Bu fotografta iki sevdiğim var. Biri öğretmenim Mehtap Hoca. Diğeri Mehtap Hoca'nın elindeki benim bağlamam. Gönül. Evet, Gönül koydum bağlamamın adını. Geçen yıl, yüreğimin kuytusunda bunca zamandır gizli kalmış bağlama çalma hevesi ayan beyan kendini belli edince, üzerine Kocaeli Belediyesi'nin ücretsiz bağlama kursu denk gelince, beni kim tutabilir? Haftada bir gün iki saat bağlama kursuna devam ettim. Ben gecikmiştim tabii.. Kurs aylar önce başlamıştı. Kursa misafir öğrenci olarak katıldım. Bağlama kursuna ilk gittiğim günü hiç unutmam. Ofiste ogün gerçekten çok işim vardı. Ben kursa vardığımda, ders çoktan başlamıştı. Ben zaten koştura koştura geldiğimden sınıfın kapısında nefes nefese kalmıştım. Çok heyecanlıydım. Bu yaştan sonra bağlama çalmaya heves etmiştim ya, biraz da utanıyordum ne yalan söyleyeyim. Ayrıca o anda gözümüm önünden hep bağlama çalan erkekler geçiyordu. Aşık Veysel, Neşet Ertaş, Özay Gönlüm... Bağlama ile kadını bir türlü özdeşleştirememiştim. Bağlama erkek sazıydı sanki.. Bir kadının elinde bağlama nasıl dururdu ki? Kapıda böyle karışık düşüncelerle bir süre kalakaldığımı hatırlıyorum. Geri dönsem mi? İçeri girsem mi? Ne yapsam? Sonra bir cesaret açtım kapıyı... Girdim içeri... Heyy! Bağlama dersinin hocası bir kadın değil miydi? Aaa! Sonradan adını öğrendiğim Mehtap Hoca elindeki bağlamayı akort yapıyordu. Allahım... Bir kadın bağlama öğretiyordu. Ne güzel! Ellerimi amen yapar gibi göğsümün önünde birleştirdim. Sessizce “özür dilerim.” dedim. “Dert etme” der gibi başını salladı. Yerime geçtim. Oturdum. Allahım Mehtap Hoca nasıl güzel bir türküyü çalıp söylüyordu! Dinledikçe tüylerim diken diken olmuştu. Hem bağlamanın sesi hem de türkünün nağmesi nasıl çarptı silkeledi beni anlatamam... "Lambada titreyen alev üşüyor... Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban..." Vay canına sayın seyirciler!.. Nasıl damardan bir türküydü bu böyle. Dinledikçe resmen içimi acıtıyordu. Aynı şeker kırığı gibi... "Tabiblerde ilaç yoktur yarama... Aşk deyince ötesini arama... Her nesnenin bir bitimi var ama... Aşka hudut çizilmiyor Mihriban..." "Allahım, zamanı geldiyse şimdi ölsem... Ölsem gam yemem, inan ki yemem" diye aklımdan geçirmiştim...
Bağlamanın sesi şeker kırığının dile batması gibi yüreğime batıyordu. Off! Nasıl acıtıyordu... Ama türküyü dinledikçe... dinledikçe... Şeker eriyor... eriyor... Türkünün bitimiyle acı usulca sona eriyordu. Bağlamanın sesi ve türkü bana aynen böyle bir his geçiriyordu. Daha önce hayatımda hiç duymadığım yeni bir histi bu. Eğildim elimdeki bağlamamın kulağına… Dedim ki usulca “İyi ki vazgeçip dönmemişiz gerisin geriye Gönül! İyi ki! Türkülerin meziline girelim bir hele… Bakalım ne hisler öğreneceğiz türkülerle!” Şimdi Mehtap Hoca ile kursumuz başladı gene. Bu kez en baştan başlıyorum. Geçen sene heybeme koyduğum türkülerim var. Bu yıl hem onları geliştireceğim hem yeni türküler öğreneceğim. Sonra gelip Hayal Kahvem'e olan biteni döktüreceğim... Bağlamanın sesi var ya... Off! Nasıl bir şey bu Allahım! İnsanın yüreği titrer mi? Ben şahidim. Titriyor inan ki!
Bağlamanın sesi şeker kırığının dile batması gibi yüreğime batıyordu. Off! Nasıl acıtıyordu... Ama türküyü dinledikçe... dinledikçe... Şeker eriyor... eriyor... Türkünün bitimiyle acı usulca sona eriyordu. Bağlamanın sesi ve türkü bana aynen böyle bir his geçiriyordu. Daha önce hayatımda hiç duymadığım yeni bir histi bu. Eğildim elimdeki bağlamamın kulağına… Dedim ki usulca “İyi ki vazgeçip dönmemişiz gerisin geriye Gönül! İyi ki! Türkülerin meziline girelim bir hele… Bakalım ne hisler öğreneceğiz türkülerle!” Şimdi Mehtap Hoca ile kursumuz başladı gene. Bu kez en baştan başlıyorum. Geçen sene heybeme koyduğum türkülerim var. Bu yıl hem onları geliştireceğim hem yeni türküler öğreneceğim. Sonra gelip Hayal Kahvem'e olan biteni döktüreceğim... Bağlamanın sesi var ya... Off! Nasıl bir şey bu Allahım! İnsanın yüreği titrer mi? Ben şahidim. Titriyor inan ki!
artık geri dönüş yok :)o, sen gitmek istemesende ayakların gidecek ,hayatının en güzel anları olacak biliyorum ,bende udumda ilk onları hissettim ,hala kursumu özlüyorum ,ah ne güzel ne keyifli zamanlar onlar kendinle başbaşa kalıyorsun sazınla kalınca ,çok güzel bir karar iyiki geri dönmemişsiniz ,
YanıtlaSilİyi insanların karşısına hep iyiler çıkarmış.Şimdi diyeceksiniz ki size de ne oluyor ama bana ne söylüycem işte... Sizi de hocanız Mehtap Hanımı'da, bağlamanız Gönül' ü de, Mihriban türküsünü' de çok sevdim.
YanıtlaSilAyrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban
Sevdiğim Mihriban
Hey HK, biliyor musunuz benim en sevdiğim türküdür Mihriban... Özellikle Musa Eroğlu yorumu. Hadi siz de dinleyin :))
YanıtlaSilhttp://www.dailymotion.com/video/xbdsan_musa-erolu-mihriban_music
Sevgiler
belki gönül'le gönül dağı'nı çalarsınız.lise yıllarında gitmiştim bağlama kursuna,ama teller parmaklarımı acıtıyor diye vazgeçmiştim.kimbilir belki beni yüreklerndiren bir öğretmenim olmadığı için de vazgeçmiş olabilirim.öğretmen çok önemli.
YanıtlaSilMerhaba Dikiş Dersi,
YanıtlaSilBeni gönüllendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Ud öğrenmek zor olmalı. Nasıl güzel çalabiliyor musunuz bari:)
Bir şeyi öğrenmek ne zor şeydir:) Bağlama çalmayı öğrenmek de kolay değil elbet... Öğreneceğim inşallah. Şimdilik fena gitmiyor. Tek sorunum var, bağlamanın sesi bende tuhaf bir şekilde ağlama duygusu uyandırıyor. Hep hüzünlü türküler öğreniyoruz sanıyorum ondan... Geçecek herhalde değil mi bu halim? Yoksa tutamayacağım kendimi iki gözü iki çeşme bağlama çalacağım. Adım ağlak bağlamacıya çıkacak:)
Şaka bir yana samimi yorumunuz için tekrar teşekkürler.
Kalp kalbe karşı derler Aylardan Şubat... İnsan karşısında kendisini görürmüş:) Eyvallah sağolun, o iyilik sizin...
YanıtlaSilBu hafta "gam" kelimesi üzerine azıcık kafa yordum. Aslında ne çok kullanıyormuşuz. Bakın bu türkünün içinde de var. Şöyle...
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu aşkı GAMI
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban
Sevgiler A.Ş...
