6 Şubat 2013 Çarşamba

Müptelalığın Daniskası Değil De Ne?


Haydi bakalım. Bütün gün o kadar kahve içersem.. Gördün mü şimdi uykum kaçtı işte! Gece gece... Vampirella gibi oturuyorum bööyle. Ne yapabilirim? Sabahtan itibaren  koştur babam koştur. Nedir bu? "Başkaları için mi geldim dünyaya" dedim. Yooo... İntihar etmedim de onun yerine hışımla  bir kafeye girdim. "Kahve!" dedim. "Lütfen acil bir kahvee!" Enis Batur der ya hani... "Keyiflerim zehirlerimdir." şiarıyla... Evet itiraf ediyorum... Kahveye kul olmuş biriyim.  Kahvenin kokusuna bile delirebilirim. Zaten tiryaki meşrepliyim. İlaveten abartma sanatında şöhret sahibiyim. Tiryakilik ve abartma bir araya gelince... Müptelalığın daniskası oluyor böyle! Ne yapabilirim? Dikkatini çekti mi bilmiyorum... Şu yukarıdaki fotoğrafta masanın üzerindeki kitabımın yanında kahve yok. Neden? Sipariş verdiğim kahve bir türlü getirilmedi de o nedenle. Yoo.. Garsona tam seslenecek, "Sizin kahve Yemen'den mi geliyor?" diyecektim demesine... Ama... Aklıma  Enis Batur'un "Kahverengi tanede saklanan keyif" başlıklı  yazısı geldi.  Enis Batur sanırım fi tarihinde Paris'te kahve içmek için girdiği ünlü bir kafede, fincanın yanına iliştirilen küçümen şeker paketinin üzerinde "ilk kahvehane 1554'te İstanbul'da açılmıştır." yazısını görünce şaşırmış. Meğer kahve Yemen'deki kahveheneden gelmezmiş görüyor musun? Pekiii... Kahvenin nasıl bulunduğunu biliyor musun? Hani çok eski zamanlarda bir çoban tuhaf davranışlar gösteren, uyumaları gerekirken geceleri  aşırı hareketlenen keçilerin bu davranışlarının sebebini merak etmişte gün boyu gözlemiş ya keçileri.  Sonra keçilerin bir kısmının bodur ağaçların tanelerini yedikten sonra aşırı hareketlendiğini anlamış.  İşte bende yorgunluk kahvesi niyetiyle başladım sabahtan itibaren kahve içmeye... Önce geç geldi diye kesmedi beni. Üst üste iki Türk kahvesi içtim. Bööyle serum niyetine kana karıştı tabii. Sonra  yemekten sonra kahve içilmez mi? İçilir elbette. Bir ekspresso içtim. Öğleden sonra ofise döndüğümde bir iki neskafe içmiş olabilir miyim?  Bilemiyorum. Kendimi kahvenin esaretine kaptırmış olabilirim. Tamam... Yazıma Enis Batur'un cümleleriyle son vereceğim. Evet içtim kahve! "Uykuyu kaçırırmış, ne gam! Kaçan uyku olsun: Bu koku, bu tad, bu keyif kaçırılır mı?"  Bitti.  Şimdi anne sözü dinler gibi masum  gidip keçileri çitten atlatarak uyumayı deneyeceğim.
2012

12 yorum:

  1. Kahvemi içerim keçilerimide sayarım diyorsun ya..aynen katılıyorum. HATTA kahve uğruna kecilerlmi kacirabilirim bile..Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  2. kahve içince ben de uykusuzluk hiç olmuyor, bu çok kötü bir şey. final zamanı özellikle. tek kurtarıcım diyorum ama nafile.

    kahveler mis gibi olmuş, afiyet şeker olsun :)

    YanıtlaSil
  3. kahve tadında bir uyku dilemek duser bize:)

    YanıtlaSil
  4. Bol köpüklü kahve...Hiç üşenmeyeceğim şimdi kalkıp ben de yapacağım ve keyifle içeceğim.

    YanıtlaSil
  5. Nanananoomm! Epeydir yorumlara cevap veremiyordum. İşte başlıyorum:) Aslında her yorumunun altına cevap yazılabiliyordu. O ayarlama nasıl yapılıyordu unutmuşum. Bilen varsa öğretirse minnettar kalırım:)

    Ne diyorduk? Hah, dilekcim kahve uğruna keçileri sakın kaçırma:)

    YanıtlaSil
  6. Emilia, kahve ne hoş bi şey! Uyku kaçırırmış ne gam:)

    YanıtlaSil
  7. Afiyet şeker olsun Mahmut:)

    YanıtlaSil
  8. Ben de bu yazının ustune ve bundan sonrakı yazındaki Barış Bıçakçı dizesi ve şarkının şerefıne bir kahve yapıyorum kenidme :)

    YanıtlaSil
  9. Gergin olduğumda bir fincan kahve rahatlatır benide...

    http://cookiemonster3420.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  10. Afiyet bal şeker olsun cnl:)

    YanıtlaSil
  11. Cookie monster, beni de kahve yanında kurabiye:)

    YanıtlaSil