Şimdi benim canım var ya, nasıl tatlı çekti anlatamam sana... Hımm... O halde, bugün seninle birlikte şöyle şahanesinden bir sütlü tatlı yapalım mı, ne dersin? Tavuk Göğsü mesela. Hakikisi değil, çakma tavuk göğsü olacak ama... Hem yapımı çok kolay, hem de malzemesi her evde vardır mutlaka. Zararlı mıdır? Kilo mu aldırır? Yoo.. Dur bakalım orada! Benim yaptığım yemeklerin zararlı olması ve kilo aldırması mümkün değil ki! Sırlarımı vereceğim. Dinle şimdi...
1 kilo süt ile 1 paket vanilyayı tut bir kenarda. Başka? 2 parmak tereyağ, 1 bardak un, 1.5 bardak toz şeker. Yağ, un, şeker. Bu üç malzeme için doktorlar "Çok zararlıdır, aman ha yemeyin!" derler. Derler de ayıp ederler. İnan ki haksızlık gibi gelir bana. Hiç kıyamam ben onlara. Hiiçç! Bu nedenle ne zaman yağ, un, şekeri aynı yemekte kullanmaya kalksam, başlamadan evvel, bir tören düzenlerim mutlaka. Nasıl mı? Bak, şöyle: Önce geniş metal tası takarım başıma. Kendimi mutfağın kraliçesi farzederim. Sonra yağ, un ve şekeri alırım karşıma, herbirini önümde diz çökmüş asilzadeymiş gibi hayal ederim. Sonra uzun bıçağı alırım avucuma, - atalarımdan miras kalan kutsal bir kılıçmış bu bıçak güya - her üç asilzadenin, üç defa dokunarak omuzlarına: "Mutfağımın kraliçesi olarak, sizi şövalye ilan ediyorum! Bundan sonra insanlığa zararlı mikroplarla ve kötü duygularla savaşacaksınız!" derim.
Şimdi söyler misin lütfen, şövalye ilan edilen 3 silahşörler, yani yağ, un ve şeker artık zarar verebilir mi insana? Veremezler! Çünkü şövalyeler kötülük edemezler. Bilakis vücuttaki zararlı mikroplar ve hastalıklarla mücadele ederler. Hatta gerekirse emir veririm , fazla kilolarını bile eritirler! Savaşçıdır onlar, savaşçı! Dinleyip de söylenenleri, zararlı yiyecekler deseydim her üçüne birden, baştan kaybedecektim. Bense kutsayıp, yüceltince, üstüne bir de şövalye ilan edince yağ, un ve şekeri, kötülüklerle mücadele edecek 3 savaşçı kazandım. İşte doğrusu da bu zaten! Tamam, şimdi gönül rahatlığı ile tavuk göğsünü yapacağım. Bak şimdi...
Önce yağı erittim bir tencerede, 1 bardak un ekledim. Olsa, bir kaşık nişasta koyacaktım. Yoktu 1 kaşık daha un ekledim. Unu biraz çevirdim yağın içinde, 1.5 bardak toz şekerini ekledim. Tamam 3 silahşörlerin işi bitti. Bir dördüncü kişi daha var aslında bu hikayede. Bilirsin canım, Dartanyan! Haydi sütü de Dartanyan yaptım. Dartanyan'ı da 3 silahşörlerin yanına kattım. Bir paket vanilya ekledim. Karıştıra karıştıra, muhallebi olana kadar pişirdim. Ocağı kapattım.
Muhallebi kıvamına gelen karışımı, 5 dakika kadar mikserle çırptım. Çırparken hamurun üzerinde oluşan helozonlara baktım. Bu arada hayal dünyama dalmışım: 3 Silahşörler hikayesinin başında, Artos, Portos ve Aramis kızgındırlar ya Dartanyana. Düelloya davet ederler Dartanyan'ı hani... Tam düelloya başlayacakken, Kardinal'in adamlarının saldırısına uğrarlar da, Dartanyan da 3 silahşörler tarafı olur ve düşmanlara karşı bizim silahşörleri korur ya, hatırladın mı? İşte bu olaydan sonra, düşmanlıklarını unuturlar, dördü can ciğer arkadaş olurlar. Ben bunları hayal ederken bir baktım, süre dolmuş. Hemen çırpmayı kestim. Bir cam tepsiyi ıslattım önce, sonra muhallebimi içine döktüm. Bir kenara soğumaya bıraktım ki, kulaklarıma inanamadım şöyle bir ses duydum: "Birimiz hepmiz için, hepimiz birimiz için! " Aman, ne mutlu oldum. Soğuyunca, üzerine o leziz kokulu tarçından döktüm! Tamam! Bitti işte!
Bak, ayıplama beni lütfen, olur mu? "Yok artık, kendi pişirdiğini kendi methediyor" deme... Ama ne yapabilirim, şahane oldu pişirdiğim tavuk gögsü gene. Of, bu tatlıyı özellikle maç akşamları yaparsam eğer, bizim evin trübünlerindeki misafirlere ikram ederken, emir veriririm bizim şövalyelere: "Lütfen, sükünet verin yenilenlere!" derim. Hemen, özellikle yenilen takımın taraftarlarının ellerine bir parça tavuk göğsü veririm. Bu tatlıyı yiyenler, takımı yenilmesine rağmen ne derler biliyor musun? "Birimiz hepimiz için! Hepimiz birirmiz için! Yenilmek nedir ki? Maksat spor olsun, sizin takıma da, bizim takıma da helal olsun!" derler! Yaa! Emir verirsem eğer 3 silahşörlere, fanatikleri bile olmayacak yerde mutlu ederler!... Afiyet olsun!
Film gibi yemekler serisi devam ediyor sanırım :)
YanıtlaSilBir de yemek temalı "yemek gibi filmler" serisi yapsan nasıl olur? Mesela Julie&Julia , No reservations? aklıma gelenler şimdilik bunlar.
diet yemekler serisi olur bence çok güzel. :)
YanıtlaSilSelam jane jones,
YanıtlaSilhımm.. diyet yemekleri serisi öyle mi? hep birlikte düşünelim bari:))
sevgiler...
Selam Oburcan
YanıtlaSil"yemek gibi filmler" hoş bir başlık olmuş.. Durun ben eski bir yazımı bulayım bari.. portakal şurubu tadında film miydi neydi:)) Arşive bakayım bi:)) Sevgiler...