Ben Gırgır Dergisi müdavimiydim bir vakitler. Ama ne yazık ki gizli gizli okurdum ailemden. Nedense derginin içinde fena şeyler olduğunu sanırdı annem. "Kızlara göre değil" derdi ne demekse... Oysa "can sıkıntısını ve aşk yarasını" şip şak kesen bir tılsımı vardı. Bunu aileme izah etmem imkansızdı. İşte hep bahsederler ya ders kitabı içinde çizgi roman ya da mizah dergisi okuyan tiplerden.. İşte onlardan biriydim ben.. Neyse, aradan uzun yıllar geçti. İyi de huylu huyundan vazgeçti mi peki? Yoo... Ne yalan söyleyeyim, vazgeçmedim. Halen takip ettiğim haftalık mizah dergileri ve çizgi romanlarım var. Karikatür seyretmeyi ve okumayı hep sevdim. Biliyorsun, her karikatüristin kendine has bir çizim stili, anlatım tarzı vardır. Mesela en sade çizgi ustası Cemal Nadir'dir denir. Ben öykü okumayı seven biriyim. Öykücüyüm. Bana her karikatür karesi bir öykü gibi gelir. İnanamayacaksın ama bana şiir gibi gelen karikatürler bile vardır. Şimdi sevdiğim iki farklı karikatüristten bahsetmek istiyorum.
Biri Şenol Bezci. Şenol Bezci'nin karikatürlerini seyretmeyi seviyorum. Genelde sözsüzdür karikatürleri ve insanın içini acıtan hatta kanırtan karikatürleri vardır. Mizahın tam anlamını bilemiyorum. Bende bıraktığı tad ne biliyor musun? Eğlenceli gibi sanıyorsun, ama sonunda Oğuz Aral'ın dediği gibi yüreğimde gözyaşıyla bile silinmeyecek bir tortu kalıp biriktiriyor. Geriye irisinden bir "çeki taşı" kalıyor. Kalıyor sahiden. Şimdi Şenol Bezci'nin yukarıdaki karikatürlerine bakınca "söze ne gerek var?" diyor insan. Çünkü sanki bu karikatürler sözün bittiği yerde başlıyor. Ve her bir kare resmen sözsüz bir öykü anlatıyor. Sonunda da insanın dimağında şiirimsi bir lezzet bırakıyor.
Peki sözlü karikatürlere ne diyeceğiz? Çizimlerini ve esprilerini sevdiğim bir diğer karikatürist ise Yiğit Özgür'dür. Yiğit Özgür ise sözsüz değil bilakis bol konuşma balonu içeren karikatürler çizer. Sadece haftalık mizah dergisindeki karikatürlerini takip etmekle kalmam, evde iki tane Karikatürler1 ve 2 kitabı vardır. Elimizin altındadır her zaman... Karikatürlerine bakmak ve okumak ruha şifa gibi gelir.
Karikatür seyretmeyi ve okumayı seviyorum diyorum ya... Ben galiba Cemal Nadir'in dediği gibi karikatürü ne palyaçoluk, ne de göbek attıran, çeneleri ağırtan kahkaha olduğunu düşünüyorum. Karikatürü gene Cemal Nadir'in söylediği gibi "insan beyninin muhtaç olduğu tebessüm ve düşünmeyi temin eden" önemli bir sanat olarak görüyorum. Tanıdığım pek çok kişiye mizah dergilerinin ve çizgi romanların dili uzaktan kaba geliyor. Oysa sanıldığı gibi değil. Mizah dergilerindeki karikatürlerin kimi zaman çizimleri ve dili kaba ya da argo olsa da bilakis hayatımızın kabalığını inceltmeye yaradığını, farketmeye zorladığını ve alışılagelen durumlara karşı zaafiyetimizi kışkırttığını düşünüyorum. Bu nedenle bence mizah dergilerine ve çizgi romanlara uzaktan bakmamak, mesafeli durmamak, ele alıp dokunmak gerekiyor. Sözlü ve sözsüz karikatürler hayatımızı daha yaşanası kılıyor. Ben karikatürü ve karikatürle uğraşanları seviyorum. Çünkü inanıyorum ki "insan olma" yolunda verdiğim çabaya müthiş katkı yapıyorlar. Karikatürlere bakıyorum. Onları seyrediyorum. Okuyorum. Gülüyorum. Farkediyorum. Silkeleniyorum. Çivileniyorum. Ve şuramda, tam şuramda bir sızı hissediyorum. Ve ben bütün bunları hissetmeyi seviyorum.
iyi bayramlar dilerim :)
YanıtlaSilSize de iyi bayramlar Nilay:)
YanıtlaSilyazınızı okurken tüylerim diken diken oldu.ben de psikoloğumun önerisi üzerine mizah dergisi okumaya başladım ve bağımılısı oldum.her hafta çıksa da alsam diye yollarını gözler oldum.çocukken de red kit çok severdim.bir ara milliyet gazetesi vermişti.hepsini defalarca okumuşumdur.şimdi de oğlumla garfield ve fırat okuyoruz.
YanıtlaSilDört kocaman ve ciltletilmiş GIRGIR'ımı taşınırken bırakmak zorunda kalmıştım. Halbuki onlar yaşanılan zamanın en iyi tanıklarıydı.
YanıtlaSilSelamlar, iyi bayramlar dilerim.
Ah sormayın Ali Zafer, aynı dert bende de var..
YanıtlaSilNe hoş olurdu saklansaydı değil mi? Neyse, nesnelere fazla takılmayalım ve önümüze bakalım..
Aslında Gırgır dergilerinden bir kitap yapsalar keşke.. Biz eski Gırgırcılar atlardık üzerine..
Misal Bülent Arabacıoğlu'nun En Kahraman Rıdvan'ı kitap haline gelince yemedim içmedim gittim İstanbul'dan aldım.. Mücevher gibi saklıyorum.
Hoş duygular bunlar ve ben duyguları hissetmeyi seviyorum:)
Artık var..ben çok iyi Zagor okuyucusuydum bulsam yine okurum..Geçen hafta Zagor un çizeri Gallieno Ferri konuk olarak NTV de söyleşiye katıldı..Yeni versiyonlarıda yayınlanıyormuş..
YanıtlaSilİyi bayramlar.:))
Hey, vay canına sayın seyirciler.. Demek CWRM Zagor sever biri öyle mi? Hem de Zagor okuyor ya da bulsa okuyacak.. Hımm.. İzmit'te var ya Zagor da Ken Parker'da satılmıyor. Çok şükür sık sık İstanbul'a gidiyorum da alıyorum.. Siz nerede yaşıyorsunuz? Yok mu? Haydi başlayın okumaya da biraz laflayalım:))
YanıtlaSilCWRM, bana Ferri demeyin.. İçim fena oluyor:)
Gidip göremedim, imza alamadım ya aklıma geldikçe tüm giden gören ve imza alanları çok kıskanıyorum:))
İyi bayramlar:)
Ben de bugun eşyaları karıştırırken Cemal Nadirin kara ciltli karikatür kitabını buldum. BAbamdan kalma. Kimbilir kaç yılının baskısı. Daha bakmadım çünü gözlüklerim yoktu. Şimdi rafta ilgilenilmek üzere beni bekliyor
YanıtlaSilİyi bayramlar..sevgiler.
İnanamıyorum:) Dilek, sen sen nasıl gizlersin Cemal Nadir'in karikatür kitabını benden?
YanıtlaSilDilek, alsam onu senden, karşılığında ne istersin benden:)) Lütfennn... Eyvah, babadan hatıra demesen? Celal Amca ile ne güzel muhabbetimiz vardı hatırlasana:)) Du.. Du.. Daha bayrama çok var, Dilek... Bi konuşalım istersen:))
Abdülmcambaz'a ne diyorsunuz?
YanıtlaSilKara Kitap, psikoloğunuzun mizah dergisi önermesi ne hoş.. Çizgi romanlar ve mizah dergileri ruha şifadır gerçekten.
YanıtlaSilNeyse, oğlunuz erken başlamış çok şükür.. Bakın şahane bir çocuk olacak emin olunuz:) Tecrübe konuşuyor haberiniz olsun:))
Kara Kitap aramızda kalsın ama şu anda masamda Zagor bana bakıyor:) Altıncı Gezegende Dehşet adlı macerası.. Az önce işimin arasında bir baktım ki o ne? Zagor'u ezeli düşmanı Helligen bağlamamış mı? Hem de bayıltmış. Kafasının arkasına minik bir cihaz koymaya kararlı.. Uzaylılardan yardım alıyor.. Of, nasıl heyecanlı bir macera anlatamam size..
Okumak için sabırsızlanıyorum:) Çok işim var ama önümde.. Bir toparlayabilsem:))
Kara Kitap.. Zagor'a da başlasanıza:)) Bakın Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ından hoşlanan tek arkadaşım sizsiniz. Zagor okuyan hiç kız arkadaşım yok:) Okumaya başlasanız.. Arada muhabbet etsek Zagor maceralarından ne dersiniz?
Hee bir de Zagor'dan iyi olmasın ama Ken Parker'a özel bir ilgim vardır:)
Şu yorumumum boyunu görüyor musunuz?
Bir söyle bin laf işit diye bir söz duyduysanız ona ben misalim işte:))Böyleyken böyle..
Profösör, Abdülcanbaz mı demek istemiştiniz?
YanıtlaSilBu yıl Kocaeli Kitap Fuarı'nda eski kitaplar satan bir stand vardı. Oradan epeyce Abdülcanbaz maceraları toparladım. Misal elimin altında bir tane var.Maceranın adı Seyahat-ı Foncistan.. Güzel olan tarafı ne biliyor musunuz? Evliya Çelebi'nin anlatımıyla resmedilmiş. Öykünün sonu şu muhteşem cümleyle bitiyor:
"SEYAHAT-İ FONCİSTAN HİKAYESİ BU MAHALDE TEMAM OLDU VESSELAM SÖZ BİTTİ..." SON
Bu sebeple değerli karikatüristimiz Turhan Selçuk'a da rahmet göndermiş olalım. Nur içinde yatsın.
Hayal Kahvem'in üretkenliği tüm bloggerları kıskandırıyor olmalı. Yiğit Özgür demişken şu Yiğit Özgür videosunu izlemeden olmaz: http://www.geniszaman.tv/
YanıtlaSilSelamlar, mutlu tatiller...
Atalarımın bütün bıyıklıları adına, Sıtkı Sıyrıl Hayal Kahvem'e gelmiş! Karamba karambita:)
YanıtlaSilBakmayın her yazım yeni değil. Eski yazılarımı allayıp pullayıp tekrar koyuyorum. Çok yazı yazıyormuşum gibi görünüyor:)Bu aklı Mohawkların bilgesi Dörtgöz'den aldım:))
Anlarsınız ya Zagorvari çok artiztik hareketler bunlar:)
Yiğit Özgür'ün videosunu hemen izleyeceğim. Teşekkür ederim.
Mizaha olan ilgin beni sevindirdi Hayal Kahvem.Ben iki yıldır karaketörcü adlı blogumda karikatür çiziyorum.Takip edenler ne büyük bir özen ve sevgi ile bu işe sarıldığımı farketmekte gecikmeyecektir.250 civarında karikatür çizdim.Hala da çiziyorum.Karikatürü ciddiye almayanlar,karikatürleşmeye başladıklarının farkında bile değildirler,bu da benim sayısız gözlemimin doğruladığı ilginç bir ironi.Ben bütün o karmaşa ve hengame içinde savrulup giden çilekeş dünyamıza katlanabilmek için mizahla uğraşıyorum.Hala gülünüp eğlenebilinecek bir dünyanın mevcudiyet hakkı adına...
YanıtlaSilYazılarını sevdim.Sıcak,içten,doğal oldukları için...Blogunu takip edeceğim.
Selam Hakan,
YanıtlaSilKareketörcü kelimesini ilk kez duydum biliyor musunuz? İlginç. Karikatürü çok önemsiyorum. Dünyayı katlanabilir kılan, güzelleştiren her uğraşa büyük saygı duyuyorum.