13 Mart 2009 Cuma

Masum Değiliz Hiç Birimiz!

Açtığım beyaz büyük zarfın içinden çıkan, antetli kağıtta: “ İl Kadın Girişimciler Kurulu Üye’si olarak seçildiniz. Toplantımıza davetlisiniz.” diye yazıyordu. Bu cümleleri okuduğumda iki sebepten rahatsızlık hissettiğimi hatırlıyorum. Neden “İl Girişimciler Kurulu Üyesi” değil de “İl Kadın Girişimciler Üyesi” oluyor muşum? İkincisi benim onayım alınmadan nasıl böyle bir kurula seçilirim?

Sonra düşündüm ve karar verdim ki, ne olursa olsun bu davete icabet etmem en doğrusu olacaktı. Gittim. İyi ki gitmişim. Şimdi şehrimdeki benim gibi kendi işlerini kuran, onları tanımaktan memnuniyet duyduğum, şahane girişimci kadınlarla birlikte gönüllü işler yapıyoruz. Yaptığımız işler hep kadınlarımızın girişimciliğini arttırmak, önlerindeki engelleri kaldırmak, girişimcilik ruhlarını ortaya çıkarmak ve desteklemeye yönelik çalışmalar.

İnsan haklarına saygı duyulan bir ailede ve ortamda yaşıyorsanız eğer, kadınların ciddi sıkıntılarından bihaber olabilirsiniz… Yada fazla ehemmiyet vermeyebilirsiniz. Kadınların çilesinin, sadece mizah dergilerinin yada sinema veya tiyatroların öyküsü olabileceğini düşünen kişilerin bile mevcut olması mümkündür. Eğer meleketimizde çeşit çeşit kadın dergileri, muhtelif kadın dernekleri,televizyonda bangır bangır kadın programları, kadın matineleri hatta kadından sorumlu devlet bakanı bile varsa kadınlar daha ne ister öyle değil mi? Demek ki bu memlekette kadınlar için her şey düşünülmüş işte!

Eğer duruma bu aynadan bakarsak, ülkemizin kadınlar için güllük gülüstanlık bir cennet olduğu düşünülebilir. Oysa ,maalesef durum hiç de göründüğü gibi değil. Türkiye’de her 3 kadından 1’inin şiddet mağduru ve her 5 kadından 1’inin okuma yazma bilmediğini öğrenmenin insanı çarpması gerekiyor. Bu nedenle bloğumda zaman zaman AÇEV'de gönüllü öğretmenlik yapan arkadaşım Oya Usta'nın yaptıklarını yazmaya, okuma yazma kursuna gelen 18-65 yaş arasındaki kadınlarımızın düşüncelerini aktarmaya çalışıyorum. Okuma yazma haklarından mahrum kalmakla, kendilerini nasıl körden beter hissettiklerini ben kulaklarımla duydum. Bloğuma gözünü iliştirip bu yazıları okur da benim de katkım olur mu diye düşünen kadınlarımız varsa ki olmali, belki kadın destekçilerimiz çoğalır ve bloğumun bu yönle bir faydası olur diye yazmaya çabalıyorum.

Bugün Güldünya Şarkıları cd sini aldım. " Albüm adını, gencecik yaşında aile içi şiddete kurban edilen Güldünya Tören'den almış. Ailesinin istemediği bir gençle birlikte olan Güldünya, İstanbul'da sokak ortasında kurşunlandı. Ölmedi ve ağır yaralı hastaneye kaldırıldı. İki ağabeyi hastaneye gittiler ve Güldünya'nın işini bitirdiler. Sevilecek, koruncacak yaşta böyle bir töreye kurban edilince Güldünya, tüm ezilen,aşağılanan, şiddet görenlere adanmış. Ajda Pekkan'dan, Sezen Aksu'ya, Nilüfer'den Nazan Öncel'e, Zuhal Olcay'dan Rojin'e kadar şöhretli şarkıcılar şarkı söylemişler Güldünya adına tüm şiddet görenler için...

"Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, Avrupa'da fırtına kopmasına sebep olabilir." se eğer, her bir bireyin şiddeti önlemek adına yapılacak her konuya duyarlı olması ve çaba sarfetmesi gerekmektedir diye düşünüyorum.

Eller günahkar / Diller günahkar / Bir çağ yangını bu bütün / Dünya günahkar /

MASUM DEĞİLİZ HİÇ BİRİMİZ!

1 yorum:

  1. canım arkadaşım,hani hemen hemen hepimizin duymuş olduğu denizyıldızı hikayesi gibi,sen,ben,bizler,cocuklar, kadınlar,erkekler herkesin bir kurtaracağı , denizyıldızı olduğunu düşünüyorum...... İSMİ GÜLDÜNYA,DÜNYASI GÜLMEMİŞ İLGİNÇ TESADÜF!!!!!

    YanıtlaSil