24 Mayıs 2012 Perşembe

İlahi Komedyaaaa!


Dündü. Akşam üstüydü. Benim öğretmen kardeş, en öğretmen sesiyle "Abla, beni hemen Sisi'ye götürmen lâzım." dedi. Sisi bizim köyün kızı. Üniversitesini, master'ını bitirdi. İstanbul'da çalışıyor ve yaşıyor şimdi. Pazartesi gecesi uzun bir seyahatten dönmüştüm. Salı günü hiç nefes almadan, ofisin işlerine fena halde gömüldüm. Nasıl yoğundum, yorgundum, uykusuzdum anlatamam... Öğretmen kardeşimden emir kipinde bir telefon aldım ya... Sanki abla değildim de... Öğretmen karşısında sözlüye kalkmış bir öğrenci gibiydim. Ayrıca kardeşim bir devlet okulu öğretmeni... Öğrencilerine daha iyi eğitim vermek için, gece gündüz proje üretiyor ya... Hürmeti fazlasıyla hak ediyor tabii.  Hiç itiraz etmedim. En ürkek öğrenci sesimle "Tamam. Peki." dedim. İş çıkışı, tüm trafik kuralarına harfiyen uyarak öğretmen kardeşimin okuluna gittim. Kardeş arabaya bindiği gibi, ver elini Üsküdar... Saat 19.30'da Sisi'nin evindeydik. Öğretmen kardeşim, bir eğitim projesi hazırladı. Sisi bilgisayar programlarıyla vals yapan bir prenses olduğu için, projeye son bir göz atsın istemiş. Sisi de işten henüz dönmüş. Hafta sonu annesi ziyaretine geldiği için, nasıl  nefis yemekler vardı anlatamam. Önce Sisi'nin yemeklerini sildik süpürdük. Oh, biraz kendime geldim. Onlar bilgisayar başındayken, ben Sisi'nin evini Masumiyet Müzesi'ni gezermiş gibi inceledim. Allahım! Bu Sisi var ya, resmen prenses ruhlu bir kız... Anlatılacak gibi değil... Bak şimdi... Önce kitaplarına göz gezdirdim. Tuğla tipinde bir kitap dikkatimi çekti. O ne? Bu Dante'nin İlahi Komedya'sı... Vay canına sayın seyirciler!.. Ben ben olalı, Dante'nin İlahi Komedyası'nı bir defa bile elime almamıştım. Ne bileyim? Taşarılı biriyim. Dante'nin İlahi Komedyası'nı okumak için kılığıma, kıyafetime, halime, tavrıma dikkat etmem gerekir. Ağır olmalıyım. Molla edası takınmalıyım. Benim gibi sulu sepken birinin eline yakışmaz. Ayıp olur Dante'ye, diye düşünmekteydim. Meğer ne kompleksliymişim. Diğer kitaplardan farkı yokmuş ki... Hiiç korktuğum gibi değildi. Bana Dante'nin İlahi Komedyası pek bi sevimli geldi.  Hemen Dante'yle oyuna başladım. Gözlerimi  kapadım. Bir sayfasını araladım. Gözüme denk gelen ilk cümleyi okumaya başladım. İlk okuduğum  "Ölümlü bedenimle nasıl sevdimse seni, bedensiz de seviyorum, peki ne arıyorsun burada?" diye bir cümle değil mi? Hoppala!..  Gayri itiyari bir refleksle "Ben mi?!.. " dedim. Dante'yle... İlahi Komedya'da... Araf'taydık galiba... Daha ilk cümleden senli benli olmayı becermiştik baksana... Kitabın cehennem, araf ve cennet bölümlerinden epeyce okudum. Tamam. Kararlıyım. Kompleksimi yendim. İlk fırsatta bu kitabı edineceğim.



