Şimdi hava böyle soğuk ve karlı olunca... Canım ne istedi biliyor musun? Sıcacık bir memlekete yolculuk etmek... Bu gece... Yemek işim bitince... Isınamadım nedense... Güzelcene çay demledim. Kız belli bardağa koyduğum çayı yudumlaya yudumlaya çalışma odama geçtim. Kocaman pembe polar sabahlığımı üzerime geçirdim. Hakkını vermeliyim... Bu sabahlık, kaç mevsimdir ilgimi bekliyordu kim bilir? Onu şımartmalı, neşelendirmeliydim. Canım ya... Sabahlığıma iyice sarındım, sarmalandım. Ne yalan söyleyeyim sevindiğini hissettim.
Sana bir şey söyleyeyim mi, benim fani bedenim ömründe bir kez olsun Meksika'ya gitmedi. Ruhum ise... Ohoo... Saymadım ama defalarca gitti. Üstelik ne pasaport gerekti ne vize... Paralarım da kaldı cebimde... Şimdi niyetine girdim. Gene Meksika'ya gideceğim. Nanananoom... Önce Latin müziği dinleyeceğim, akabinde ve detayında fotoğraflarını eklediğim Robert Rodriquez'in filmleriyle seyahat edeceğim. Meksika'lıdır kendisi. Meksika hakkında ne öğrendiysem Robert Rodriquez'in filmlerinden öğrendiğimi söyleyebilirim.
Böyle artist gibi göründüğüne aldanmamak lazım. Robert Rodrigez oyuncu değil, o bir yönetmen. Sevdiğim filmlerin yönetmenidir kendisi. Desperado, Bir Zamanlar Meksika'da ve Ustura adlı filmleri sözgelimi. Sanıyorum çizgi roman seven biri olarak Robert Rodrigez'in filmlerine kayıtsız kalamadım. Çünkü onun seyrettiğim tüm filmlerinde çizgi roman tadı aldım.
Heyy... Ben Meksika'ya gitmekten vazgeçtim. Sin City'e gitmeye karar verdim. Sin City'yi seyretmeyen fanilere acırım yani o kadarını söyleyeyim. Bu yazıyı yazarken şimdi ne düşündüm biliyor musun? Bir kadın seyirci olarak Robert Rodrigez filmleri bana her daim iyi hisler geçirmiştir. Sanki onun filmlerindeki iyi veya kötü en önemli karakterler kadınlardır. Mart ayına girince... Kadınlar günü diye diye yer gök inletilince... Tevekkeli değil hafızam Rodrigez'i aldı getirdi karşıma demek ki... Soğuk... Yolculuk... Meksika... derken... Vardım mı kadınlara hakkını veren bir yönetmenin filmlerine... Misal bir yazı yazmaya başlıyorum... Valla ben bir şey yapmıyorum. Yazı kendiliğinden akıyor kendi mecrasında... Bu gece... Ne bileyim? Böyleyken böyle...
Bu şarkı hep içimi ısıtır benim :D
YanıtlaSilEvet Handan... Latin müziği ve dansları insanın içini fokur fokur fokurdatır:))
YanıtlaSil