayrı yüz ifadesi vardı. Benim bugün aynada
rastladığım daha önce denk gelmediğim bir yüz ifademdi belki. Ne bileyim?
Yooo... Aklıma gelen bu bilgi beni ikna etmeye yetmedi. Hemen suyu açtım.
Yüzümü bastıra bastıra, ovuştura ovuştura, adeta zımparalaya zımparalaya iyice
sabunladım. Su o aşina gelmeyen suratı silecek, aklımsıra aynada gene bildiğim
beni görecektim. Suyu tekrar tekrar suratıma çarptım. Başımı aynaya doğru yavaş
yavaş kaldırdım. Değişen bir şey olmadı. İdrak edemediğim bir şey dönüyordu
ortada... Şaşkın haldeydim. Yüreğim fena halde darlandı. Tam vesvese içinde
banyodan fırlıyordum ki kalakaldım. Uzman bir psikolog edasıyla tekrar aynaya
baktım.
Du bi... Teşhisimi koymuştum. Senelerdir istiyordum ya...
Artık gönül gözüm açılmıştı demek ki. Ne biliyordum, şimdi aynada gördüğüm,
gözümün gördüğü değil yüreğimin gördüğü en hakiki bendim belki.
Bilirsin... Acemi mankenler vardır ya, podyumda üstündekilerden çok kendilerini
beğendirmeye kalkarlar hani.. O an içimde, nasıl bir pır pır sevinç belirdi anlatamam.
Mimikten mimiğe akortlayarak acemi bir manken edasıyla yüzümü seyrettim.
Yooo... Olmadı... Beğenmedim. Gözlerimde biriken damlalar bir göz
kırpmamla, pıtır pıtır dökülecek diye gözüm açık aynaya bakıyordum ki, aynanın
yanındaki rafta lens kutumu farkettim. Ne sersemim. Her sabah aynaya bakmadan
gözüme geçirdiğim lensimi, bu sabah takmadan aynaya bakınca, demek ki beş
numara miyop gözlerimle kendimi göremedim:)
2012
çok filmsin yaa. bayılıyorum yazılarına..
YanıtlaSilHey! Gülizar sahi mi:)
YanıtlaSil''bir ben vardır…''
YanıtlaSilkendimi aynada gördüm. hiç beklemediğim bir anda, alakasız bir yerde. bir an yansımamı bir başkası sandım, ve fakat o başkası bendi… korkunç olduğu kadar muhteşem bir andı. ancak rüyalarda yaşarsın o hissi. ve o his tüm hisleri üstüste getirir ve tüm hisler o 'ben'e dairdir. bir başkası olsaydı o ben, onu sever miydim? nefret de edebilirdim. aynı ben. ama başkası… dostoyevski'nin 'öteki' adlı romanında, goladkin'in başına gelen tam da bu. diğer goladkin'le tanışır. birbirlerini o kadar iyi anlarlar ki, hemen dost olurlar. fakat sonra, diğer goladkin, bizimkini ortadan kaldırmak için harekete geçer. ve büyük nefret, yani okuyucunun esas goladkin'le birlikte ötekiye duyduğu nefret başlar… nefret sıkışmış sevgidir.kendimi seviyor muyum peki? Kim bilir?
Hımm! Yoksa... "Bir ben vardır bende benden içeru" mu? Kimbilir?
YanıtlaSilNe hoşsun yahu :)
YanıtlaSilEyvallah:)
Sil