Yürüyorduk. Sabahın ilk saatleriydi. Etrafta bizden başka kimse yoktu. Rüzgâr hafif hafif esiyor, saçlarımız esintinin ritminde omuzlarımızın üstünde öne arkaya dans ediyordu. Gökyüzüne baktım. Anladım. Ayrılık çanları çalıyordu. Bembeyaz bulutlar gökyüzünün maviliğine sımsıkı sarılmışlar, ilkbahara veda öpücüğü veriyorlardı. Önümüz yaz... Dün akşam leyleği havada gördüm ya... Demek dönmüşler, diye içimden geçirdim. Yüreğimi bir sevinç sardı ki sorma... Neden? Gezenti ruhum dirildi çünkü. Sanki kış uykusuna yatmışmış da leyleği havada görünce uyanmış gibi... Şaşkın yaa!.. "Bana gökyüzünde festival var, haydi gel!" desen, merdiven dayayıp çıkmak isteyecek cinsten olduğum için her yola çıkma daveti kışkırtır yüreğimi... Zaten evvel ezel yolla ilgili her şeyi severim. Ama en çok yola çıkmanın hayalini severim tabii... Du bi... Daldan dala atlamayayım... Ne diyordum? Yürüyorduk. Geçen bahardan beri arkadaşım Hülya ilk kez gelmişti. Gece bırakmamıştım. Kalmıştı. İkimiz bizim köyün köyündeki evdeydik. Çok erken uyanmıştık. Sabahın erken saatleriydi. Patika yolun sonuna kadar muhabbet ede ede gidip gelmiştik. Arkadaşlık ne hoş şey! Oysa geçen hafta sonu ben İstanbul'da onda kalmıştım. Gene birikmiş konuşulacak mevzular... Ne güzel!.. Patika yoldan ikinci turu dönüyorduk. Ağaçlar hışırdıyordu. Uzaktan köpek sesleri geliyordu. Baktım. Otların arasında bir gelincik çiçeği başını dikmiş, nazlı nazlı salınıyor... Allahım!.. Ne büyük sanat!... Eğildim. Hiç acımadım. Avuçlayıp kopardım. Avucumu burnuma dayadım. Gelinciğin kokusunu yudum yudum içtim. İyice kokladım. Avucumun içindeki minik kırmızılığa baktım. Hiç seslenmedi bana. Gücenmemiş. Mutlu görünüyordu. Sen hiç gelincik çiçeğini kokladın mı bilmem? Of, nasıl desem? Sarhoş eder insanı... Göz açık hayal kurduran cinsten... Ya papatyalar beyaz beyaz... Kıysam... Koparsam... Koklasam... "Canım... Canımm... Canımmsınn!" desem... "Dünyanın bütün çiçeklerini koklamalı!" diyorum. Arkadaşım gülüyor. Bulutların arasında bir karartı... Kuşlar uçuyor... Ellerimi sallıyorum. "Merhaba! Günaydıııın!" diyorum. Dünyanın bütün kuşlarını selamlamalı... Arkadaşım uydu bana... Kuşlara el sallıyor... Yürüyoruz... Sanki biz yürümüyoruz... Dağlar... Ağaçlar... Doğa... Geri geri akıyor. İleriki yeşilliğin içinde koskocaman bir ıhlamur ağacı. Arkadaşım ağaca döndü. Dedi ki... O konuştukça konuştukça... Aaaa!.. Kafama dank etti. "İnanmıyorum!" dedim arkadaşıma... "Demek sendin ha!"...
Du bi... Sonra anlatacağım. Kahve Molam bitti.
Devamını hemen istiyoruz ve hatta bunun için mimledim. Mim bu hikayenin devamı olabilir bence. :)
YanıtlaSilGüzel ve keyif verici..
YanıtlaSilGelincikler.. Ömürleri çok kısa. Çok narinler. Bende çok severim onları.
YanıtlaSilDevamını bekliyoruz.
Vladimir, en korktuğum şey mimlenmek... Hımmm.. Bu yazının devamı yerine en korkunç, en çok korktuğum filmi anlatayım mı size:))
YanıtlaSilVladimir, leyleği havada gördüm. Zor şartlarda yazıyorum. Bir süre kafamı toparlayıp yazamayacak, eski yazılarımı tekrarlamak zorunda kalacağımdan korkuyorum.
Du bakalım:))
Beğendiğinize sevindim Profösör:)
YanıtlaSilUyuşuk Hayalperest, ne fenayım değil mi:) Nasıl kopardım gelinciği...
YanıtlaSilAma o gelincik var ya... Gözlerimin içinden taaa yüreğime seslendi.
"Gel kopar, kokla beni." dedi. Ben anne sözü dinler gibi, çiçek sözü dinlerim:)) Sağolun.
dur !sen ayrılma klavyenin başından devam et..doyamadım ki..kahve de getiririm sana..orta mı içersin?..:))
YanıtlaSilSelam CWRM, kahve mi:)) Hiç hayır demem... Hiiiiçç:) Teşekkürler.
YanıtlaSilHımm..
YanıtlaSilsiz yürümüyorsunuz sanki..doğa geri geri akıyor gibi ha??
enteresannn..!!!
Sanki yeni bir felsefenin çıkışı gibi geldi bu söz.
Düşün dur.
Hiii..!!!!
YanıtlaSilGELİNCİĞİ KOPARDIII...:(
Selam Dostça,
YanıtlaSilYooo... Sakın felsefe filan arama:)
Dene istersen. Yürürken, dağlara, ağaçlara bi zahmet bakıver. Sen ileriye gitmiyorsun da herşey geri geri akıyor gibi hissedeceksin sahiden:) Özledim. Sevgiler.
Sevgili Narin, merak etmeyin. Gelincik çiçeğiyle gözgöze geldik.
YanıtlaSilÇok yalnızım dedi gibi geldi. Koparıp koklamamı fena halde istedi. Söz dinlerim. Dinledim.
Dediğini harfiyen yaptım. Kopardım. Doya doya kokladım. Sonra ne yaptım ben diye avucumun içine baktım ki o ne? Gülümseyen bir kırmızılık yok mu elimde:)) Demek ilgi ve sevgi, gelincik çiçeğini bile kendinden geçirmeye yetiyordu. Dert etmeyin sakın. Mutluydu:))