Sizin de Mihriban'ı sevdiğinizi öğrenmek mutlu etti beni. Size bir şey söyleyeyim mi, Musa Eroğlu'nu ilk kez bağlama kursuna başladıktan sonra dinlemiştim biliyor musunuz? O kadar uzaktı türküler ve türkü söyleyenler bana... Ne fena!
YanıtlaSilSonra Mehmet Barlas ve Oğuz Haksever'in NTV radyoda cumartesi sabahı yayınlanan Makam Farkı programında dinlemiştim. Nasıl damardan etkiliyordu... İnanılmaz... Ve haydi bakalım düşersin Musa Eroğlu'nun peşine bu kez:) Ne yapalım, insan hayatında böyle sonradan keşfettiği durumlar, duygular olabiliyormuş...
Hayat hayrete düşürüyor insanı... Öğrenmenin yaşı yokmuş sahiden...Bakalım daha neler öğreneceğim:))
Yorumunuz için çok teşekkür ediyorum.
Sevgili HK,
YanıtlaSilbende sizin gibi yeniden bağlama kursuna başlıyorum. 2 yıl aradan sonra, nerdeyse herşeyi unutmuş olarak hemde. geçen gün tamburayı aldım elime, hiç, hiç bir şey kalmamış aklımda. Akordunu yapayım derken, nerdeyse tellerini kopartıyordum... Meğer alt teldeki sesi, en üst tele akort etmeye çalışıyormuşum :) İnsan bu kadar mı unutur, değil mi?
Fekat sizin bağlama ile, bendeki bağlama biraz farklı sanırsam. Bizde fazladan 4 tane daha perde var galiba... Sizin bağlamada onları nereye sıkıştırmışlar acaba :)
Selamlar :))
Daha ötesi var mı bu satırlarınızın üzerine...
YanıtlaSilBağlama ve bağlanmak. Arasındaki GÖNÜL bağı. İşte hepsi bu.
Ne mutlu size.
Sevgiler
Heyy, TC nasıl sevindim anlatamam.. Demek siz de tekrar bağlama çalmaya başlıyorsunuz.. Bayıldım bu haber Tomrukcan... Ne iyi!
YanıtlaSilHımm.. Sanırım uzun bağlama çalmayı öğrenmek çok daha zormuş. Kısa ve uzun bağlama kurs saatleri ayrı mesela... Hem öğrenmesi hem de dediğiniz gibi perde yerleri farklı... Sanırım sesleri de farklıymış. Eeee! İyi oldu bu haber. Şimdi ben bir hırs yaparım TC yi geçecem diye.
Çalarım da çalarım:)) Şaka bir yana Tomrukcan inanın çok sevindim. Atilla Atalay, Murathan Mungan ve Zagor'dan sonra bir müşterek yönümüz daha oldu... Yaşasınnn...
Selam Newbahar
YanıtlaSilHiç aklıma gelmemişti. Haklısınız.
Bağlama... Bağlanmak... Gönül... Gönül bağı..
Çok teşekkür ediyorum.
Sevgiler.
bende tam bir bağlama hastasıyım, içimde öyle bir öğrenme isteği varki tarifi mümkün değil, ama kendime söz verdim şu ahir ömrümde bağlma çalmayı öğrenmeden ölmiycem.
YanıtlaSilama önce bir iş sahibi olup,askerliğimi yapmam lazım.
ondan sonra vur gardaş sazın teline ...
Oktay, bende var ya, bütün müzik aletlerine merak var. Sadece müzik aletlerine olsa iyi sanatın her dalına deli oluyorum. Fakat Mevlam bir nebze sanatından serpmemiş ne yazık ki. Sanıyorum hamurumu yoğururken demiş ki "Sen sanat yapma, sadece sanata hayran ol. Çilen bu olsun." Sanat seven bir ruh sahibi etmiş ya beni.
YanıtlaSilDaha ne diyeyim? Eyvallah, Mevlam ne eylerse, elbette güzel eyler.
Umarım çalarsınız bağlama Oktay.
Vurursunuz gardaş sazın tellerine:)