"Bir de başka türlü aşk vardır. En zalim olan ve kurbanlarını süründüren aşk. Adı karşılıksız aşktır. Bu konuda bir uzman sayılırım işte. Çoğu aşk hikayesi birbirine aşık iki insanı konu alır. Peki bizim hikayemiz ne olacak? Karşılıksız aşık olanlar, sevipte sevilemeyenler... Biz tek taraflı aşkın kurbanlarıyız. Biz lanetlenmiş aşıklarız. Biz sevip te sevilemeyenlerdeniz. Yaralı olanlardanız. İyi bir park yeri bile bulamayanlardanız."
"Şimdi söylediklerime örnek olan birinin yazısını okuyorsunuz. Üç berbat yıldan beri şu adama aşığım. Hayatımın tartışmasız en kötü yılları, en kötü noeller, en kötü doğum günleri, gözyaşları içinde geçirilen noel arefeleri ve alınan sakinleştiriciler... Bu adama aşık olduğum yıllar ömrümün en karanlık zamanları oldu. Çünkü beni sevmeyen ve asla sevmeyecek birine aşığım. Oh Tanrım onu görmek bile bana yetiyor, kalp atışlarım hızlanıyor, nefesim kesiliyor, tamamen yutkunamaz hale geliyorum."
Sözler - Tamamı aynen The Holiday adlı filmden
Resimler - Zagor çizgi roman kareleri
Ahyakk!
YanıtlaSilSelam Oyumben, "Ahyakk!" sesini okuyunca, gökyüzünde kocaman bir "Ruummmbbleee!" efekti gördüm:))
YanıtlaSilzagoru özlemişim yaa... aşk konusuna gelince aşkın kendisi zaten azap ama karşılıksız aşk dediğin kesinlikle insanın kendi kendisine yaptığı en büyük işkence..
YanıtlaSilKaramba karambita Dayatılanla Yaşamak, başlamadınız mı Zagor okumaya:))
YanıtlaSilBelki de en romantik Zagor sahnesi... Ve Şekspir haklı buluşma noktası veda noktasıdır çoğu zaman... Ve aşk mana verir bir yandan ve mananı ağlatır öte yandan... Ama iyidir duyumunu arttırır insanın...
YanıtlaSil"Sen elmayı seviyorsun diye,elmanında seni sevmesimi lazım?"Diyenlere,ek kontenjandan torpil yaptırarak alt sıralardan taze girmiş biri olarak;
YanıtlaSil"Aşk,zaten onu yaşamaktır.Karşılık beklemek ise bencillik."
Anlayışını(nasıl anlaşılıyosa!)Şekspir,anlamış olmalımıki?
"Yolculuklar aşıkların buluştuğu yerde sona erer." Lafını etmiş.
Ooffff.Ne biliyomki ben? Öyle aklıma geldi yazdım işte.
Selam İstanbul, sahiden hoş bir çizgi roman karesidir. Tabii ben karedeki orijinal sözleri değiştirdim:)
YanıtlaSilOf, Casswa ne iyi yapıp hatırlattınız, Nazım Hikmet'in o güzeller güzeli şiirini. Durun ben tamamını alayım buraya.. Konuya örnek teşkil ediyor zira...
YanıtlaSilTeşekkür ederim:)
Tahirle Zühre Meselesi
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Nâzım Hikmet
Hadi Şekspir anlaşılmadı, öyle anlaşılıyor, hadi hem uzak, hem İngiliz diyelim ve Fransız kalınmış diyelim, hadi ben de anlaşılmadım ki, buna hiç şaşırmam:) Ama ya Aşık Veysel, o bu toprağın ozanı ne demişti "Kavuşamazsın aşk olur!" yani o da aşık maşuk ya da aşık aşık ya da öyle zannedenler buluşunca biter diyor, yoksa başka bir şey mi demiş ? Sevgiler...
YanıtlaSilSelam İstanbul, niye anlaşılmadığınızı düşündünüz acaba?
YanıtlaSilZaten bu yazıdaki vaziyet tam sizin anlattığınız gibi:)Sevgiler.