21 Mayıs 2012 Pazartesi

Yağmuru Dansa Kaldırmak Mı? Ben Mi? Asla!!!


Zor bela uyumuştum.. Rüya görüyordum. Ben rüyada yaptıklarımı hissedebiliyorum. Rüyalarımı su gibi her kalıba sokabiliyor, her şekli aldırabiliyorum. Rüyalarımın en fazla huzur duyduğum zaman dilimi olarak görüyorum. Gene tam rüya denizinin pürüzsüz yüzeyinde kulaç atıyordum ki  o lanet sesle uyandım. Öfkeyle yorganı kafama çektim. Ana rahmindeki çocuk şekline soktuğum bedenimi ölüymüşcesine yatağa gömdüm. Nafile! Çatıya çarpan su damlalarının çıkardığı gürültü,  beynimi bir grayder gibi oyuyordu. İki büklüm kaldım yatakta bir süre... Durmak bilmiyordu. Hiddetle üstümdeki yorganı fırlattım. Yatağın kenarına oturdum. Dağın tepesinden kendini boşluğa atan şelale gibi  ayaklarımı yere bıraktım. İki elimle kulaklarıma sıkıca bastırdım. Dirseklerimle bacaklarıma abanarak öne doğru kapandım. Gözlerimi öyle sıkıyordum ki, hiç kullanılmamış keskin bir jileti göz çizgilerimde gezindirsem, kirpiklerim jileti tarak zannedebilirdi. Beynimin içindeki gümbürtünün acısını bastıracak hiçbir acı aklıma gelmiyordu çünkü. Yağmur sesinden uyuyamayan adamın atom bombasını icat ettiğini aklımdan geçirdim. “Ben uyuyamıyorsam kimse uyumasın… Bombalarım insanların tepesine yağmur gibi yağsın.” diye düşünmüştü belki. Ancak bu delirtici ses insana çılgınca bir şey yaptırabilirdi. Yağmur sesinin bazı insanlarda nasıl romantik çağrışımlar uyandırdığına asla kafam basmaz. En haz etmediğim tipler, ağızlarında sakız gibi "yağmura bayılırım, yağmuru dansa kaldırırım.”  cinsinden laflar geveleyenlerdir. Ölüm gerçeğini bile bile bu lakırdıları edenler  bu dünyaya ait olamazlar bence. Olmamalıdırlar. Uzaylılarmış gibi bakarım  suratlarına. Bakışlarımın tonlar çeken ağırlıyla bir böcek gibi ezmek isterim her birini. En azılı paranoyaklarla yarışacak kadar kışkırtır yağmur sesi beni. Yağmuru dansa kaldırmak mı? Bu cümle beynimin içinde havai fişek tesiri yaptı. Binbir renkte çakan ışık sadece saç tellerimi değil, bedenimindeki en küçücük tüyü bile ayağa kaldırmaya yetti. Yatağın ucundan yukarıya hiddetle doğruldum. Çıplak ayaklarımla taşlara basa basa… Yüreğimin öfkesini coştura coştura… Yumruk yaptığım ellerimi havaya savura savura… Sanki o ses bana meydan okuyormuş gibi… Hatta o ses beni savaşa çağırıyormuş gibi.. Nasıl çılgınca bir telaşla balkon camının önüne koştum anlatamam. Duyduğum ses doğruymuş. Camlardan sicim gibi yağmur akıyordu. İyice baktım...  Farklıydı... Gök kusuyormuş gibi... Dünyanın kötülüklerine tükürüyormuş gibi yağmur yağıyordu. Çarpıldım bu manzaraya… Çıplak ayaklarımla balkona çıktım. Yerde biriken sulara bastım. Daha fazla dayanamadım. Dizlerimin üzerinde kendimi yere attım.  Ben… Ne yaptım biliyor musun? “Biriniz isterse yağmuru dansa kaldırsın!” diye içimin bile en duyamayacağı sesle fısıldadım.. "Biriniz akşam olsun yeniden…"  Ben.. Ben ise… Gece gece… Avazım çıktığı kadar bağıra bağıra ağladım… Çok fazla kirlettik dünyayı.. Şimdi kusmak lazım.


NOT: Aşağıda yazdığım yazının tersini yazmayı denedim.  Bu kez yağmur sevmeyen biri olduğumu hayal ettim...
2011

6 yorum:

  1. gece insana nelerde düşündürtüyor..
    geceye mi kızsak yoksa yağan yağmuramı? Ne

    YanıtlaSil
  2. İlk yazınızı da okudum.
    Ama bu daha yakın, daha cazip geldi.
    Bende sanırım, çok sevmiyorum yağmuru. Her ne kadar yağmurla ilgili bazı düşlerim olsada. (:

    YanıtlaSil
  3. Yağmuru sadece aşıkken sevebiliyor insan..Bitiriş cümlesi beni çok etkiledi" Çok fazla kirlettik dünyayı Şimdi kusmak lazım"
    http://www.youtube.com/watch?v=QMg19hbVQzY&feature=player_embedded#!
    Aşağı yukarı benzer şeyleri hissetmişiz bunu bir izlesen diyorum.:))

    YanıtlaSil
  4. Selam Dönence, bu son iki yazı tamamen deneme yazılarım:)

    Yağmuru anlatamayacağım kadar çok severim. Ve Hayal Kahvem'de yağmura övgü dolu çok yazı yazdığımı bilirim.

    Bu kez iki türlü yazı yazmak istemiştim. Biri yağmur sever, diğer, yağmura söylenen...

    Ama yazıları okuyanlara farklı tatlar verdi sanıyorum. Olsun.
    Çok güzel:)

    YanıtlaSil
  5. Uyuşuk Hayalperest, ben kendimi bildim bileli yağmurun hastasıyım.
    Acayip severim. Sadece yağmuru değil, yağmuru çağrıştıran havayı bile severim:) Bilirsiniz yağmur öncesi hava kararır, gökyüzü hüzünlü bir hal alır... Rüzgar efkârlı efkârlı eser... Biterim bu vaziyetlere... Sonra... Ardından hafiften yağmur başlar.. Toprak, çimen, doğa..Enteresan bi koku salar...

    Ya ansızın hiç beklemediğiniz anda birden bire bastıran yağmura ne demeli:) En oyuncu yağmurdur o! Bilirim kimini çileden çıkartır, benim gibi ahmakları ıslatmakla kalmaz, sevinçden delirtir:)

    Daha devam etmeyeyim. Yağmuru ölesiye severim:))

    YanıtlaSil
  6. Verdiğiniz linki az önce seyrettim CWRM:)Bayıldım.

    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil