İtiraf etmeliyim ki geçen yıl merak sarıp türkülerin menzilinde dolandıkça yakın takibe almıştım Neşet Ertaş'ı... Hele bir ara Neşet Ertaş'ın "Gönül Dağı" şarkısını sürekli arka arkaya dinlemeye başlayınca, Neşet Ertaş'ın babasıyla ilgili okuduğum bir hikaye aklıma gelmişti. Hikaye 20. yüzyılın başlarında geçiyor. Ve biliyoruz ki "Dünyalılar hiçbir yüzyılda 20.yüzyılda çektiği kadar acı çekmedi." 20. yüzyılın ilk yarısı tamamen savaşlarla geçmişti. İşte gene o savaş yıllarını hayalimizde canlandıracağız şimdi. Memleketimizdeyiz. Anadolu'dayız. Savaşın bin bir türlü hallerinden biri olan, savaştan kaçan, savaş cephelerinden dağların karanlıklarına gizlenen asker kaçaklarının durumunu hayal edeceğiz. Kendilerini aramaya çıkan askeri birliklere yakalanmamak için oldukları yerde sessizce bekliyorlar. Neşet Ertaş’ın ailesi Kırşehir'liymiş. Bu bölgedeki dağlarda asker kaçakları olduğu duyulmuşsa, askeri birlikler dosdoğru Neşet Ertaş'ın babasının dayısı olan Bulduk Usta'ya giderlermiş. "Haydi bakalım, al bağlamanı gel bizimle," derlermiş. Dağda görünmez bir köşeye otuttururlarmış Bulduk Usta'yı. Otutturduktan sonra da, vurup sazın tellerine türkü söylemesini isterlermiş. Bulduk Usta'nın öyle olağanüstü, öyle yürek titreten bir sesi varmış ki, sazını çalıp türkü söylemeye başladığında, dağ taş türkü olurmuş. Bu sesin güzelliğine kimse dayanamazmış. Bu sesin güzelliğine dayanamayan asker kaçakları da adeta hipnotize olmuşcasına yerlerinden çıkar, gizlenmeyi unutur, birer birer Bulduk Usta'nın bulunduğu yere doğru yürümeye başlarlarmış. Eee... Yürümeye başlayınca da tek tek yakalanırlarmış.
Bulduk Usta, Neşet Ertaş'ın babasının dayısı. Neşet Ertaş memleketimizin en değerli bağlama ustası, türkü derleyicisi ve kendine has türkü söyleyen sanatçılarından biri. Ben o günlerde, özellikle Gönül Dağı'nı dinliyordum ya Neşet Ertaş'tan döne döne... Gönül Dağı'nı döne döne dinledikçe, yüreğimi titretiyordu bağlamanın sesi. Bu durumda içimdeki kuytuda gizli kalmış, yıllardır saklanmış bağlama çalma hevesi yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamadı mı? Eyvah!.. Evet, Eyvah, ne olacak benim sonum diye düşünmüştüm önce... Sonra Kocaeli Belediyesi'nin bağlama kursu duyurusu, bu hevesimin ortaya çıktığı günlere tam denk gelince... Haftada bir gün iki saat bağlama kursuna devam etmiştim. Ara vermiştim yaz gelince. Şimdi haber bekliyorum. Kurs açılır açılmaz başlayacağım gene kısmetse...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder