İşe biraz ara verip, kahvemi erkenden içmeye karar verdim. Bak ne diyeceğim. Bazen çizgi roman okuyan bir kız arkadaşım olmasını çok arzu ediyorum. Neden biliyor musun? Dün yolculuğum sırasında Zagor okuyordum. Arka arkaya nasıl heyecanlı maceralardı anlatamam. Sadece yaşadığımız dünyada mı depremler oluyor sanıyorsun. Yoo... Çizgi romanlarda da depremler var. Mesela okuduğum bu Zagor macerasında Darkwood Orman'ı depremle sarsılıyor. Bataklıktaki kulübenin epey uzağında yerde derince bir yarık oluşuyor. Ortada tuhaf bir durum var belli ama önce ne olduğunu anlamıyoruz. Çünkü bu depremden sonra insanlar aniden yok olmaya başlıyorlar. Zor durumda kalan Mohawklar'ın reisi Tonka, can arkadaşı Zagor'dan yardım istiyor. Ve Mağara İnsanları, Üç Başlı Canavar, Umutsuz Girişim adlı arka arkaya üç çizgi romanda öyle heyecanlı, öyle tuhaf olaylar gerçekleşiyor ki her birini nefesimi tutarak okuduğumu rahatlıkla itiraf edebilirim. Sonradan bu esrarengiz durumun nedeni ortaya çıkıyor tabii. Meğer depremde yer yarılınca, yer altında yaşayan bir kavim dünyaya çıkma yolu bulmuş. Sadece insanlar mı peki? Yoo... Muaazzam hayvanlar... Canavarlar filan yeryüzüne çıkıyorlar. Of, anlatmakla olmaz. Mutlaka okuman lazım. Zagor ve Çiko maceradan maceraya koşuyorlar. Nasıl heyecanlı durumlar anlatamam. İnan bana nefesimi tutarak okudum. Hatta abartıyorsun demezsen, bir şey daha söyleyeceğim. Zagor'un Çiko'yla beraber yer altı mağaralarında sular içinde yaşadıkları olaylar var tamam mı? Görmen lazım.... Of, hele o karelere geldiğimde var ya, hep bir kaç hafta önce üç boyutlu sinemada seyrettiğim Sanctum adlı film aklıma geldi. Biliyorsun Sanctum mağaranın derinliklerinde, mağara suları içinde geçiyordu. "Taraftar ruhun depreşti gene!" demezsen, Zagor'un macerasının Sanctum'dan daha heyecanlı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Neyse... Ben şimdi başka bir şey anlatmak istiyordum aslında. Bak şimdi... Zagor'un bu maceraları böyle esrarengiz, ürkütücü ve sürükleyici okunuyor okunmasına... Tamam... Nefis... İyi ama maceraların bir yerinde romantik bir durum vardı tamam mı? Bak bir kaç örnek kare koyayım mesela. Şöyle:
Sana bir şey söyleyeyim mi? Maceraların bu bölümüne gelene kadar neler olacak diye gerçekten heyecan içinde sayfaları çevirdim. Amaa.. Bu romantik bölüme ise tek kelimeyle bayıldığımı söyleyebilirim. Her bir kareyi tek tek mimiklerine varana kadar gülümsemeyle seyrettim. Kardeşi Kainka'yı ölümden ve Mohawkları kötü ruhlardan kurtardığı için güzeller güzeli Doğan Ay Zagor'a teşekkür edip çiçek veriyor. Bakar mısın şu yukardaki karelere... Ne tatlı!.. Baltalı İlah'ın ağzından adeta bal damlıyor:) Buna benzer çok sayıda kare vardı tabii. İşte tam maceranın bu bölümüne gelince, Zagor okuyan bir kız arkadaşım olmasını çok arzu ettim. Otursak karşılıklı rahat koltuklara... Of! Ellerimizde kahveler... Anlıyorsun değil mi? Zagor ve Doğan Ay'ı çekiştirsek mesela... Sadece onları çekiştirmekle kalmasak, çeviriyi de kaynatsak. Bu macerada çeviri sebebiyle olduğunu tahmin ettiğim beni düşündüren bir kelime var. Şimdi telefon geldi. İşe dönmeliyim. Bilmiyorum. Belki daha sonra anlatabilirim. Zagor'un bu maceralarını okumak isteyenler çıkabilir. Olanı biteni çok açık etmek istemiyorum ama bu bölümde ayrıca çok eğlenceli Zagor ile Çiko rekabeti de söz konusuydu... Hem de feci! Maceranın sonunda ne oluyor diye merak edersin belki diye bak son kareyi aşağıya ekledim. Çok güzeldi.... Çokk! Zagor'u özlemişim.
Zagor'un bir karnesi olsaydı, "iltifat" dersinden kesin çakardı :) Halbuki ispanyol asilzadesi Çiko öyle mi ya? Sadece sözleri ile değil vücut hareketleri, yüz hatları ile tam bir centilmen ve asilzade :) Gelin görün ki, tee o zamanlar bile kadınlar kendilerine iyi ve hoş sözler eden, ince ruhlu, hassas, gerektiğinde sert olabilen ve koruyucu, aynı zamanda çöpleri de çıkartan, ev işlerine yatkın erkekleri değil, Zagor gibi kas ve ficut güzellerini tercih ediyorlar... 1850'lerden bu güne değişen bir şey yok :))
YanıtlaSilHaklısınız TC.. Değişen bir şey yok:)
YanıtlaSilZagor durumu zor toparlamış anlaşılan. İyi ki o esnada kelebek yerine bir ayı geçmiyormuş oradan :)
YanıtlaSil