Dostlar beni bir kazana koydular
Kırk yıl yandım daha çiğsin dediler
Ölçeğimi gram gram verdiler
Bir kantarda tartamadım ben beni
Kırk yıl yandım daha çiğsin dediler
Ölçeğimi gram gram verdiler
Bir kantarda tartamadım ben beni
(Mahsuni Şerif)
Öğretmen kardeşimin okulu tatil olduğundan beri görüşememiştik. Benim işlerimin yoğunluğu, kardeşin şehrin uzağındaki sahil kasabasındaki, o şirin yazlıklarına gitmeleri nedeniyle, epeydir bir araya gelememiştik. Cumartesi günü çocuklarını bırakıp, şehre geleceğini söyleyince, "Hey! Birlikte iftar yapalım öyleyse," dedim. "Olur ablam, yapalım." dedi. Muzip muzip güldü. "Belki Sultanahmet'e götürürsün sen beni" dedi. Tamam. Yıllardır "Bir gece iftarı Sultan Ahmet'te yapsak, camide namaz kılsak" diye hep konuşurduk. Ama bu hayalimizi hiç gerçekleştirememiştik. İyi ama... Şimdi mi? Bu sıcakta yani... İstanbu'a... Hem de Sultan Ahmet'e öyle mi? diye aklımdan geçirmiştim... Cuma akşamıydı. İş çıkışıydı. Açtım. Susamıştım. Yorgundum. Kardeşi kıracak bir şey söylemek istemedim. İki kere öksürdüm... "Du bakalım... Yarın ola, hayrola," dedim. Ertesi gün... Durup dururken bir enerji geldi üzerime... Akşam üzeri... Şapkamı kafama taktım. Çantamı sırtıma attım. Kardeşimi kaptığım gibi bil bakalım ne yaptım? Ver elini İstanbul!.. Yaa.. İster inan ister inanma... Hiiiç... Sıcak mıcak demedik... Biz kardeşle kafa kafaya verip, bi güzel İstanbul'a gittik. Arabayı Kadıköy'e bıraktığımız gibi... Atladık vapura. "Estirir de ada vapuru estirir" der ya şair... Elbette bindiğimiz ada vapuru değildi. Karaköy vapuruydu. Olsun varsın... Vapur karşı kıyıya yol aldıkça, dalgalar bembeyaz köpüklendi... Harbiden rüzgâr, estirdikçe estirdi. Ohh!.. İçime, dışıma iyice depoladım esintiyi. Ah!.. Melih Cevdet Anday söyler hani... "Bir çift güvercin havalansa... Yanık yanık koksa karanfil... Değil bu anılacak şey değil... Apansız geliyor aklıma." İs - tan - buuul'dayıımm! Öyle işte... Anlayacağın keyfimiz kekaydı çok şükür!.. Vapurdan inince, Galata Köprüsü'nde yürüdük biz kardeşle...
İstanbul o kadar güzel görünüyordu ki... Kim ne derse desin... Hastasıyım şu beldenin... Şair olasım geldi... Melih Cevdet Anday'ın şiirindeki gibi seslendim kendime... "Çık benim şair tabiatım çık orta yere..." dedim. "Fakir güzelinden söyle... Hasret ateşinden çal... Çal şöyle benim derdimi sevdalı sesinle." Hımm... Ömründe bir satır şiir yazmamışım, şimdi yazacağım öyle mi? Nerdeee? Ne kadar gayret etsem, şiir yazmayı beceremezdim tabii... Neyse... Kardeşimle... Bu kez atladık tramvaya.. Ver elini Sultan Ahmet!... İyi amaa... Allahım!.. Buuu!... Bu kalabalıktı neydi böyle! Bütün dünya insanları burada bir araya gelmişlerdi de, ramazan ayının yüzü gözü hürmetine adeta kardeşlik ilan etmişlerdi:) Anlatılacak gibi değil inan ki...
Sultan Ahmet'te bir akşam üstüydü. İftar saatiydi. İğne atsan yere düşmezdi. Ortalık tam bir ana baba günüydü. Memleketimin insanları... Çoluğunu, çocuğunu, anasını, babasını, eşini, dostunu, arkadaşını -ya da benim gibi kardeşini- yemeğini, suyunu, sofra bezini kapan, koşmuş gelmiş. Sultan Ahmet'i, Ayasofya'yı ruhuna manzara yapmış... Yayılmış, serilmiş yerlere... Bu muazzam kalabalığı görünce, gözlerimize inanamadık, şaştık kaldık yeminle... Sonra biz de daldık bu insan seli arasına... Hemen yemek yiyebileceğimiz bir yer bakındık. Feleğin kıyağı, Ayasofya'nın eteğindeki bir lokantada iki kişilik yer bulduk. Bangır bangır ezanlar eşliğinde orucumuzu açtık. Güle oynaya yemeğimizi yedik. Mübarek Sultanahmet Camii'nde namazlarımızı kıldık. Sonra o sokak senin bu sokak benim dolaştık. Eski Bizans garnizonu olduğu söylenen, kale kalıntıları arasındaki kafede şerbetimizi, çayımızı, kahvemizi içtik. Çıtır çıtır gelmişten geçmişten muhabbet ettik. Kardeşle bir ramazan akşamı Sultanahmet'te... Yaradana şükrettik.
gecen haftada ben oradaydım harıka bı ıftardı,herkes o manevı havayı yasamalı:)
YanıtlaSilNe kadar guzel oluyor degil mi sultanahmet ramazanda? Biz de gecen hafta gittik gece yarilarina kadar suren bi kalabalik, binbir turlu lezzet...
YanıtlaSilBiricit, gitmeli ramazanda Sultanahmet'e sahiden. Gidip, yaşamalı o manevi havayı:)
YanıtlaSilEvet, Adsız güzelmiş! Keşke adınızı da lütfetseydiniz:)
YanıtlaSilkardeş gibisi yok ne keyifli bir gün olmuş sizin için, fotoğraflarda harika gidemeyenlere gitmiş kadar olmaları için ..sevgiler
YanıtlaSilKendimi sizin yanınızda hissettim :) Yıllar önce gittiğimde bu kadar kalabalık değildi.
YanıtlaSilTeravih çıkışında, Sultan Ahmet Camii'nin yapılışı ile ilgili tiyatro sanatçılarının seslendirdiği ışıklı bir gösteriyi Camiinin bahçesindeki sandalyelerde seyretmiştik.
Çok etkileyiciydi.
Allah kabul etsin...
Kardeş candır sahiden Büşra. İyi ki doğurmuvermiş anacım kardeşimi:)
YanıtlaSilSevgiler benden..
Rabia keşke yanımızda siz de olaydınız:) Eyvallah, teşekkür ederim yorum için.
YanıtlaSilRabia keşke yanımızda siz de olaydınız:) Eyvallah, teşekkür ederim yorum için.
YanıtlaSilRabia keşke yanımızda siz de olaydınız:) Eyvallah, teşekkür ederim yorum için.
YanıtlaSilfotodakiler siz misiniz ?
YanıtlaSilŞapkalı ben, o güzeller güzeli de benim kardeş:)
YanıtlaSil