9 Ağustos 2011 Salı

Ah! O Afacan Rüzgâr Yok Mu?


 
Du bi... Dilimin ucunda inan ki... Du... Tamam... Bak şöyleydi... "Rüzgâr çıktı. Bir çocuk başı gibi oynak, afacan bir rüzgâr."  Anlatımın güzelliğine bakar mısın?  Yok, ben bu yazarın tam manasıyla hastasıyım. "Etrafında güneş kadar temiz, ay kadar donuk sessizlik var." Sana bir şey söyleyeyim mi, eğer Sait Faik hayatta olsaydı, yeminle kapısının önüne serilirdim. Öyle böyle değil yani... Benim vaziyetim tam manasıyla fanatiklik hali. Misal bu ya, aynı bir futbol takımının gözü kara taraftarı olmak gibi. Biri maçlarını kaçırmaz takımının, diğeri öykülerini okumadan duramaz sevgili yazarının. Bu bir çeşit hastalık... Besbelli. Evet, hastasıyım ne yapabilirim yani? Nerden geldim  şimdi bu konulara durup dururken? Bugün arkadaşım Oya'nın doğum günüydü. Dilek'le sabahtan bir program yaptık. İşten sonra önce Dilek'i sonra Oya'yı alacağım. Birlikte sinemaya gideceğiz. Sonra iftar saati İzmit'te yeni açılan İspanyol lokantasında yemek yiyeceğiz.Şahane!



İştee... Tam ofisten çıkmıştım.  Arabama bineceğim tamam mı? Akşam üzeri demeyeyim de tam yaz ikindisi vakti.... Nasıl yumuşacık ama afacan mı afacan bir rüzâr esiyordu anlatamam. Hey! İşte o  rüzgârı hissedince tenimde, ben bir kuş olmak istemedim de... Bil bakalım ne olmak istedim? Bak, söyleyeceğim ama... Lütfen bana gülme... Ne dedim kendi kendime biliyor musun? "Şimdi bir uçurtma olsam. Şuradan gökyüzüne havalansam! Önce Dilek'in  sonra Oya'nın camının önünde salım salım salınsam!" Hey, düşünebiliyor musun, Dilek'le Oya'nın halini? Beni uçurtma olarak görseler acaba ne düşünürlerdi? İşte o anda aklıma Sait Faik'in Uçurtma adı öyküsü geldi. Der ki Sait Faik "Gök bahtiyar, rüzgâr, kırkanç, güneş hasretle dolu; uçurtmalar birer çocuk ruhludur." Ne güzel! Ben uçurtma olduğumda, arkadaşlarım da kuş olsalardı misal...  Yükseklerde uçan birer kuş! Kanatlarını germiş, gölgelerinin düştüğü yerden bi haber  kuşlar. Uçurtmayı gagalarlar mıydı? Ya da ufacık birer kuş olsalardı! Ufacık bir kuş, uçurtmayı acaba nereden seyrederlerdi? Çınarların üstünden mi? Yoksa yukarlardan atmacalardan korkmayarak daha yukarlardan, uçurtmanın üstünden mi? Tam o anda kendimi bir uçurtma, Dilek ve Oya'yı birer kuş gibi hayal edince ben... Hatta ovada nilüfer ve taş köprüler. Gök, kırık, titrek, bulutlar içinde. Hey, uzak, beyaz bulutlar gibi titrek, kırık göğüslü Değirmendere çocuğu! Rüzgâr çıktı, başım gibi oynak, afacan bir rüzgâr. Uçurtmanı çıkar. Uçurtmanın tam vaktidir. İşte ben bu vaziyette önce kırtasiyeye uğradım. Akabinde Dilek'i ve  Oya'yı evlerinden aldım. Bindiler arabaya... Bende ses yok. Sanki yaramazlık yapmış ya da yapmaya niyetlenmiş bir çocuk gibiyim, anlatabiliyor muyum? Tuhaf bir mahcubiyet çöreklenmişti üzerime... Önce  Oya "Hayrola, nedir bu sesizlik?"  ardından Dilek... "Ne var senin kafanın içerisinde?" dedi. Baktım Dilek ve Oya'ya.. O kadar güzellerdi ki! Arkadaşlık ne hoş  şey! Bizimki yılların dostluğu. Kardeş gibiyiz artık yani. Dellendim ya bir kere... Arabayı dağlara dağlara vurdum. Sonra bir kenara çekip durdum.  "Bu gün Oya'nın doğum günün ya hani..." dedim. Oya "Evet, doğum günüm." dedi.  Gözlerimi afacan bir çocuk gibi devirdim. "Uçurtma aldım. Uçuralım mı?" dedim ve arabayı çalıştırıp yola devam ettim. Bir aralıktan çocuk gölgeleri yağmaya koşarlarken, benim yolum da akşam alacası içinde ipi kesilmiş mor bir uçurtma gibi, büklem büklem kıvranarak uzaklara, uzaklara... sessiz bahçeliklere doğru düşüyordu... Vallahi benim kabahatim değil. O afacan rüzgâr yok mu? Ah, o afacan rüzgâr! Aklımı başımdan aldı tabii... Bugün Oya'nın doğum günü aşkına... Üçurtma olduk biz. Üçümüz... Harikuladeydi.




NOT: Koyulaştırılmış cümleler Sait Faik'in Uçurtma adlı öyküsünden alıntılanmıştır.





20 yorum:

  1. ben ispanyol lokantasında takıldım:) nerde , nasıl ??

    YanıtlaSil
  2. Şeyy.. Buket, şimdilik müzikle idare etsen:) Sonra.. Du bi.. Anlatırım İspanyol Lokantasını bir ara belki:))

    YanıtlaSil
  3. ucurtma ne guzel gozukuyor gokyuzunde :(

    YanıtlaSil
  4. Harika bir anı :) Arkadaşınızın doğum gününü en içten şekilde kutlarım. Eminim daha önce hiç bu kadar değişik ve eğlenceli bir kutlama almamıştır :)

    Bu arada yazar fanatikliği, futbol fanatikliğinden bin kat daha iyidir ;)

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. kızımla yaz bitmeden uçurtma uçurmalıyız. ahh bu tembel babamız yok mu bizim :)

    YanıtlaSil
  6. Ahhh! Çocukluğum geldi aklıma....

    YanıtlaSil
  7. eskiAcik, selam.. uçurtmalar her daim güzel gözükürler:)afacan bir rüzgarın peşi sıra.. ne güzeldirler.. teşekkürler.

    YanıtlaSil
  8. sağol mit.. ileteceğim oya'ya:)
    yazar fanatikliği vaziyeti bende feci.. feci:))

    YanıtlaSil
  9. nilhan niye babayı bekliyorsunuz ki.. kızınız ve siz.. hemen ucurtma işine girişmelisiniz:)

    YanıtlaSil
  10. begonviili ev, çocukluğu yakalamanın vakti.. uçurtma vakti yani:) bir ikindi üzeri illa ki.. afacan bir rüzgârın peşi sıra belki:))

    YanıtlaSil
  11. Ben daha hiç uçurtma uçurmadığımı fark ettim...

    Oya'nın da doğum günü kutlu olsun, ne güzel senin gibi içindeki çoçuğu yaşatan bir dosta sahip...

    Sevgiler,

    Bengi

    YanıtlaSil
  12. Selam Bengi, hemen uçurtma edinip uçurmaya ne dersiniz? Kim demiş uçurtma çocuk işi diye:)

    Ya da benim gibi yapın.
    Hayal edin Bengi..
    Balkona çıkın..
    Afacan rüzgarı teninizde hissedin.
    Sonra istediğiniz renkte bir uçurtma olduğunuzu hayal edin:)
    Hayal etmenin yaşı yok ki..
    Canınız ne yapmak ne olmak istiyorsa hayal edin. Hayal etmek en büyük özgürlük:))
    Deneyin.
    Önceleri kendinizi tuhaf hissedebilirsiniz. Sonra garanti veriyorum bayılacaksınız:) Sonraaa.. Tuhaf olduğunuzu kabulleneceksiniz. Şahanedir.
    Şiddet içermeyen bir şiddetle tavsiye ederim. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  13. doğum günü çocuğu OYA...9 Ağustos 2011 22:30

    yaşasınn iyiki doğmuşum,senin uçurtmana kuş olup konmuş,salına salınaa uçmuşşş uçmuşummm =))...evettt arkadaşlık harika bi şey..arkadaş boşuna denmiyor,ARKA-TAŞ tan geliyormuş..hani arkanı yasladığın,güvende hissettiğin durum..hep var ol emiii =))...

    YanıtlaSil
  14. Ben hala uçurtma olup göklerdeyim.
    Kuşum.. havayım..bulutum.
    Soğuk sularla paralel giden sıcak su akıntısıyım
    yüksek tepelerden tozuyarak düşen şelaleyim.
    Dört yapraklı yonca..kırmızı uğur böceğiyim.
    İyiki doğdun Oyacığım..
    Vildancığıma organizasyon fikri için teşekkürler.
    Yarın yine kutlayalımmı??? :))
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  15. Hop dedik Oya..
    Taş mı diyorsun yoksa bana:))
    Canımsın. İyi ki varsın.
    Seni çok seviyorum ben!

    YanıtlaSil
  16. Dilek, in aşağıya:) Sen uçmaya devam ediyorsun galiba..
    Bu akşam benim kardeşle sözleştik.
    Önce çocuklarla Şirinler'e gideğiz.
    Sonra iftar yemeği yiyeceğiz.
    Katıl bize, sana uyarsa..
    Haydi, bekliyoruz:)

    YanıtlaSil
  17. Hım..şirinler ha. Uyar benim yaşıma.
    İniyorum salına salına.
    Uç uç uğur böceğiydim ya..
    Konuyorum cocukların koluna.

    YanıtlaSil
  18. UgurBÖCEgi,
    Sepet sepet yumurta..
    Beni cepten aramayı unutma:)

    YanıtlaSil
  19. hı hııı sana TAŞ dedimm canım.=)... taş sağlamdır,kolay kırılmaz =).haaa canın maraz çıkartmak istediyse onada varımmm,uçutmamı aldım gidiyorum işteee =))küsss(me)...sevgilerimleee..

    YanıtlaSil
  20. Oya,
    Darılırsan küserim..
    Gözlerinden öperim:)

    YanıtlaSil