Bugün bizim köyde arabamla, ofisime giderken, gözüme bir ağaç çarpıverdi birden. Geri geri sürdüm aracımı. Durdum. Ağaca tekrar baktım. Çok katlı apartmaların arasına sıkışmış, tek başına bir ağaçcık. Şaşırdım. Nedense daha önce hiç dikkatimi çekmemiş. Arabamdan indim. Ne tuhaf bir ağaç bu. Tüm yaprakları dökülmüş. Bunda bir gariplik yok tabi. Yapraksız olması çok normal, mevsim gereği... İyi de ağacın üzerinde şahane meyveler var. Yapraksız ağacın dallarında, o muhteşem rekleriyle büyüleyici görünüyorlar. Oturdum biraz altında. Fotoğrafını çektim sağından solundan. O kadar çok bakmışım ki ağaca, etraftaki insanlar halime şaşırdılar. Sarılacaktım biliyor musun ağacın gövdesine, utanmasam onlardan. Soracaktım: "Diğer ağaçlar yapraksız, ıssız kış mevsimini geçirirken, senin diğer ağaçlardan farkın ne? Kime ne iyilik yaptın ki, bu güzellikle ödüllendirdi seni Yaradan? "
Çok severim hurmayı...çok güzeldir tadı:)
YanıtlaSilCennet Hurması çok ilginç bir meyve.
YanıtlaSilKış gelince yapraklarını dökmüş bir ağaca meyve oluyor. Yapraksız dalların üzerinde,
renkleriyle muhteşem görüntü veriyor.
Bu haliyle yenmek istense, sert ya, ağızda buruk bir tad bırakıyor.
Meyve yumuşayınca yeniyor. Çünkü sertliği geçtikçe tam manasıyla lezzetleniyor.
Acaba hangi insan hallerine misal teşkil ediyor?
Zor bir soru ama şöyle diyebiliriz mi? İnsan ne zaman kabuklarından duvarlarından sıyrılıp her insana her düşünceye hoşgörüyle, şeffaf bakarsa o insanın kendisi de sohbeti de tadı damağımızda kalır:) Bir de şöyle demek geldi içimden, insanlar uzaktan farklı algılanabilir ama zamanla tanıdıkça asıl o zaman tanıyabildiğimizi anlarız. Bizim bahçede var bu meyveden. Bir meyveyi dalından koparıp yemekle pazardan alıp yemek arasında o kadar değer farkı var ki anlatamam.
YanıtlaSilTeşekkürler Ala. İyi ki, meyvelerle insanların ne alakası var, insanlar bile farklı farklı,
YanıtlaSilherkes kendi meşrebince yaşar demediniz:)
Estğ. Ama böyle ya hadisler var ya ayetler var. İnsanlar bazen hayvanların şeklini alırlar davranışlarıyla. Hayvanlardan aşağı olmak diye ayet var. Bir zamanlar incelemiştim aklımda kalanla konuşuyorum, yanlışsam düzeltiniz beni ama var böyle şeyler...Meyve bitki hayvanlar doğa...Biz biriz...
YanıtlaSil:(
YanıtlaSilBugün tersim. Huysuz ve aksiyim.
Hiçbir güzellik bana yaranamıyor.
Herşeye bahanem hazır.
Bu durumum beni rahatsız ediyormu derseniz (-ki demeyin) Hayır hiç etmiyor. Hoşuma bile gitmeye başladı.
Oh yahu.. iyimser olup hiçbir şeyin iyi tarafını bulmak zorunda değilim. Gülerek enerji harcamıyorum. mutluluk saçmıyorum.
Egoistim işte. Fesatım ayriyetten.
Ne rahatlıkmış. Herşeyi dan dan söylüyorum. Eteğimde dökmedik taş kalmadı. Canıma değsin.
Biraz da başkaları temkinli yaklaşsın bana bakalım. Deli deliyi görünce çomağını saklarmış.
E be kızım Vildan. Ne işin var mahalle aralarında.. aklın , başın havalarda..
Havada hurma bakarken göremeyeceksin çukuru reh güzerinde.
Bugun sizin köyün fırınından köy ekmeği alırken bir bayandan bahsediyorlardı. Kuşkulanmışlar hallerinden sokak arasında evlerin camlarına bakıyormuş uzun uzun. Tv den müge anlıyı aramışlar hemen. Öle duydum.
Aman aman ne arabın sakızı, ne şamın şekeri.
Ama bu cennet hurması yaradanın eseri.
Hurma yumşayıp tatlanınca güzel de muşmula çirkinmi? Ham meyveyi koparmıyacaksın dalından ki ayrılmasın nazlı yarinden..serpilip olgunlaşsın.
Bu meyvenin diğer meyvelerden farkına gelince
mutlaka vardır bir kabahati yaradana ki bu hallere düşmüş.
Düşünsene tüm meyveler bereketli kanlı canlı dallar ve yapraklar arasında korunup oluşurken..
Bizim cennetten kovulma hurma.. kışın ayazında kuru dallar arasında, zamansız, ıssız, yalnız.
Yok yok yapmış bir kabahat o ki böyle cezalandırılmış.
Hamken bir ısırık alan pişman bin pişman..
Olduğunu anlamayıp çürük diye atan bir pişman.
