Sabah işe gitmeden önce kitaplığımın yanından geçerken Orhan Pamuk'un İstanbul adlı kitabı gözüme çarptı. Aldım yerinden ve kokladım önce. Baktım 2004 yılında okumuşum.Sonra rastgele açtım bir sayfa. Kitabın 11.bölümü çıktı karşıma. Hani "Dört Hüzünlü Yazar" bölümü var ya. Kitapları okurken,ilgimi çeken cümlelerin altını kalemle çizerim ben. Bu bölümde de çizdiğim cümleler var. Ama son paragrafındaki cümlelerin tamamının altını çizmişim hiç acımadan. Sayfanın canı acır mı acaba kalemin ucundan? Bence acımaz! Bence kitap, beğendiği cümlelerin altını çizen okuyuya minnet duyar. Hele benim gibi okuyucuya. Ellerim, koklarım,okurum, çizerim...Bazen de bazı cümleleri sesli okurum...Bütün saydıklarım yetmez. Kulağım da duysun isterim.
A.Şinasi Hisar Yahya Kemal
Orhan Pamuk'un kitabının "Dört Hüzünlü Yazar" başlıklı bölümünün son paragrafında şunlar yazmaktadır: "Hatıra yazarı Abdülhak Şinasi Hisar, hakkında bir kitap yazdığı arkadaşı şair Yahya Kemal,onun öğrencisi ve sonra yakını romancı Ahmet Hamdi Tanpınar ve gazeteci-tarihçi Reşat Ekrem Koçu,bu dört hüzünlü yazar, bütün hayatları boyunca yalnız yaşadılar, hiç evlenmediler ve yalnız öldüler. Yahya Kemal dışındakiler ölürlerken eserlerini istedikleri gibi tamamlayamadıklarını,kitaplarının parçalar halinde yarıda kaldığını ya da istedikleri okuru bulamadıklarını da acıyla hissediyorlardı.İstanbul'un en büyük ve en etkili şairi Yahya Kemal ise, hayatı boyunca kitap yayımlamayı zaten reddetmişti." Kitabın bu satırlarını okuyorum ve bloğumda bu değerli yazarlarımız hakkında yazı yazmaya karar veriyorum. En kısa zamanda!
Hem Yahya Kemal hem de Tanpınar hakkındaki yazılarınızı büyük bir merakla bekliyoruz.
YanıtlaSilHımm! Üzgünüm ama Reşat Ekrem Koçu ile başladım.
YanıtlaSilUmarım ilginizi çeker:)