29 Mart 2011 Salı

Gerçek Hayatta Böyle Aşklar Var Mıdır Sahiden?


Halil (Müşfik Kenter),boyasını yaptığı evin duvarında asılı resimdeki kıza aşık olur. Ev adadadır. Yıl boyu boştur. Halil her gün bu boş eve giderek, karşısına oturur ve saatlerce resme  dalar gider. Bu hal sonunda tam bir tutkuya dönüşür Bir gün resimdeki kız Meral (Sema Özcan) iki arkadaşıyla adadaki eve gelirler.  Meral Halil'in resim karşısındaki durumunu görür. Çok şaşırır ve etkilenir. Halil'in resmi değil, kendisini sevmesini ister. Halil kabul etmez. Meral sinirlenir. Duvardaki resmi çıkarır ve Halil'e götürerek verir. Bir daha görüşmezler diye düşünürken, Meral gene Halil'in yanına giderek konuşmak ister. Adanın tepelerine çıkarlar. Rügarlı bir görüntü ve muhteşem müzik eşliğinde.. Bak, dayanamadım yazdım senin için... Aralarında şöyle bir muhabbet geçer... Çok şekerdir bu muhabbet... Of, gerçekten çok şeker...

- Resmi verdikten sonra artık ben seni gelmez sanıyordum.
- Gelemeyecektim, gelmeyecektim ama görüyorsun ki öyle olmadı.
- İki insanın ilişkisi çok güzel bir şey.
- Dostluğu aşan ilişkilerden niçin kaçıyorsun?
- Bu sözünle aşık olmayı kastediyorsan, dostluğu bu dünyada hiçbir şeyle aşamazsın.
- O halde sen bana aşık olmaktan da öte duygular içindesin.
- Hayır, ben sana aşık değilim. 
- Olmaz böyle şey! Resmime aşık olman demek beni sevmen demektir. Dünden beri hep söylediklerini düşündüm., Sen bana aşık olduğunu söylemekten korkuyorsun. 
- Olmayan bir şeyi nasıl söylerim? Niçin beni anlamamakta ısrar ediyorsun? Ben senin resmine aşığım. İşte hepsi bu kadar.
- Sen ben yokken resmimi sevdin. İşte ben varım artık. Resmin aslı benim. Bundan sonra ikimiz bu sevgiyi paylaşaceğiz. Bu aşkın yarısı bana ait. 
- Sen dostlukların, aşların kolay mı kurulduğunu, kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun? Resminle aramda ne kadar uzun zamanlar geçti. İlk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. Elbiselerim eskiydi. Kirliydim. Sakallarım uzamıştı. İnanamadım. O insanca bakışı bir daha göremem diye resme bir daha bakmaktan korkuyordum. İkinci kere zorlukla baktım resmine. Gene iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde.  Nihayet değişmezi bulmuştum. Resmin benim içime bakıyordu. Benim kendimi görüyordu. Boş evde soğuk kış gecelerini beraber yaşadık onunla. Bana hep dostlıkla, iyilikle, sevgiyle baktı. Çok zamanlar gidip yüzünü tutardım. Gözlerini öperdim. Saçlarına değdirirdim ellerimi. 
- Benim bakışlarımda da sevgi var. Ben de senin kendini görüyorum. Resmimin yerine ben seveciğim seni. Artık ben varım.
- Hayır! Hayır! Hayır, istemiyorum seni. Benim dünyama girmeye kalkma! Sonra merhametsizce yıkarsın onu. Resmin benim kendimden bir parça. Bırak ben onu seveyim. Sen sevmek isteme beni. Senin ellerini tutmak istemiyorum. Sonra çekersin o ellerini benden. Ben resmine aşığım! Ölünceye kadar da onu seveceğim!

5 yorum:

  1. hay bin kunduz !! Tanrı aşkına tüm bu diyaloğu nerden buldun? senaryolara nerden ulaşılıyor???? :)))

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten nerden buldun senayoyu :) "Sonra çekersin o ellerini benden" işte bu korku, işte bütün mesele bu...

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. HayalKahveeeemmmmm... sahi yaaa niye cevaplamadın beni? :)) ayağına kadar geldim oysa bugün ;)))

    YanıtlaSil
  4. Bu film Türk sinemasının arkaplanda kalmış başyapıtlarından biridir bence. Çok farklıdır. Fazlasıyla simgeseldir her şey. Ama öyle tatlı bir gerçeklik de vardır ki geride...

    YanıtlaSil