Yarabbim, bilmediğim ne çok yer, ne çok şey var. Mesela Hiva Oa adasının adını daha önce duymuş muydun? Ne yalan söyleyeyim ben duymamıştım. Bir vakitler Mario Levi'nin Bir Yaz Yağmuru kitabını okuyordum. "Gönüllü Sürgünler Adası Hiva Oa" başlıklı bir yazısını okuyunca öğrenmiştim. Sonra sanal ansiklopediye bakmıştım. Markiz Adaları olarak adlandırılan Tahiti'nin yaklaşık 1.190 km kuzeydoğusundaki iki volkanik ada topluluğundan biriymiş. Mario Levi haybeye sürgün adası dememiş Hiva Oa'ya...
1903 yılında ünlü Fransız ressam Gauguin, belki sanatının anlaşılmadığını düşündüğünden, belki insanlara küskünlüğünden, o dönemde resmin merkezi diye bilinen Paris'ten ilkelliğe doğru gönüllü yolculuğa çıkmış. Mario Levi'nin sözleriyle alıp başını gitmeyi, daha derin bir yalnızlığı, uzak bir coğrafyada farklı bir insan sesini, dokunuşunu mu aramaktaydı acaba ressam? Kimbilir?
1903 yılında ünlü Fransız ressam Gauguin, belki sanatının anlaşılmadığını düşündüğünden, belki insanlara küskünlüğünden, o dönemde resmin merkezi diye bilinen Paris'ten ilkelliğe doğru gönüllü yolculuğa çıkmış. Mario Levi'nin sözleriyle alıp başını gitmeyi, daha derin bir yalnızlığı, uzak bir coğrafyada farklı bir insan sesini, dokunuşunu mu aramaktaydı acaba ressam? Kimbilir?
Çok uzun yıllar sonra, sanat dünyasının gene bir uyumsuzu, şarkıcı, şair, sinema yönetmeni Jacques Brel Gauguin'in gömülü olduğu adaya kendi kullandığı teknesiyle gelir. Ölümcül bir hastalığı vardır. Çok ünlü olduğu için her adımı, acısı, hastalığı, yalnızlığı sürekli haber olunca, acaba Gauguin gibi uygar dediğimiz dünyadan ilkelliğe mi kaçmış?
Acaba neden Hiva Oa Adası? Gönüllü sürgünlük için acaba neden bu adayı seçti önce Gauguin arkasından Jacques Brel? Sanatın bu iki yolcusunun Hiva Oa Adasını seçmeleri tamamen rastlantı mı? Aslında bu adayı bir simge olarak görmek mümkün diyor Mario Levi... Şöyle devam ediyor: Hiva Oa'yı bir simge, alışılagelmiş ya da başkalarınca sunulmuş bir yaşam düzenini kabul etmeyip, hayallerinin sonuna kadar gitme yürekliliğini gösterenlerin ülkesi olarak görmeye çalışalım diyor. Hoşuma gitmişti bu yazı. Her iki sanatçının sonu hazin olsa da... Neticede herkes ölecek bir gün öyle değil mi? Mühim olan dayatmalara baş eğmeyip gerekirse gönüllü sürgün olabilmeyi becerebilmek. Şimdi ne düşündüm biliyor musun? Acaba bilmediğim gönüllü sürgünlüğü seçmiş daha kimler var? Ve nereleri gönüllü sürgün olma mekanı seçmiş olabilirler? Müşterek insan hallerine örnek yani... Kim bilir?
Bu gün uğradığım iyi oldu sana..ne güzel şeyler öğrendim..:)Gauguin in Tahiti de bir yere yerleştiğini biliyordum ama..aslında Noa Noa adlı kitabın da bahsetmiş olabilir ben esgeçmişim herhalde..
YanıtlaSilHımm.. Noa Noa öyle mi? İlgilenmeli:))
YanıtlaSil