20 Mayıs 2012 Pazar

Bir Film Ve Bir Romanla Biyoloji Dersi



DERS: Biyoloji
KONU: İç Organlarımız (Aşk Nerede Hissedilir?)
Okul hayatımda en sevmediğim derslerden biri de Biyoloji'ydi. İyi ama biyoloji dersinin  günlük hayatımda işime yarayacağını  hiç kimse bana söylememişti ki. Aşık olmanın ve aşk acısı çekmenin biyolojiyle ilgisi olduğunu bilseydim... Ne bileyim bir biyoloji öğretmeni derste bunu söyleseydi, kitabı yutar  gibi okurdum sözgelimi. Bak şimdi... Aşağıdaki konuşmaları Luc Besson'un o şahane Leon adlı filmindeki Mathilda'yla Leon arasında geçen muhabbetten aldım. Filmin senaryosunu da Luc Besson yazdığına göre, bir bildiği var ki böyle yazmış, öyle değil mi? Koskoca yönetmene inanmayacak mıyız yani? Baksana aşkın vücuttaki anatomik yerleşimini tam olarak belirtmiş.
- Leon, sanırım sana aşık oluyorum. Bu başıma ilk defa geliyor.
- Mathilda, daha önce hiç aşık olmadıysan, bunun aşk olduğunu nerden biliyorsun?
- Çünkü hissediyorum.
- Nerende hissediyorsun?
- Karnımda. Sıcacık. Daha önce hep yumru olurdu. Ama artık geçti.





DERS: Biyoloji
KONU:  İç Organlarımız Ne İşe Yarar (Aşk Acısı)
Neymiş efendim... Aşkın bir bünyeye yerleştiği  karındaki yumrunun gitmesinden hissedilirmiş. Peki... Aşk acısının biyolojik tarifi nasıl acaba? Bu kez Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi'ndeki tutkulu aşık Kemal'in anlatımının bir özetini vereceğim. Bak şimdi...  Kemal'e göre... Aşk acısının en yoğun olduğu başlangıç noktası midenin sol yanının yukarı kısmıdır. Acı güçlendiği vakit göğüs ile mide arasına hemen yayılıverir. O zaman gövdenin yalnız sol kısmında kalmaz, sağa da geçer. Aşk acısı çeken kişi sanki içine bir tornavida ya da kızgın bir demir sokulmuş içerden kanırtılıyormuş hissine kapılır. Sanki mideden başlayarak bütün karında keskin asitli sıvılar birikmekte ve sanki yakıcı ve yapışkan küçük deniz yıldızları iç organlara yapışmakta gibi hissedilir. Kemal'e göre aşk acısı şiddetlendikçe hacmi genişleyerek artan acı alna, enseye, sırta, hayallere, insanın her yerine vurur, boğar gibi sıkıştırır. Bazan göbekte tam göbek çukurunun etrafında, sanki bir yıldız şeklinde birikir. Asitli sert bir sıvı gibi boğaza, ağza dolup öldürecekmiş gibi korkutur, oradan bütün gövdeyi zonklatır ve inletir. Bu haldeyken aşk acısı çeken  kişinin elini duvara vurması, jimnastik hareketleri yapması, gövdeyi bir sporcu gibi zorlaması  bir an için acıyı unutturabilir tabi. Ama en zayıfladığı zamanlarda bile, bir türlü tam kapanamayan bir musluktan damlayan damlalar gibi, acının karnına yapıştığını hep hissedermiş. Acı bazan boğazına kadar çıkar, yutkunmayı zorlaştırır, bazan sırta, omuzlara yayılır. Ama her zaman asıl midedeymiş, merkezi orasıymış. Ancak bütün bu elle tutulur niteliklerine rağmen, aşk acısının akıl ve ruhla ilgili bir şey olduğunu da bilmek lazımmış. Ama ondan kurtulmak için kafada yapılması gereken temizliği yapmaya da girişilemezmiş. Daha önce böyle bir şeyi yaşamayanlar için, ilk defa baskına uğrayan mağrur bir komutan gibi, tam bir akıl karışıklığına sürüklermiş. Acıya katlanmalı, onun gövdeye yayılışını sabırla karşılamalı, dişi sıkmak gerekmekteymiş. Çünkü kimi zaman aşk acısı öldürücü ve zalim olurmuş. Kurbanını canına hiç değer vermeyen vahşi bir hayvan gibi tüketirmiş. Ne yalan söyleyeyim, ben filmlerin ve romanların yalancısıyım. Aşkın ve aşk acısının bir bünyedeki anatomik yerleşimi işte böyleyken böyleymiş.  Bu yaşta biyoloji öğrenmeye başladım iyi mi?


 2011

24 yorum:

  1. Hayal Kahvem,
    ne yazık ki aşk ilgili olmayacak yorumum.Performansıyla beni uçuran ''Gary Oldman'',aman tanrım.Stansfield karakterini canlandırıyor burada.Ve filmi tekrar izlersem bu sadece Gary Oldman için olacak.

    YanıtlaSil
  2. mathilda aşkında haklıymış o zaman. ^.^

    YanıtlaSil
  3. ah Leon, en sevdiklerimden! Natalie Portman'a o yaşta bile hayran olmamak elde değil.. aşk acısını ise hiç biyolojik açıdan düşünmemiştim, sadece "aşk acısı" tamlaması bile gözlerimi doldurmaya yetiyor. bence, bütünüyle bir ruh sıkışması hali.

    YanıtlaSil
  4. Yazına pek bi yakışmış Sting...dinledim iyi geldi pazar pazar..:))

    YanıtlaSil
  5. Aşk acısı, yürek sızısıdır... Orda öylece durur, hep vardır, ince ince sızlar... Aşk acısı, bir tutukluluk halidir; kapı açıktır ama yine de gidemezseniz, orda öylece durursunuz işte... Aşk acısı, yaratıcıdır da ama tüm acılar gibi...
    Ne güzel bir yazı olmuş bu Hayal Kahvem, hüzünlü ve sıcacık...

    YanıtlaSil
  6. Merhaba :) Yazınız gerçekten hoş olmuş.Bende pek sevmezdim bu dersi ama mesleğim gereği sevmeye çalışıyorum işte:)Aşk acısına gelince işte o konuda yorumları sizlere bırakıyorum.

    YanıtlaSil
  7. Aşkı sadece biyolojiyle anlayamazsınız, kimya bileceksiniz ki kimyanızın tutup tutmadığını anlayasınız, fizik bileceksiniz ki elektrik alıp almadığınızı anlayasınız.Biyoloji yetmez yani, siz FKB okuyun bence.

    YanıtlaSil
  8. Selam Bi Yudum Sessizlik, benim okuldaki derslerle ilgili anılarım pek iyi değildir. Yoo, fena öğrenci değildim. Ama dersler sıkıcı gelirdi. Genelde hayal alemine dalan biriydim. Oyunlar üretirdim. Keşke dersler çok daha zevkli olsaydı. Neyse... Sanırım sıkıcı dersler sayesinde hayalperestliğimi geliştirdim ben de:)) Madem öğretmen olacaksınız, dersleri öğrencilere sevdirmek için müfredatın dışına çıkmayı becerebilseniz keşke:)

    YanıtlaSil
  9. Owww! Silva, aşk acısı konusunda özel ders almalıyız galiba sizden.
    Aşk acısından yaralananlar, birbirlerini tanırlarmış
    yaralarından:)

    YanıtlaSil
  10. CWRM, bu şarkı şahanedir sahiden:)

    YanıtlaSil
  11. Düşlem, kırk yıl düşünsem benim de aklıma gelmezdi. Masumiyet Müzesi'nde aşk acısının biyolojik yerleşimi ayan beyan anlatılıyordu.
    Sonra Leon'da da benzer muhabbet geçince, biyolojiyi sevimli hale getireyim dedim. Ben çektim biyolojiden, bari şimdiki öğrenciler çekmesin:) Biyolojinin
    bu vaziyetleri de bilinsin dedim:)

    YanıtlaSil
  12. Kızılgın, siz aşk acısı pratiği yapan birisiniz:)

    YanıtlaSil
  13. Zaman!Eriyor, şimdi siz yazınca Gary Oldman'a haksızlık yaptığımı hissettim. Hayal Kahvem'de bir kez bile hakkında yazı yazmadığımı farkettim. Oysa müthiştir sahiden!
    Du bi... Sıraya alayım:))Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  14. Asyayazar, bu anlattıklarınızı öğrencilik yıllarımda bileydim keşke. Bilseydim, hiç sıkılmazdım ki Fizik, Kimya ve Biyoloji derslerinde:)

    YanıtlaSil
  15. ey aşk sen olmasan, ne kalır hikayeden...

    YanıtlaSil
  16. Yıldzılar oynaşıyor
    Işıl ışıl o nasıl göz
    Gözlerine bakınca
    Kuşlar uçuyor içimde

    Hazırlan düşlerime
    Usulca saçlarını çöz
    Saçlarını çözünce
    Kuşlar uçuyor içimde

    Bende midir sende mi
    Bu duygunun sırrı kimde
    Seni düşünsem bile
    Kuşlar uçuyor içimde..
    Şahin Çandır

    Yazını okuyunca birden bu şarkı geldi aklıma. Ne yazık ki bulamadım internette :)

    YanıtlaSil
  17. Selam Acıdan Geçtim Güzelleştim, aşk yoksa, hikaye yok:)

    YanıtlaSil
  18. Selam Handan, hiç duymamışım bu şarkıyı.. Kim söylüyordu acaba?

    YanıtlaSil
  19. meraklanmayın sakın,öğrencilerim kültür dolu olacaklar,benim yaşadıklarımı yaşatmayacağım yani :))

    YanıtlaSil
  20. :) Hayal Kahvem, içimden bi ses hiç de yabancısı olmadığınızı fısıldıyor, aşk acısının... Tanırız değil mi birbirimizi...

    Bense, evet, özel ders verecek kadar acıttım canımı aşkla ve çok şükür ki, sonra yeniden onunla iyileştirdim:)

    YanıtlaSil
  21. :) Çok tatlı birisiniz siz Silva:)

    Hımm.. Okuyalım... Tecrübelerinizden yararlanalım:))

    YanıtlaSil
  22. Hiç şüphem yok Bir Yudum Sessizlik:)
    Şahane bir öğretmen olacaksınız siz.
    Eminim.

    YanıtlaSil
  23. Renkli beğenmenize sevindim:)

    YanıtlaSil