Bu sabah gazetede "Kırık Kalpler Müzesi" ile ilgili yazıyı okuyunca, sanki kafamda pek çok puzzle birleşti. Neymiş bu Kırık Kalpler Müzesi? Sevgilin var yada evlisin. Bir nedenle ilişkiyi bitirdi yada bitirdin. O gitti ama geride ondan kalan ve onu hatırlatan pek çok eşya var. Onları gördükçe boğazına bir şey düğümleniyor,efkarlanıyorsun. Birlikte gittiğiniz sinema, konser biletleri, saç fırçası mesela, hele bir de üstünde halen saç telleri duruyorsa, belki kahve fincanı, kokusu sinmiş bir gömleği, dünya kadar fotoğrafları yada... Bunlar tesadüfen sende kalanlar. Bir de özellikle sevdiğinin dokunduğu herşeyi saklama takıntısı olanlar var öyle değil mi? Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi romanındaki âşık kahramanı Kemal’in sevgilisi Füsun’un dokunduğu eşyaları nasıl biriktirdiğini hatırlasana. Ya Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şu cümlelerine ne diyeceksin: "Evvela masa üzerindeki küçük süslerini,kullandığı losyonları, tuvalet eşyasını seyrettim. Aldım,baktım. Küçük saatini elimde evirdim, çevirdim. Sonra elbise dolabına baktım. Bütün o kat kat elbiseler, süsler. Her kadını tamamlayan şeyler bana korkunç bir yalnızlık,acıma ve onun olma his ve arzusunu verdiler."
Evde birlikte yaşadığın, hayatı ve eşyaları paylaştığın, korku ve endişelerini anlattığın, komiklikleri aynı zamanda yakalayabildiğin, nefesini yanında hissettiğin biri vardı misal, kahvaltıda iki yumurta kaynatırdın, masayı hazırlarken iki tabak, iki çatal, iki bıçak, iki bardak... Şimdi yok, gitti... Sanki rüyaydı yaşadığın... Uyandın işte... Bitti... Bu yabancı gelmeyen eşyalar ne peki? "İnsanı,birini sevmeden önceki halinden çok daha yalnız bırakır birinin gitmesi." Öyle değil mi?Düşünsene... Alışmısın şimdi onunla hayatı paylaşmaya... Onu tanımadan önce sen ne yapardın ki? Nasıl biriydin? Böyle mi yaşardın? Bunları mı yer içerdin? İnsan kendi eski halini unutmuş bile olabilir. Ne yapacağını bilemiyebilir. Her şey onu hatırlatıyordur. Onu hatırlatan her eşyayı yok etmek isteyebilir. Böyle hissediyorsan, Kırık Kalpler Müzesi'ne onun tüm eşyalarını bağışlayabilirsin işte! Ne dersin?
Bu müze aslında bir sanat projesi. Objelerin hafızanın hologramları olduğunu farzetmişler ve bitmiş bir ilişkinin mirasını koruma altına almak istemişler. Sen de elindekileri müzeye bağışlayıp, ona ait eşyalardan kurtulabilirsin. Ama hafıza sende hala biliyorsun, anılardan kurtulmak mümkün mü?Onları nasıl sileceksin? Ozaman da Sil Baştan filmini hatırlasana...
Hani hafızalarımızın duygusal özü vardır derler ya... O özü yok edildiğinde, hatıralar bozulmaya başlıyor. En yakın tarihli hatıralarla başlayıp, geriye doğru gidiliyor. Sabah uyandığında hedef alınan tüm hatıralar silinmiş oluyor. Jim Carrey ve Kate Winslet’in başrollerini oynadığı, enteresan kurgusu olan bu şahane film geldi aklıma şimdi. Gelecekte böyle teknolojik gelişmeler olabilecek belki, kimbilir?Belki de hafızalardaki anılar müzelerde gösterilenecek. Gene Kırık Kalpler Müzesi olacak ama bu kez odalarda anılar sergilenecek. Belki insanlık ibret alacak bu ilişkilerden de kalpler kırılmayacak artık gelecek günlerde... Olamaz mı? Neden olmasın? Olabilir belki de! Şimdilik eğer kurtulmak istiyorsan ona ait eşyalardan, ilk hedefin Kırık Kalpler Müzesi! Marş Marş!
NOT: Bu yazıyı Mayıs 2009'da yazmıştım. Bugün baktım gazetede haber var. Gerçekten Kırık Kalpler Müzesi, dünyayı dolaşarak, 1 ila 15 Şubat arasında İstinye Park'a gelmiyor muymuş? Vay canına sayın seyirciler! Hey, sen kırık kalpli! O halde ilk hedefin Kırık Kalpler Müzesi! Marş! Marş!
Benimki çatlak.. ben de katılabilirmiyim acaba?
YanıtlaSilGüzel paylaşımlar; teşekkürler.
YanıtlaSilCihat, çatlak kalpliler eğer hatıralarından kurtulmak istiyorlarsa, mutlaka bu müzeye unutmak istedikleri eşyaları bağışlamalılar:) Zaten aranılan dedğiniz gibi kalbi ortasından çıtırdayanlar...Bağışlarsanız bilelim ama olur mu? Gidersek müzeye, sizinkilere de bir göz atalım:)
YanıtlaSilMerhaba Ali Zafer Sapçı. Ben teşekkür ederim.
YanıtlaSilAblacım, Ben ve Mehmet bu müzeye gitmek istiyoruz. Sevgiler.
YanıtlaSilVay canına sayın seyirciler!Demek bu müzeye gideceksiniz... Eşya mı bağışlayacaksınız yoksa bağışlanan eşyalara mı bakacaksınız:)
YanıtlaSilKırık kalpler müzesi olurda,sağlam kalpler müzesi olamazmı?.:)))) Hadi cukurcumada bu müzenin karşısına da böyle bir yer açalım(orhan pamuğa rakip olmak zor ama),sevgileri devam edenlerin en anlamlı eşyaları da burda toplansın,korumaya alınsın..olur ya sevgi kırıldı hooop karşi müzeye geçsin..amaaa önce sağlam kalpler kitabını yazmak lazım,bak ilk kitabının konusu hazır vildan,kitap senden,müze işi benden(Senle beraber hep bir iş yapmak istemişimdir,belki buna kısmettir)..:))).müzeye ilk eşya benden,açılışı yapayım bari,bir adet kalpli kolye.........
YanıtlaSilMüze açmak var ya... Of, Oya... Yapılır mı bu bana:) Yapalım canım, gel seninle bir müze açalım... Ne demişler? İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar:) Bu hayal, tam Hayal Kahvem'e uyar:))
YanıtlaSil