Bazen inanmıyorum kendime. Şimdi durup dururken "albatros" kelimesi nereden aklıma takıldı? Az önce aynaya bakıyordum. Saçlarım epeyce uzadı. Yelpaze yelpaze omuzlarımdan aşağıya dökülüyor. İyi ama önümüz yaz. Nedense "Yarın kuaföre gideyim. Saçlarımı albatros kestireyim." diye aklımdan geçirdim. Sonra düşündüm düşündüm... Ne albatros saç modelini ne de albatros kuşunu gözümün önüne getiremedim. Ne bileyim? Küçükken annem kuaföre götürüp "albatros olsun!" derdi. Bizim mahallenin kuaförü Aysel Abla'da ensemi tıraşlar, alnıma ufak bir kahkül düşürürdü. Acaba albatros saç kesimi öyle bir şey mi? Albatros kuşu nasıl bir şey peki? Takıldı ya bir kere kafama... Üşenmedim. National Geographic' e baktım. Aman yarabbim! Şu kuşun muhteşemliğine bakar mısın? Tüm kuşlar arasında en geniş kanatlara (3.5 metre) sahip olan albatroslar, bir kez dahi karaya ayak basmadan binlerce kilometre kanat çırpmadan süzülürlermiş. Albatros, uçan canlı makinelerin en heybetlisiymiş. Albatros, kemik, tüy, kas ve rüzgârmış. Vay canına sayın seyirciler! Meğer albatros ne heybetli bir kuşmuş. İnan unutmuşum. Hatırlar mısın Coleridge'in "Eski Bir Denizci'nin Türküsü"nü... Hani öyküdeki gemi, buzlar, korkunç sesler, ve sisler arasında ilerlerken... `Albatros kuşu geminin peşi sıra gelir ve sanki bu uğurlu kuş sayesinde yol açılır. Hani yaşlı gemici sebepsiz yere albatrosu öldürür. Albatros günahının simgesi olarak yaşlı denizcinin boynuna asılı bırakılır. Sonra yaşlı gemici bu cezadan kurtulsa da vicdan azabı hep içinde kalacaktır. Müthiş bir eserdir. Ve işin ilginç yanı söylendiği kadarıyla bu eseri Coleridge denizi görmeden, albatros kuşlarını bilmeden yazmıştır. Allahım! Nedir bu şimdi? "Ben saçımı kestireyim mi? Kestirirsem albatros modeli olsun mu?" diye ne albatros modelini, ne de albatros kuşunu hatırlayamadan düşündüm ya... Eee... Afedersin ama... Nerden geldim Coleridge'in Yaşlı Denizci'sine? Bu hafıza komik ve tuhaf bir kutu sahiden.. İnternet ise var ya... Of! Garip ötesi bir derya! İyi ama, gene ilgim dağıldı gördün mü? Bu gidişle kestiremeyeceğim saçlarımı... Aaa! Leman Sam'a benzeyeceğim sonraa!
Fotoğraf: Frans Lanting | |
bir yarışma programı izliyorduk.sunucu soruyu sordu:en büyük kanatlara sahip kuş aşağıdakilerden hangisidir?
YanıtlaSil-albatros
-martı
-baykuş
-papağan
benim bıdık hiç düşünmeden "albatros" dedi.o zaman çok şaşırmıştım nerden biliyor diye.galiba çizgi fimlerden falan öğrendi.
albatros saç modelini hiç duymamıştım.şimdi onu da öğrendim. :))
Saç modeli albatros değil de alabrostur, erkek kesimi anlamında. Sanırım dilden dile dolanırken albatros olarak yerleşmiş annenizin ya da kuaförün kafasına ya da siz çocuk hafızanızla öyle kaydetmişiniz. Bir dönem kız çocuklarına hep o model yapılırdı, benim de çok kestirmişliğim vardır (tabı gönlümle değil:)
YanıtlaSilAlbatrosa gelince, görkemli kuştur çok severim:))
Sevgiyle...
Selam Leylak Dalı, haklısınız bu saç kesiminin adı aslında alabrostur. Peki yaşı kemale ermiş biri, halen ayakları yerde başı havalardaysa, alabrosa ne der? Albatros elbette öyle değil mi:)Saçım küçükken hep alabrostu. Bakmayın benim kelime oyunlarıma, annem doğrusunu söyler "alabros olsun" derdi. Sokaktan eve girmezdim ki. Kaç kere bitlendim anlatamam size:) Şimdilerde çocuklar sokağa çıkmıyorlar ki bitlenmiyorlardır bilgisayar karşısında herhalde:) Çok gerilerde kalmış, alabros saç kesimim de, alabros kuşları da.. Hafıza tuhaf kutu.. Gördünüz mü neler hatırlattı bana gene..
YanıtlaSilYorumunuz için çok teşekkür ederim Leylak Dalı.
Sağolun.
Sevgili Kara Kitap, sizin bıdık çok bilmiş olmalı:) Hemen gidin ve saçlarını albatros şeklinde kestirin. Sonra kulağına deyin ki:
YanıtlaSil"Sen artık bir albatrossun! Şimdi haritayı açalım..Bakalım nereye kadar uçacaksın:)"
Sevgiler..
:)Ben tuttum bu albatrosu.
YanıtlaSilçok çok ileriki zamanlarda Vildan nur yüzlü bilge bir nine olduğunda çocuklarına söyle anlatacak.
''Biliyormusunuz albatros saç kesimini ben buldum. Romanlarımdan birinde bir hikayem vardı. Öyle çok beğenilmişdi ki anneler küçük cocuklarını berbere hep albatros olmaya diye götürdüler. O günlerde albatros kesimi patladı gitti!!'' :)).
Bendemi albatros olsam abaca?
Küçük bir etimolojik kaza olsa da kuşlara merakınızı artırması açısından güzel paylaşım olmuş.
YanıtlaSilAyıptır söylemesi en az sizin kadar etimolojiye düşkünüm. Ornitoloğum diyebilirim(kuş gözlemcisiyim) ebabillerle ilgili bilgileri okursanız küçük dilinizi yutacağınıza eminim :)
Onu da yazdım demeyin şaşırman doğrusu. Eğer yazmadı iseniz buyrun benim linkim
http://istanbulistanbulolali.blogspot.com/2011/03/bumerang-kuslar.html
Dilek tavsiye ederim ol albatros arada sırada.
YanıtlaSilBen oluyorum mesela..Bugün araba kullanırken albatros olduğumu hayal ettim. Yol boştu. Hızlandım ve ayağımı gazdan çektim. Arabam süzüldü yolda bööyle bir süree... Camı açmıştım zaten... Kafamı camdan dışarıya uzattım... Heyy!
Rüzgar vurdu suratıma.. Saçlarım havalandı...
Bir an kendimi albatros sandım:)))
Ne diyorsunuz Bolat siz, kuşlar ve balıklara ben ölürüm:)) Ama görsem bu ne kuşudur, bu ne cins balıktır tanır mıyım? Maalesef tanıyamam!
YanıtlaSilSait Faik okur musunuz? O kadar güzel öyküleri vardır ki kuşlar ve balıklarla ilgili. Tavsiye ederim.
Ebabil kuşları mı dediniz? Bakın bu akşam Hayal Kahvem'e koyduğum yazıyı size ithaf edeyim:))
Şimdi gideyim sizin bloğa ve yazınızı okuyayım:)
Şimdi aklıma geldi. Acaba albatrosun lezzeti nasıldır. Mesela haslaşam..suyuna pilav yapsam..
YanıtlaSilbaya da et çıkar ondan..hep balıkla beslendiği için acaba eti balık tadında olabilirmi??.
Balık çiftlikleri kurulduğu gibi deniz üstünde albatros çiftlikleri yapılamazmı. Tüylerinden albatros kazakları örülemezmi.
Albatrosun doğaya katkısı nedir bilemediğim için beynim böyle çalıştı birden.
Bu arada duyduğuma göre uçarken uyuyabilen kuşlardanmış bu kuş.
Biz araba kullanırken uyusak ceza yeriz hemen.
Of, lütfen bari bu kuşu yemeyin! Çok reca edeceğim:)
YanıtlaSil