Ey Okur! Dinlemeyi arzu edersen Galata Kulesi'yle aramdaki hazin aşkı anlatmak istiyorum. Ne vakit yolum Galata'ya düşse... Ben... İlkin mahcubiyetle kirpiklerimi eğerim... Sonra cesaretimi toplarım. Başındaki külahıyla ve tüm ihtişamıyla, İstanbul siluetinde, dimdik yükselen Galata Kulesi'ni seyrederim. Of! Galata Kulesi'nin gözleri gözlerime değdiği anda var ya... İnan bana, felaketim olur ağlarım. Çünkü beni sevmediğini bilirim. Evet... Başka bir sevdiği olduğunu, üstelik kendisinden çok yaşlı bir kıza körkütük aşık olduğunu çok iyi bilirim. Cenovalı'lar İstanbul'a geldiklerinde surlarının başkulesi olarak kurmuşlar Galata Kulesi'ni. En son tepesine külahı takılınca, olanca haşmetiyle nasıl yakışıklı olmuştur anlatamam... Bıçkın, yağız bir delikanlı gibidir. Herkes etrafında pervanedir. İşte taaa o zaman... 524'lü yıllar.. Tüm cüssesiyle inşaatı yükselirken, uzaktan görür o kızı... İlk görüşte aşk denir ya hani... Görür görmez kıza vurulur. Lakin kız, hem ulaşılmazdır, hem yaşı çok büyüktür. Kimi rivayetlere göre kızın yaşı M.Ö 24'lere gitmektedir. Lakin bu kız Galata Kulesine, denizin ortasında gencecik, yapayalnız bir hüzünler prensesi gibi görünmektedir. Gün be gün aklında daha fazla yer etmektedir. Yüreğini tir tir titretmektedir. Acaba bilse ona sevdalandığını karşılık verir mi? Ne yapacağını bilemez. Çaresizdir. Galata Kulesi tarih içinde kimi zaman aşkından yanar kavrulur. Kimi zaman çaresizlikten yıkılır durur. Her seferinde söndürdüler yangınını. Tekrar tekrar inşa ederler. Her yükselişinde bir daha görür bu kızı, bir daha aşık olur hiç bıkıp usanmadan. Eli ayağı bağlı ya Galata Kulesi'nin... Uzaktan uzağa bir sevdadır bu. Olduğu yerde yanar ha yanar. Sonunda artık Galata Kulesi'nin canına tak eder. Mutlaka bir haber göndermeli ve aşkını anlatmalıdır bu kıza... Karar verir. 17.yüzyıla geldik artık diye düşünür. İçinde en güzel sevgi sözcüklerini barındıran bir mektup yazar. Aşkını anlatır. Hazarfen Ahmet Çelebi'den rica eder. Hazarfen Ahmet Çelebi alır mektubu ve Galata Kulesi'den bırakır kendini kızın olduğu yere doğru... Ama okadar ağır gelir ki mektuptaki aşk sözcükleri, dayanamaz. Aşk mektubu kıza ulaşamaz. Bu arabuluculuk Hazerfen Ahmet Çelebi için iyi olmamıştır. Padişah duyar olanı biteni... Çok kızar... Cezayir'e sürer... Hazarfen Ahmet Çelebi bir aşığa inanmanın bedelini ağır öder. 31 yaşında Cezayir'de ölür. O günden sonra ümidini iyice yitiren Galata Kulesi bedenini, hem esirlere hem kendine zindan eder. Günümüzde bile bu kızı karşıdan karşıya aşkla sevmeye devam eder. İşte... İşte ne vakit onu karşıdan görsem... Limanda hep gemiler olur... Ağaçlar kuş gibi güler... Bir rüzgâr aklımı alır. Galata Kulesi'ne gözümü diker bir süre bakarım. Beni sevmediğini... Hatta beni fark bile etmediğini... O kıza... Kız Kulesi'ne aşık olduğunu çok iyi bilirim. Kız Kulesi'ne dönüp bakmak istemem... Öldüreceğimden korkarım. Her defasında son bir ümitle Galata Kulesi'ne bakarım... Gözleri gözlerime değince... Durumumun ümitsizliğini anlarım... Felaketim olur ağlarım.
"...
YanıtlaSilIstanbul deyince aklıma kuleler gelir
Ne zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanır
Ama şu Kızkulesinin aklı olsa
Galata kulesine varır
Bir sürü çocukları olur
......."
Bedri Rahmi' nin İstanbul Destanı' nda yazdığı satırlar hiç bir zaman gerçekleşmedi ne yazık.. hem yaşı da geçti kızımızın.. O artık Sunay Akın' ın yazdığı şiirdeki gibi başkalarının bebeklerine biberon olarak kullanılmakta...
"......
Çocuğunu asma köprüde sallayan
bir annedir İstanbul
ki onun
içi süt dolu
biberonudur Kız Kulesi
soğusun diye suya tutulan.
......"
Sevgiler,
Momentos, anladım, beni iyice kıskandırmaktır niyetin. Ne diyeyim. Karşılıksız bir sevda durumu benimki bilirim. Olsun... Tahirle Zühre meselesi bu Momentos. Nazım Hikmet der ya hani.. "Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da... Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
YanıtlaSilbütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte." Koskoca Galata Kulesi orada salınan Kız Kulesi dururken... Bencağızın elbette farkında değil, olsun:))
"Yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?"
Demem o ki Momentoscum, "Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil."
Hımm... Galata Kulesiyle vaziyetim böyleyken böyle:))
Elbette yürekle sevmek seveni yüceltir.. hatta parıl parıl parlatır. :) Hani kıskandırmak değil de tarihin içine yer etmiş yazıtlarda da yazıyor ya, onları pay ettim güne, kendi hesabıma :)
YanıtlaSilVelakin platonik aşk adamı sızım sızım sızlatır sevgili HayalKahvem :) gel sen vazgeç bu aşktan.. sana başka yağız kuleler bulalım :)
Yooo... Momentos yapamam. Yooo... Asla olmaz!!! İstanbul'da bir eşi yok ki Galata Kulesi'nin. İstanbul'un simgesidir o. Çok severim. Çoookk:))
YanıtlaSilBir gün, ama bir gün, mutlaka gelip, ellerimle dokunup, gözlerimle konuşacağım...
YanıtlaSilİstanbul bu; taşı ayrı,toprağı ayrı, öyküleri ise çok daha ayrı bir güzellik anlatır bu günün insanına..
YanıtlaSilNar- ı Can, yapmayın... Kendinizi ateşe atmayın. Siz de sakın Galata Kulesi'ne sevdalanmayın:))
YanıtlaSilGüven, nasıl mühim yerler, nasıl İstanbul'u İstanbul yapan değerler öyle değil mi? İstabul'un silueti değiştikçe insanın içi sızlıyor. Vicdansızlık... Nasıl bu denli değer bilmez olduk? Şehircilik zevkini acaba nerede bıraktık? Aşk gibidir İstanbul, ve her binası emanettir bizlere. O binaların arasından sanki kafasını yukarıya doğru uzatıp görünmek istiyor gibidir Galata Kulesi. Çok sevmeli. Çook.
YanıtlaSilçok geç!
YanıtlaSilsevdalandım ki...
Nar-ı Can, güzel bir sevda bu. Yürekte bir şeyler acıtan ama inanılmaz güzellikte bir şey:))
YanıtlaSilHarika bir yazı olmuş kahve tadında dakikalar ile eşsiz anlatımız çok güzel olmuş yazınız için teşekkür eder yeni yazılarınızı merakla bekleriz.
YanıtlaSilSelam Vildan,
YanıtlaSilO kadar güzel kurgulamışsın ki, yazının ortasına kadar bilmediğim ne ola ki diye düşündüm :) Hoşuma gitti :)
Sevgiler...
Selam Hendek, yazıyı beğenmenize sevindim:) Teşekkür ederim.
YanıtlaSilSelam İstanbul GPT, İstanbul şehrinin masalları bitmez bilirsiniz.
YanıtlaSilBiz şehir hikayelerinin bazılarını biliyoruz ama insanların da şehirlerle ve şehirlerdeki binalarla ilgili öyküleri vardır. Bu anlattığım bir tanesi:) Madem beğenildi, ozaman arada diğerlerini de yazmayı düşünmeliyim demek ki:)
Teşekkür ederim.
bu kadar güzel anlatılamazdı galata kulesi =))
YanıtlaSilÇok güzel anlatmışsınız, okurken büyük zevk aldım.
YanıtlaSilSelam Meriç, sahiden Galata Kulesi'ne karşı aşırı bir ilgim vardır. Yanına gitmeye çekindiğim bir binadır Galata Kulesi. Onu uzaktan seyretmek sevdanın en güzeli:))) Vardır bende böyle haller Meriç. Kaç tane sevdalandığım ağaç var onları anlatmaya girişmeyeyim:))
YanıtlaSilTuhafımdır benden söylemesi:))
Selam Bayan Travma, beğenmenize sevindim. O halde sevdalandığım binaları, ağaçları, eşyaları anlatmaya devam etmeliyim:))Sağolun.
YanıtlaSilGünaydın Hayal Kahvem,
YanıtlaSilBen de seninle gelebilir miyim?
Günaydın Bayan Travma, bakın nesnelere sevdalanmak var ya travmalara birebirdir:)) Tamam.
YanıtlaSilO halde yola devam:))
O zaman yer ve zaman için haber bekliyor olacağım :)
YanıtlaSilTamam Bayan Travma. Elbet bir gün buluşacağız:))
YanıtlaSil