Sisi'yi iyi tanırım. Bizim ofisin tezgahından geçmiştir. Geçerken, tezgahımızı dantelalı fikirleriyle ziyadesiyle zenginleştirmiştir. Sisi, adeta, Viyana'da doğması gerekirken, bizim köyde doğmuş gibidir. Kız baştan aşağıya asalet, tepeden tırnağa zerafet mübarek... Baksana... Çikolata tarifli yemekler kitabı... Breh... Breh... Yemek kitabının kabı bile altın renkli... Elinde değil... Ruhu böyle kitapları tercih ediyor. Kaderi benzemesin...  Anlatamam... Tipi de Avrupa'nın en güzel kadını olan  Avusturya - Macaristan kraliçesi Sisi'ye çok benziyor. Zaten benzediği  için ona Sisi diyoruz. Bloğunun adı da Sisi tabii... Bu durumda başka ne olabilir, öyle değil mi? Ben Sisi'nin eşyalarını karıştırırken, onlar ise bilgisayar başında ha babam de babam çalıştılar. Akreple yelkovan birbirini nasıl kovaladı anlamadım. Bir baktım saat çoktan gece yarısını geçmiş... Üsküdar'a gideriken yağmur yağmıyordu ama... Üsküdar'dan döner iken, saatimin göstergesi sabaha karşı ikibuçuğa vuruyordu. Üstüne bir de, otobanda yol inşaatı var mıydı? Hem yol bizi E5 e atınca... Hem de hızlı gidiyorum diye kardeşimin yüreği üç buçuk atmaya başlayınca... Hımbıl vitesle, biz vardık mı İzmit'e, sabaha karşı saat 3:30'da... Yolda uykum gelmesin diye Sisi'de epey kahve içmiştim. Üzerine afiyet abartmışım iyice. Hani bir rivayet vardır kahve üstüne. Evvel zaman içinde bir çoban, tuhaf davranışlar gösteren, uyumaları gerekirken geceleri aşırı hareketlenen keçilerinin bu davranışlarının sebebini merak etmiş te, gün boyu gözlemiş ya keçilerini... Sonra keçilerin bir kısmının bodur ağaçların tanelerini yedikten sonra aşırı hareketlendiğini anlamış. Meğer yedikleri kahve çekirdekleriymiş. Öyle işte... Ben gene kahve üstüne kahve içince... Kendimi kahvenin esaretine kaptırınca gene... Uykum kaçtı tabii... Bu durumda sabaha kadar uyumadım iyi mi? Oysa benim  kardeş ve Sisi  üç dört saatte olsa uyumuşlar. Ne güzel! Ben  bugün uykusuz çalıştım. Şimdi gece yarısını geçti. Gördüğün gibi halen  bu yazı için debelenmekteyim. Yok ama... Gitmeliyim. Anne sözü dinler gibi masum yatağıma girip, uykuları kaçan keçileri çitten atlatarak, bu gece mutlaka uyumayı denemeliyim.  Yarın çok mühim toplantım var... Çoook mühim! Eğer bu gece de uyuyamazsam var ya... Biliyorum kendimi... Ben... Yarın sabah... Toplantıda... Koca koca insanların karşısında... Dayanamam... Horul horul uyurum valla... Peki sonraaaa... Düşünmek istemiyorummmm... Düşünmek istemiyorum... Sonum olur....  İlahi Komeddyaaaa:))


10 yorum:

  1. hayatımın iki yarım kitabından biridir ilahi komedya.. Arafta kalmışımdır.. Cennete geçmek ümidiyle.. O kendini okutacağı zamanı bilir dedim hep.. :)

    YanıtlaSil
  2. Çok hoş yazmışsın.
    İlahi Vildannn :)

    YanıtlaSil
  3. Benimde okumak istediğim bir kitap. Merak ediyorum fazlası ile.

    YanıtlaSil
  4. :) Sonu iyi biten hikayedir komedya, tragedyanın aksine. Günümüzde evrilmiş, içinde güldürü öğesi olması gerekliliği doğmuştur.

    Cennetinden bakarken Dante, sizin hikayeniz de trajikomik bir hal almış desenize :D

    Unutmadan kitapta bana göre cennetten (paradiso) güzel bir yer de var. Hem de cehennemin bi dibinde :) Eyyübi bile oradadır, Limbo'dadır, Sokrates, Aristo ve sohbeti saracak adamların hemen hepsi oradadır...

    Özetle, iyiler her zaman, her konuda iyi değillerdir...

    İnferno bölümü de edebi anlamda en vurucu bölümdür, yine bana göre :D

    YanıtlaSil
  5. Doktor Blue Ballon, çok önyargılı biriyim. Yıllardır Dante'ye mesafeli kaldım. Çok pişmanım:)

    Size bir şey söyleyeyim mi, kitaplar okurunun zamanını bekler. Vakti, zamanı şimdi gelmiş besbelli:)

    Regaib Kandilinde tüm dualarınız kabul olsun. Sağolun.

    YanıtlaSil
  6. Mahmure özlemiştim seni. Teşekkür ederim:)

    Duaların kabul olsun! Sağolasın.

    YanıtlaSil
  7. Uyuşuk Hayalperest, siz geç kalmayın bari:) Dualarınızın kabulu dileğimle, hayırlı kandiller.

    YanıtlaSil
  8. Erdost, kitabı okurken tavsiyelerinizi göz önüne alacağım. Ne mutlu size okumuşsunuz:)

    Kandil vesilesiyle yüreğinizde ne dilek varsa kabulünü temenni ediyorum. Sağolun.

    YanıtlaSil
  9. İlahi Hayal Kahvem, ne hoş olmuş yazmışsınız, beni biraz mahçup etmişsiniz:)Bol dualı, ilahi bir gece diler, sevgilerimi iletirim:)

    YanıtlaSil
  10. Sağolasın Sisi:) Beğenmene sevindim. Çünkü siz çalışırken, arkanızdan işler çevirdim:)
    Sevgiler benden!

    YanıtlaSil