1- Öyle güdük kalmış, öylesine kireçlenmişti ki sevme yönü, şimdi sevmeye başlaması demek, hayat boyu hiç jimnastik yapmamış bir insanın takla atmaya kalkışması gibi bir şey olurdu. Bu durumda insanın neyi kırılabilirdi?
2-İnsanın içindeki boşlukları tıka basa doldurmaya çalışmasına hayat ve hiç söylenmemiş bir söz bulma çabasına sanat dendiğini hepimiz az çok biliriz. Peki, her ikisinin de imkansız olduğunu bilen, yani boşlukların asla doldurulmayacağını, yeryüzünde hiç söylenmemiş bir söz olmayacağını bilen, bunu açık açık ifade eden insanlara kısaca ne denir?
3- İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Büyük Britanya İmparatorluğu dağılınca, sömürgelerden gelenler İngiltere’ye üşüştüler ve onlara sığınma hakkı da, çalışma hakkı da sağlandığından, ülke, Hintliler, Pakistanlılar, Karayipliler, Afrikalılar ve Araplarla doldu. Bunların arasında hangileri varlıklıydı?
4- Osmanlı hükümdarları, sefer esnasında hareketlerinden ve hizmetlerinden hoşnut olmadıkları vezirlerini azletmek için kaldıkları çadırın direklerini söktürüp başlarına yıktırırlardı. Bu hareket, iktidardan düşme manasına eski Türk geleneklerinde olup Orta Asya'dan itibaren uygulanmıştır. Bu uygulama, günümüzde halen kullanmakta olduğumuz hangi deyimimize denktir?
CEVAPLAR-
1.Cevap- Belkemiği – Sevgi Soysal – yenişehir’de bir öğle vakti Sayfa 103
2.Cevap- Filozof – Altay Öktem – içimde bir boşluk var -Sayfa 15
3.Cevap- Araplar – Mina Urgan – Bir Dinazorun Gezileri Sayfa 161
4.Cevap- Çadırını Başına Yıkmak- İskender Pala – İki Dirhem Bir Çekirdek- Sayfa 54
2.Cevap- Filozof – Altay Öktem – içimde bir boşluk var -Sayfa 15
3.Cevap- Araplar – Mina Urgan – Bir Dinazorun Gezileri Sayfa 161
4.Cevap- Çadırını Başına Yıkmak- İskender Pala – İki Dirhem Bir Çekirdek- Sayfa 54
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder