12 Şubat 2011 Cumartesi

Cem Karaca ve Öykülü Şarkılar -1


Bu ay Cem Karaca ile ilgili bir yazı yazmaya hep niyetlendim. Nedense bir türlü becerip Hayal Kahvem’in beyaz sayfalarına uygun bir yazı dökemedim.  Cem Karaca gene böyle bir şubat ayında dünyamızı terk etmişti.  Aslında  Cem Karaca şarkılarıyla  ömrü geçen benim gibi  hayalperest  bünyeye, biliyordum ki  Cem Karaca şarkılarıyla yazı yazmak  yeni hayali kurgular yaptırabilecekti.

 
Misal bu ya, lise yolunda  bir kız hayal edebilirim belki. Şimdiki liseli kızlar gibi değil ama bu kızın   saçları yandan  iki örgülü. O vakitler başka türlüsü yasaktı çünkü. Üzerinde lise forması, sırtında okul çantası... Karanlık kış sabahları nerdeyse gün ışımadan evden çıkıyor. O çocuk… Hani  ispanyol paça pantolonlu, uzun saçlı çocuk var ya…  Her sabah kızın  peşine düşüyor. Üstelik çocuk bıkmadan usanmadan son on gündür bunu her sabah yapıyor.   Kız önde... Erkek kızın peşisıra  okula kadar yürüyorlar.  Kız evden çıkıp yürümeye başlar başlamaz; çocuk, işitenin içini acıtan neşeli bir sesle  kıza  arkadan bir şeyler duyurmaya çabalıyor. Sesi nasıl etkili anlatamam. "Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar... Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar... " diye Cem Karaca'nın o güzeller güzeli  şarkısının kendine uyan dizelerini  söylemeye  başlıyor.  Kız  umursamaz görünüyor.  Aklısıra belli  etmemeye çalışıyor. Fakat hissediyorum yüreği küçük bir kuş kanadı gibi pır pır ediyor! Bu kez  farkedilmediğini  sanarak nasıl olduysa sesli gülüyor. Çocuk  kızın gülüşünü işitiyor.  Cesaretlenip kızın tam yanına geliyor. Eyvah! Kız çocuğun yanına  geldiğini farkedince başını ona doğru çevirerek gözlerini  koca koca açıyor. Alev püsküren endişeyle  çocuğun gözlerinin içine buğulu buğulu  dalıyor.  Çocuğun gözleri ise delice yalvarıyor. Çocuk bu kez Cem Karaca’nın başka bir şarkısını söylüyor.  "Gecenin nemi mi düşmüş gözlerine? Ne olur ıslak ıslak bakma öyle. Saçını dök sineme, derdini söyle. Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle.” Kız  böyle durup bakışmanın  pek hayra alamet olmayacağını anlıyor.  Önüne dönüp, hızla  yolunda yürümeye devam ediyor. Kız okul bahçesinin kapısından girerken çocuk ardından sesleniyor: "Durdu zaman.. Durdu dünya.. İçeri girdi kapıdan... Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan"  Kız tam arkasını dönüp çocuğa bakacakken okul  arkadaşlarıyla denk geliyor. Kızın etrafı kalabalık artık. Kız geri dönüp bakmaya utanıyor.  Çocuk hiç çekinmeden gene yapacağını yapıyor. Bu kez sesini yükselterek son darbeyi vuruyor. “Sürerim buluttan tarlaları, yağmurlar ekerim göğün göğsüne... Güneşte demlerim senin çayını, yüreğimden süzer öyle veririm."  Of, ne güzel dizeler değil mi? Şimdi sevdiği kızın peşine düşüp şarkı ya da şiir söyleyen erkekler kaldı mı ki? Sana bir şey söyleyeyim mi? İnan bana, yazmaya oturduğumda Cem Karaca ile ilgili hiç böyle bir yazı yazma niyetinde değildim. Bambaşka bir yazı düşlemiştim. Ne bileyim?  İçsesimden aynen böyle döküldü kelimeler. Değiştirmedim. Yoo.. Daha fazla devam edemeyeceğim. Hayali yazımı burada keseceğim. Doğal olarak bu durumda  “ Acaba kızla çocuğa sonra ne oldu?” diye merak eden olabilir. Bilmem... Çocuk insanın  iliklerine işleyen korkunç bir kederle kıza bakarak bir ara denk getirip resmini vermiş olabilir.  "Bir gün belki hayattan, geçmişteki günlerden, bir teselli ararsan, bak ozaman resmime." demiştir belki. Kim bilebilir?

3 yorum:

  1. Gecenin nemi mi düşmüş gözlerine
    Ne olur ıslak ıslak bakma öyle..
    Saçını dök sineme derdini söyle
    Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle..

    Sürerim buluttan tarlaları
    Yağmurlar ekerim göğün göğsüne
    Güneşte demlerim senin çayını
    Yüreğimden süzer öyle veririm...

    Hoş sözler adına rahmetle analım Cem Karaca'yı...

    YanıtlaSil
  2. 'Hiç bir kadın hiç bir erkeği ve hiç bir erkek hiç bir kadını bu biçim sevmedi'

    Hikayeyle o eşsiz sözlerin buluşması muhteşem olmuş...
    Yüreğinize sağlık..

    Ayrıca Cem Karaca'yı da anmış olduk..
    Ruhu şad olsun..

    YanıtlaSil
  3. Selam Sisi ve oFeLya, Cem Karaca'yı bu vesileyle andık, hatırladık. Teşekkürler yorumlarınız için.

    YanıtlaSil