Ne etliye yarar.. ne sütlüye misali.
Tersim bugun .. ters
İyi günler Vildan Hanım.
YanıtlaSilNasılsınız. Blogunuzu ve yorumları beğeniyle takip ediyorum. Bazı insanlar sivri dilli oluyor nedense. Bunlara buradan sesleniyorum
Lütfen boncuk iğnesini kendinize batırın önce.
Toplu iğneyi başkasına batırın sonra. Yorgan iğnesini göreceksiniz ki kimseye batıramayacaksınız.
Benim nacizane bir tespim var .
Paylaşabilirmiyim sizlerle. Diyelim ki evet dediniz. Aksi nebahat hanım da sesini çıkarmadı tüm aksiliğine ragmen.
Hemen anlatmaya başliyim aman o zaman
Doğada herşey birbirine benzer.
Dikkatli bakarsanız her insan da dağadan bir parça görürsünüz.
Elma yanaklıdır.. kiraz dudaklıdır..
Kartal bakışlı ve duruşludur.
Munis kedi gibidir. Çaçaron kuşu gibi telaşlı ve gürültücüdür. Kaplana benzer bazıları ise ayıya.
Kimi insanın dışı muşmula gibidir içi tatlı.
Her insan suyu tipi ile başka bir hayvanın yada meyvenin genlerinden ortak bir parça taşıyabilir. Al sana meyvelerle insanların biyolojik anlamda alakası.Biz insanların doğaya uyumunu sağlayan da birbirinden farklı ve birbirine yakın genetik özelliklerdir.
Burada kimse kendisinin kötü bir canlıya benzetilebileğinden korkmasın diye kendimden bir örnek vermek istiyorum.
Abim bana
-Turp gibisin maşallah dedi. ve ilave etti.
- Ama bayır turpu gibi. Hani onlar biraz daha yamrı yumru olurlar ya çorak arazide yetiştiklerinden. Ama daha dayanıklıdırlar ya.
O bakımdan yani .
Hiç kızmadım ona.. kIzmıycammçç hRRZZZZZ..:(
sAYGILAR.
Bu kısacık yazımla ilgili ne yorumlar yazılmış:) Vay canına sayın seyirciler.
YanıtlaSilHer birinizi hayranlıkla okuyorum. Önce Ala'ya akıl yaşta değil başta sözü doğruymuş gerçekten diyorum. Sonra Aksi Nebahat ve Dostane'ye bu harika yorumları için teşekkür ediyorum. Şahanesiniz hepiniz:)
Selam,
YanıtlaSilBu güzel yazı ve yorumlara ben de katkıda bulunayım...
Cennet veya trabzon hurması adları ile anılan bu meyva, geç sonbahar ve ilk kış döneminin en güzel belki de tek meyvasıdır.Bu meyva iyice olgunlaşmadan yenmeyeceği için kış ortasına kadar meyveleri ile kalakalır.A vitamini ve karbonhidrat açısından fazlaca zengin olması,gastroenterolojik rahatsızlıklara iyi gelmesi gibi google hazretlerinde bulunabilen bilgileri geçtikten sonra google da yer almayan bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum.Bu da; çok bilmiş google a armağanım olsun.Bir gün belki bu armağanım için bana yardımcı olabilir.
Bu meyva ağacı aslında hayırsever ve yardımsever(!) güçsüz ve yolda kalmışların dostu bir ağaçtır.Çünkü meyvasının iyice olgunlaştığı dönemde,dışarıda kalıp sığınacak bir yeri olmayan ve ayrıca saklanma başarısı gösteremeyen aciz,yetim ve güçsüz kuşların uğrak yeridir.Bir nevi aşevi gibidir.En çok yardıma muhtaç kuşlar bu ağaçtan ve meyvasından istifade ederler.
Soğuk kış günü kar yağdığı zaman, tüm yiyeceklerin üzeri karla kaplanınca bu kuşlar ne yerler hiç düşündük mü? Bütün kuşlar cik cik öteceği pencere kenarları bulamıyorlar.Böyle zamanda bu ağaç devreye girer yaprakları dökük olduğu için üzeri kar da tutmaz ve kuşlar için açık büfe olur. Onun için bu meyva kimsesiz ve güçsüz kuşları beslediği için, kendisi daha çok saygı ve sevgiyi hakediyor.
Abbas ATAR
Not:Ben bu meyvayı hiç yemem.Bana bir bu meyva için yorum yazıp övgüyle bahsedecesin deselerdi gülerdim.Hayat işte ne olacağı belli olmuyor.Ben gülmeye gidiyorum.
Merhaba Abbas Atar, Muhteşem bir bilgilendirme olmuş. Demek ki bu ağacın hikmet i farikası buymuş! Yarın bu ağacın yanına tekrar gideceğim. İnsanların bakışlarına aldırmadan, kollarımı açıp, sevgi ve saygıyla gövdesini kucaklayacağım:) Gerçekten ne alem bir ağaçmış meğer... İyi de farketmek için bu yaşıma mı gelmem gerekiyordu? Daha kimbilir farkedemediğim ne güzellikler var:)Kimbilir?
YanıtlaSilhoş bir yazı olmuş vildan hanım. teşekkürler.
YanıtlaSil