1981 Nobel edebiyat ödülünü alan Elias Canetti’nin romanı Körleşme’nin ilk bölümünde, romanın baş kahramanı Prof.Kien’in, kitaplarına hitaben yaptığı ilginç bir konuşması vardır. Sayıları 25.000 civarında olan evindeki kütüphanesindeki kitaplarına, öncelikle kökü yüzyıllar öncesine uzanan onurlu ve acı geçmişlerini hatırlatır. Anlattığı korkunç bir olaydır. İsa Peygamber’in doğumundan 213 yıl önce yaşayan, sadece hurafelere inanan, zalim despot Çin İmparatoru Shi-Huang-Ti’nin buyruğu ile ülkedeki tüm kitaplar yakılmış. Başbakan Li-Si, verdiği bir dilekçe ile imparatorun böyle bir karar almasına sebep olmuş. Sadece kitaplar yakılmamış. Ayrıca Çin’in klasik, lirik ve tarihsel yapıtları hakkında konuşanların da ölüm cezasına çarptırılacağı Çin halkına bildirilmiş. Amaç, yazılı yapıtların yanı sıra sözlü geleneksel edebiyatı da ortadan kaldırmakmış. Kendi zorbalık rejimine karşı gelecekleri ürkütmekmiş. Ülke ne yazık ki buram buram yanık kitap kokuyormuş. Bu olaydan üç yıl sonra imparator ölmüş. İmparatorun ölümü yanan kitapları geri getirebilir mi? Getirmemiş tabi ki. Yeni imparator bu vahim olayın esas sebebinin son otuz yıldır başbakanlık görevini yapan Li-Si olduğunu bildiğinden, ilk işi Li-Si’nin ellerini kollarını bağlatarak hapse atmak olmuş. Li-Si ayrıca bin sopa yemeye mahkum edilmiş. Sopaların bir teki bile esirgenmemiş. Sopaların sonunda Li-Si, yüzbinlerce kitap yaktırdığı gibi, daha başka iğrenç suçlar işlediğini de itiraf etmiş. Pazar meydanının ortasında, daha fazla acı çekmesi için, vücudu diri diri testere ile boydan boya kesilmiş. Ayrıca geriye kimse kalmasın diye, Li-Si’nin ailesindeki çoluk çocuk, kadın erkek herkes öldürülmüş.
Aslında Prof. Kien’e göre,öldürülenlerin hepsi kitaplar gibi yakılmalıymış. Oysa vicdanlı davranılıp kafaları kılıçla koparılmış. Körleşme adlı romanın kahramanı Prof. Kien, bir Sinolog yani Çin ve Uzakdoğu bilimleri profösörü. Romanda Çin’in tarihindeki bu kitap kıyımına fena halde sinir olduğunu söyler. Çin gibi yeryüzündeki bilge kişilerce kutsal sayılan bir ülkede, böyle bir facianın nasıl olduğuna bir türlü anlam veremez. “Bazen bilgisizliğin bataklığı, kitapları ve bilge kişileri de boğar.” der romanın ilerleyen sayfalarında. Ondan sonra tarih boyunca kitaplara yapılan, buna benzer acımasız saldırıların, kitapların iliklerini nasıl titrettiğini hissettiğinden bahseder. Romanda Prof.Kien, bunları kitaplarına gerçekten anlatmaktadır. Yazar kitabın bu bölümünde, kitapları halkı gibi gören Prof. Kien üzerinden, aslında kitle psikolojisinin analizini yapmaktadır. Hatta ilerleyen paragraflarda, kitaplarını köleliğe karşı savaşa davet edecektir. Körleşme, neresinden tutarsanız anlatacak çok konu çıkarılacak olan, kolay okunmayan, okuyucuyu zorlayan ama lezzeti kolay unutulmayan kitaplardandır.
Körleşme’yi ilk okuduğumda, Prof. Kien’in anlattığı zalim imparatorun gerçek olup olmadığını merak etmiştim. Gerçekten Shi-Huang Ti yaşamış ve Çin’in ilk imparatoruymuş. Çin’i birleştiren, ortak yazıyı, parayı kullandırmaya başlayan ve Çin Seddi’ni inşa ettiren imparator Shi Hung Ti, aynı zamanda ne yazık ki, yüzbinlerce kitabı yaktıran ve farklı görüşteki bilginleri diri diri gömdüren zalim kral olarak da tarih sayfalarına geçmiş. Ayrıca aşırı para harcayarak kendi mezarını ve sarayını inşa ettirmiş. Mezar yapımı 40 yıl kadar sürmüş. 700 bin kişiyi çalıştırdığı mezarın yapımı, imparator ölünceye kadar da devam etmiş. İnanılır gibi değildir. Daha yeni, 1974 yılında köylüler tarafından tesadüfen bulunan imparatorun bu muazzam mezarı, 2000’den fazla yıldır toprak altında gizli kalmış.Yapılan çalışmalar sonucunda 500 den fazla insan büyüklüğünde asker heykelleri, 18 savaş arabası, 100 den fazla at heykeli çıkarılmış. İşte İsa Peygamber’den 213 yıl önce yaşayan İmparator Shi-Huang Ti’nin, daha 36 yıl önce bulunan, bu Yeraltı Heykel Ordusu, şimdi Dünyanın 8. Harikası olarak kabul ediliyormuş. 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları Listesi’ne alınmış. Çin’in kuruluşuna tanıklık eden imparator Shi-Huang Ti, öldüğünde çocuksuz cariyeleri ve mezarı inşa edenlerle birlikte gömülmeyi istiyormuş. Halk ayaklanmasın diye, onların yerine heykelleri yapılarak mezara konduğu ve devam etmekte olan kazılar neticesinde 8000 civarında insan heykeli çıkacağı düşülmekteymiş.
Körleşme, başta Prof.Kien olmak üzere, romandaki tüm karakterleriyle okuyucusuna farklı dünyalar anlatıyor. Zor kitapları seviyorsanız, bu kitabı kaçırmayın derim. Nobelli yazar Elias Canetti, Körleşme adlı romanının başkahramanı Prof. Kein'e haybeye anlattırmıyor tabi ki, İmparator She-Huang Ti'nin gerçek hikayesini. Hiç haybeye anlattırmıyor hem de. Kendi toplumuna karşı iletişimsiz olan, benmerkezli, görmeyen, duymayan, zalimce yöneten ve halkına karşı körleşen imparatorun ve askerlerinin taşlaşmış halini, Dünyanın 8. Harikası olarak seyretmek de, neredeyse olanlardan 2000 yıl sonra bize kalıyor. Ne diyelim... Bu dünya ne sana, ne de bana kalmaz. İmparator She Hung Ti'ye kalmamış işte!.. Hiçbir kitap yazmaz! Peki ya romandaki Prof. Kien'in kendi kafasında yarattığı dünya sebebiyle yaşadığı körleşme vaziyeti. Ve körleşmenin insanı nasıl taşlaştırdığını okuma vakti gelmedi mi? Sonra kendimize dönüp bir bakmalı. Farkında olmadan körleşiyor muyuz yoksa?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder