Kendini geliştirmek isteyen artık dil kursuna veya tenis kurslarına gitmese de Marlene Dietrich'in nasıl olup da diğer kadınlardan daha güzel görünebildiğini tartışsa kadınlar mesela.. Böylece güzel kadın olmaktan ziyade, "atmosfer mimarı" bir kadın olmanın daha kıymetli olduğunu anlabilseler bu kurslarda.. Humphrey Bogart'ın neden Casablanca'nın son sahnesinde İngrid Bergman'la gitmediğini anlatmalı insanlara, kendini geliştirme kurslarında.. Şimdi dünyanın bir yerlerinde çocuklara ölüm kalım savaşı verir gibi kerat cetveli ezberletiliyordur illa ki.. Hatırlasana ne zorlanırdık okullarda.. Çocukların korku ve endişe dolu yüzlerini aklına getirsene.. Sonra o yüzün yıllar sonra başına gelecekleri düşündükçe.. Ece Temelkuran'a hakveriyor insan.. "İnsanlık artık, yeni çocuklar için yeni hukuklar yapmalı." Yaaa.. "Yeni insanlık için yeni dersler neymiş.. İcat çıkarmayın," diyorsun ya, böyle şeyler işte..
27 Ağustos 2010 Cuma
Yeni İnsanlık İçin Yeni Derslere İhtiyacımız Var..
Ece Temelkuran'ın "Yeni İnsanlık İçin Yeni Dersler" başlıklı bir yazısı vardır.. Lütfen "Yeni insanlık için yeni dersler mi? Haydi ordan? Gene yeni yeni icatlar çıkarmayın!" deme.. Çok severim bu yazısını.. Sadece kafa açıcı bir yazı değildir üstelik.. İnsanın yüreğinin kapılarını da açar sonuna kadar.. Bak şimdi.. Diyelim ki insanlık yeni baştan kurulacak.. Diyelim ki yeni bir hukuk inşaa edilecek.. Hımm.. Ece Temelkuran'ın dediği gibi öyle bir şey yapalım ki insanığın yeni mevzuatında "kalbi cürümlere" de yer verelim ne dersin? Sevip de en olmayacak zamanda çekip gidenler, işyerindeki entrikalar, dostluklarda yenilen kazıklara, selam verince almayanlar, söz verip de gelmeyenler; her birinin cezası olsa mesela.. Ezik ya da enayi gibi hissettirenlere tazminat davası açabilabilse keşke.. Eğer yeni okullar kurulacaksa ve erkekler ile kızlara ayrı müfredatlar uygulanacaksa, bari oğlan çocuklarına kızların kafa karışıklıkları anlatılsa.. Kız çocuklarına da erkeklerin onları nasıl anlayamayabileceklerinden söz edilebilse.. Müzik derslerinde bazı şarkılardan söz edilmeli mesela.. İlla sözetmeli hem de.. Hani dinleyince aptal cesareti yaratan şarkılar.. O şarkılardan korunmayı öğretmeli.. Anlarsın ya.. O cesaretle telefon etmemeyi ya da mailler yazmamayı öğretmeli.. Pişman olacağı şeyler yapmamayı.. Yaparsa da ertesi gün pişman olmamayı uygulamalı ders olarak göstermeliler tüm öğrencilere.. Öfkelendiğinde boğazında düğüm olan cümle nasıl söylenir? Ağlama gelip de böğrüne oturduğunda ses titremeden nasıl konuşulur? İşyerinde birine aşık olursa işi çamurlaştırmadan nasıl halledilir? Bu gibi işlere de baksalar yeni üniversiteler daha iyi olmaz mı sence? Tabii bir de master programları olmalı daha karmaşık konular için.. Mesela "Daha az sevdikçe daha çok seviliyormuş gibi yapmak nasıl becerilir?", "Kalbin tamirinde nelerden faydalanılabilir?" gibi başlıklar olsa yeni akademik tezlerin ne dersin?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu yazıyı barındırdığı fikirleriyle birlikte cok beğendim. Elerine sağlık. Derslere hemen başlanmalı bence. Bu dersler için yaz okulları açılmalı hemde :)
YanıtlaSilÇook beğendim çoookkk!!
Tamam.. İlk hangi kursla başlayalım istersin? Sen var ya "atmosfer mimarı" kadın nasıl olunur?
YanıtlaSilOnun kursunu önce bana vermelisin:))
Çok haklısınız.Binbir şirinlikle kurla kendisine aşık edipte, sonra selam bile vermeyen(ler)den, yolu gösteren(ler)den ve "bundan sonraki hayatında başarılar dilerim" diyen(ler)den, kalpliymiş gibi görünen bilinen kalpsiz(ler)den hesap sorulabilse mesela... değil mi?
YanıtlaSilYalan aşk
yalan aşk.. tam da anlattığınız gibi işte.. aynen öyle.. söyledikleriniz kalbi cürümlere giriyor..
YanıtlaSilacaba saydığınız her bir kalbi cürüm için ne ceza vermeliyiz? şimdi hep birlikte bunu düşünmeliyiz:)
sevgiler..